Uzun süredir siyasi çalkantı içerisinde olan ülkede ekonominin sanayi çevrelerine yansıyışı hakkında açıklamalarda da bulunan Avunduk, dövizin yükselişinin de piyasalara etkisi hakkında bilgi verdi.
“SANAYİYİ OLUMSUZ ETKİLEDİ”
Seçim sisteminin, istikrarsızlığın başlıca sebebi olduğunun altını çizen Candan Avunduk, “KKTC’nin en temel ve yaşamsal sorunlarından biri haline gelen siyasi istikrasızlıklar, tüm diğer unsurları olduğu gibi genelde ekonomimizi özelde ise sanayi sektörünü olumsuz etkilemeye devam ediyor. Güçlü iktidarları ortaya çıkaramayan, farklı farklı ideolojik düşüncelere sahip pek çok konuda ortak paydada buluşamayan partileri adeta zorunlu ve zorlama bir şekilde hükümet ortaklığına iten bu sistem sayesinde 43 yılda 42 hükümete doğru yol almaktayız” şeklinde konuştu.
“İSTİKRAR YOK”
Bazı bakanlıkların 6-7 yılda 8 bakan değiştiği KKTC’de istikrardan söz etmenin mümkün olmadığına vurgu yapan Avunduk şunları söyledi:
“Ülkede hükümetlerin ömrü yaklaşık 1.2 yıllık bir ortalamayla belki de dünyanın en kötü ortalaması. Kısa, Orta ve Uzun vade projelerin oluşturulamadığı, her yeni gelen bakanın bir öncekinin hazırladığı projeleri değiştirme ve altına imza atma çabası, ortaya asla tamamlanamayan ve ya da kadük olmuş pek çok yasal çalışma çıkarıyor. Sorunu tespit etmek, sonunu çözmenin en temel unsurudur. Bizim sorunumuzun ne olduğu net bir şekilde ortadadır. Sorun sistemin kendisindedir. Bu bağlamda ivedilikle seçim sistemimizin yeniden gözden geçirilerek, bizi istikrarlı hükümetlere kavuşturacak yeni bir yapıya adım atmamızın zamanı gelmiştir hatta geçmiştir.”
“İSTİFA SÜRPRİZ OLMADI”
“Hükümetin istifası sürpriz değil” diyen Avunduk şöyle devam etti:
“KKTC – Türkiye ilişkileri salt ekonomik anlamda ele alınamayacak kadar yaşamsal ilişkilerdir. Ancak KKTC ekonomisinin ayakta durabilmesi adına Türkiye ile imzalanan ekonomik protokoller oldukça önemlidir. Uluslararası finans kaynaklarına erişimi olmayan KKTC’nin bu protokoller aracılığı ile ulaşmış olduğu kaynaklar sayesinde ülke ekonomisi nefes almakta yaşama tutunmaktadır. Yıllar boyu imzalanan protokollerin gereği tam anlamda yerine getirilmiş olsalardı bu gün belki de kendi ayaklarımızın üzerinde durmayı başarmış ve yeni protokolleri ihtiyaç duymuyor bir noktaya gelebilirdik. Ancak ne acıdır ki üzerimize düşen pek çok şeyi yapmadığımız gibi bu konuda da gerekenleri yapamadık. Gelinen aşamada hükümetin protokol imzalanması noktasında yaşadığı sıkıntılar ve gecikmenin yarattığı etkiler çok kısa bir sürede ülke ekonomisini ve tüm sektörleri etkilemiş, hükümeti sadece maaş ödeyen, geriye kalan hiçbir sektörün ihtiyaçlarına cevap veremeyen, icraat yapamayan, taşıma suyla maaş ödemeye çalışan bir hale düşürmüştür. Bu şartlar altında hükümet yürütmenin çok zor olacağını Sanayi Odası olarak yapmış olduğumuz açıklamalarda defalarca ifade ettik. Ancak hükümet bir türlü protokolü imzalama aşamasına gelemedi. Bu noktadan sonra başlayan sıkıntılar, hükümetin de sinerjisini ortadan kaldırdı. Kaynakları tükenen, sürekli borç bulmaya çalışan, umudu ve motivasyonu kalmayan bir hükümeti yaşatmaya çalışmak zaten zordu. Beklenen oldu ve hükümet istifasını sundu.”
“ÜLKE 2 YIL DAHA KAYBETTİ”
Ülkenin iki yıl daha kaybettiğine dikkat çeken Sanayi Odası Başkanı Candan Avunduk, “2018 ve 2019 yılları ne yazık ki Kıbrıs Türk halkı için kayıp yıllar olarak anılacaktır. Her iki yıl da global finans piyasalarında faizlerin arttığı, finansmana erişimin pahalılaştığı, ticaret savaşlarının yaratmakta olduğu belirsizliklerin arttığı global ekonomik büyümenin riske girmeye başladığı dönemler olarak görmekteyiz. Türkiye’de ise Türk lirasının değer kaybıyla başlayan, yüksek faiz, yüksek enflasyon ve daralmanın etkilerine ilave olarak yaşanan global gerginliklerin ve siyasi belirsizliklerin ülkemize de ağır sonuçlar yarattığını zorlu bir süreçten geçmekteyiz” şeklinde konuştu.