Ada Kıbrıslıların değil, Yahudi Tüccarlarındır!

Zafer Kurtuluş
Anastasiadis, Kıbrıslı Türklerin siyasi eşitliğinden kaynaklanan "karar alma mekanizmalarına etkin katılım" hakkına karşı çıktı.
Neden?
Anlaşma istemiyorlar da ondan mı?
Şayet isteseler niye bu şekilde karşı çıksınlar ki?
Yoksa oyun bu şekilde mi gitsin diye bizleri oyalıyorlar?
Tabii ki dış güçler bu şekilde istiyor ve oyun bu şekilde sürdürülüyor.
Yani oynuyorlar halklar ile.
Nereye kadar bu oyun devam edecek?
Bir yerde bitecek öyle değil mi?
Ama nasıl bitecek derseniz, bizlerin yani Kıbrıslı Türkülerin lehine bitmeyeceği kesindir.
Evet, bizimkiler eller havada kuzeyde kurdular bir yasal olmayan devlet ve bu devlet üzerinde her gün de biten toplum yarattılar.
Şimdi bu devletin üzerinden federasyon diye bir anlaşma talep etmek mümkün mü?
Bu devletin üzerinden anlaşmayı, federal çözümü konuşmak hayalidir ve de olmayacağı da kesindir. 
Ama maalesef bunu anlatamadık burayı eline geçiren öncelikle uzun süre siyaset dönemini eline geçiren Denktaş'a!
Denktaş, sadece burayı hep kendi çıkarlarına hizmet için tuttu. 
Kurulan bu devleti tekrardan seçilme ve Türkiye'yi de içinde tutarak buranın bu şekilde ülküsü olan Türklük dünyasının içinde tutması olmuştu. 
Dünyaya ve haklarımıza hiç de yaramayan bu anlayışı ile bu şekilde devam etti. 
Giden de Türk, gelen de Türk, onun zaten temel ilkesi olmuştu. 
Ne gaylesi göçe sürdürdüğü kıbrıslı Türkleri.
Buranın bu şekilde şekillenmesini isteyen güçler zaten hep Denktaş'ı ayakta tutarak kendi çıkarlarını kullanarak devam ettiler. Denktaş'tan sonra Eroğlu, ardından Talat ve bugünde Akıncı bu şekilde devam ediyor.
Hiçbiri de Kıbrıs cumhuriyetini istemedi.
Kurulan bu yapıyı Türkiye ve bunun yanında da batılı güçler çıkarları gereği istedi.
Her neyse.
Rum tarafı siyasi eşitlik yönünden bizlere karar almada etkinlik hakkı vermek istemiyor.
Yani siyasi yönden eşitlik yok deniliyor.
Peki, 1960 Cumhuriyetinde bu hak var mıydı?
Belli bir sayı üzerinden bu hak verilmişti. 
Yani eşitlik orada da tam değildi.
Bakınız, bir kez daha yazıyorum.
1974'te bu işi bitirdiler.
Yabancı güçler bu şekilde çıkarlarının gereğini yaptılar.
Ada üzerinde yer alan topraklar bu şekilde Yahudi kökenlilere satıldı. Hem de orijinal tapusuyla!
Bu durum hem kuzeyde bu şekilde yerine getirildi, hem de güneyde!
Yani kısacası bu ada elden gitti.
Kaybeden halklar oldu.
Kazananlar ise bu adayı bölen güçler oldu.
Bir lider çıkıp da demedi ey Rum tarafı bizler Kıbrıs Cumhuriyetinin verdiği devlete dönmek isteriz diye.
Hepsi de bu şekilde böl ve yönet anlayışı ile bu toprakların kalıcı bölünmesine devam dedi.
Ama bu kalıcılık, bu bölünme, bu toprak, bizlerin tapusuna değil, bu adayı kan gölüne dökenlerin tapusuna bırakıldı.
Mal sahibi sen değilsin ey Kıbrıslı!
Bu toprakların sahibi Yahudi tüccarlardır!
Lider mi?
Yaratamadık bir Lider!
Hepside ayni!