Alt yönetim olduğumuzu göstermiş oldular!

Zafer Kurtuluş

Başımıza bakalım daha neler gelecek sevgili okuyucular.
Bu ülkede bizim hükmümüz ne acıdır ki geçmiyor.
Kendimizi yönetmiyoruz.
Bizleri yönetiyorlar.
Alt yönetim olduğumuz her geçen gün daha kendini gösteriyor.
Memurluk görevi verilmiştir bizlerin sözde seçilen o üst makamdakilere!
Cumhurbaşkanı öyle.
Başbakan öyle.
Birer memurluk görevi yapıyorlar.
Hele de bu son yaşadıklarımız karşısında artık hiç şüphesiz burasının bir vilayet olduğu da bir gerçektir.
Kim ne derse desin kağıt üzerinde bağlanma yaşanmadı Türkiye'ye ama yapılanlar onu gösteriyor ki burası artık Tayyip Erdoğan'ın hükmünün geçtiği yer olmuştur.
Şöyle bir bakın, Türkiye polisini buraya gönderiyor ve her türlü operasyon yaparak tutukladığı kişileri alıp Türkiye'ye gidebiliyor.
Ne kadar kolay değil mi?
Burası demek oluyor ki bir vilayet olmuştur.
Ve bu vilayetin kaymakamı Mustafa Akıncı, Kaymakam yardımcısı da Erhürman'dır.
Yani bu tutuklamalar ve buraya operasyon yapmalar buranın bir devlet olmadığını göstermiş oluyor.
Peki ya buranın vatandaşına açılan davalara ne demeli.
KKTC yasasına herhangi bir ülke buraya girip de dava açma ve yargılama hakkına sahip olmaz!
Anayasa buna izin vermiyor.
Ama ne anayasa be diyerek buraya gelerek dava okuyorlar.
Yani o sözüm ona hükümet edenler ve Cumhurbaşkanı Anayasayı bu şekilde bir paspas yapıyorlar ayaklarının altına!
Bir baktık ki Kıbrıslı akademisyen vatandaşımız İzmir’e girerken tutuklanıyor.
Bunun akabinde arkasından Şener Levent ve Ali Osman’a Ankara’da davalar açılıyor. 
Açılan bu davalar buranın polisi tarafından tebliğ edilmiş oluyor.
Böyle bir şey nasıl olur değil mi?
Olur işte!
Çünkü burada alt yönetim var!
Burada ilhak var!
Polisine emir veriliyor ve tebliğ yapın deniyor üst yönetim tarafından!
Sadece bunlar mı?
Hayır!
Arkası geliyor ve bu gidişle de gelecektir.
Yine polise emir veriliyor üst yönetiminden ve emir alan polis de yasak yayın adı altında kitap bulundurun insanlarımızı rahatsız ediyor.
Ülkemizde yasak yayın da ne demek oluyor. 
Kitabın, okumanın yasağı mı olur?
Türkiye'de oluyorsa, burda da olacak denildi.
Ve böylelikle polis bu şekilde avcılık yapmaya çıkmıştı.
Polis, Ankara'nın polis olarak düşünce yüzünden dava okuyacak öyle mi?
Maalesef öyle!
Kitap yüzünde dava okumak!
Bugün bunları da yaşıyoruz.
Peki ya geçenlerde Mağusa’da bir kişinin ‘Kürtçe şarkı dinlediği’ ve/veya USB belleğinde ‘Kürtçe şarkı bulunduğu’ gerekçesiyle ellerini kelepçeleyip onu kodese atacaksın!
Ülkemizde şarkı dinlemek ve de söylemek suç mu?
KKTC yasasında böyle bir suç yoktur.
Yasaya rağmen polis emir alarak tutukluyor.
Yani KKTC Anayasası yerde, polisin ayağının altında, paspas olmaya devam ediyor.
Evet, görünen ve yaşanan odur ki burada bir faşizm söz konudur.
Burada her an ne yapacakları hiç belli değildir.
Tutuklamalar, davalar, hapse koymalar Türkiye'de yaşanırken, bugün burada da yaşanıyor.
Çünkü burayı kendilerine bağladılar.
Kimse dur diyemiyor.
Ne Cumhurbaşkanı'yım diyen Akıncı!
Ne de Başbakan'ıyım diyen Erhürman!
Bu efendilerin ne sesleri ne de solukları çıkmıyor.
Yazıklar olsun!