Devlet ne sanatçısına sahip çıkıyor ne de Bilim insanlarına.. Alanlarında başarılı birçok vatandaşımız ülkelerinde gerekli desteği bulamadığından dolayı çareyi yurtdışına göç etmekte buluyor. Ülkede kalmayı tercih edenler ise dışlanıyor yâda çeşitli engellemelere maruz bırakılıyor.
Ülkemizin son dönemlerde en önemli sorunu haline gelen Uyuşturucu konusunda gelmiş geçmiş tüm hükümetler sınıfta kaldı. Alkol ve sigara kullanımının 11 yaşına kadar düştüğü ülkemizde uyuşturucuda görülen ürkütücü artış, endişeye neden oluyor. Mahkeme görülen davalarının neredeyse %90’nının uyuşturucu suçlarından oluştuğu ve birinci sıraya yükseldiği ülkemizde, Uyuşturucu ile mücadelede yetersiz kalan devlet uyuşturucu bağımlılığın tedavisi ve önlenmesi konusunda da başarısız kaldı.
GENÇLER UYUŞTURUCU BATAĞINDA
Uyuşturucu ile mücadele konusunda Polis Teşkilatı yetersiz personel ve ekipman eksikliğine rağmen elinden geldiğince bir şey yapmaya çalışırken, Hükümet kanadında halen daha kapsamlı bir mücadele birimi oluşturulamaması dikkatten kaçmıyor. Uyuşturucu ile mücadelenin öncelikli olarak eğitim ile başlaması gerektiğini dile getiren uzmanlar, bu konuda yaklaşık 15 yıl önce hazırlanmış olan eğitim programlarının halen daha müfredata konulmamasını çok büyük bir hata olarak niteliyor. İlkokul seviyesindeki yaş grubundan başlayarak uyuşturucunun zararları ve etkilerinin neler olduğunun gençlere anlatılması ve bilinçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapan uzmanlar, gençlerimizin gün geçtikçe uyuşturucu batağına doğru sürüklendiğini ve bu konuda maalesef hiçbir şey yapılmadığına dikkat çekiyorlar.
BARIŞ RUH HASTANESİNİN HALİ İÇLER ACISI
Ülkemizde uyuşturucu Bağımlılığın tedavisi konusunda tek merkez olan Barış ve Ruh Sinir Hastalıkları Hastanesi, hem personel hem de altyapı eksikliği nedeniyle hizmet vermekten çok uzak noktada bulunuyor. Akıl hastaları ile uyuşturucu bağımlıları aynı merkez içerisinde tedavi edilmeye çalışılması bağımlılığın tedavisi konusunda dünyadaki tedavi programlarının ne kadar gerisinde kaldığımızın bir göstergesi olarak göze çarpıyor. Özellikle Alkol ve uyuşturucu bağımlarının Barış ve Ruh Hastanesinde akıl hastaları ile aynı çatı altında kalmamak ve hastanenin fiziksel eksiklikleri yanında hijyen kurallarına uygun olmaması nedeniyle ve bu alanda hizmet veren bir özel tedavi merkezinin bulunmaması nedeniyle tedavi olamamaktan şikayetçi olduğu biliniyor. Hükümetin bağımlı ve satıcı olanların ayrımının yapılması ve uyuşturucu bağımlılarını topluma kazandırmak için çıkardığı Denetimli Serbestlik Yasası’ndan yararlanan bağımlıların birçoğu tedavi olamamaktan yakınıyor.
TEDAVİ UZUN VE MASRAFLI
Uyuşturucu Bağımlılığının tedavisinin çok uzun ve masraflı bir tedavi olduğuna vurgu yapan uzmanlar, dünyada uyuşturucu bağımlıların tedavileri genelde Devlet tarafından ya da büyük yardım kuruşları tarafından desteklendiğini ifade ediyorlar. Ülkemizde uyuşturucu sorununun gün geçtikçe kötüye gittiği şu günlerde CTP-HP-TDP ve DP’nin oluşturduğu 4’lü hükümetin programında uyuşturucu ile mücadele konusunda bir tek uyuşturucu madde bağımlılığıyla mücadeleye yer verilmesi ve uyuşturucu bağımlıların tedavisi için bir tek kelimenin bile yer almaması tam bir hayal kırıklığı olarak göze çarpıyor. Barış Ruh Hastanesinin hem fiziksel olarak hem de personel eksikliği nedeniyle uyuşturucu batağından kurtulmak isteyen bağımlılardan maddi durumu iyi olanlar ailelerinin yardımları ile özelden destek alırken maddi durumu kötü olanlar ise kaderlerine terk ediliyor. Hükümetin bazı hasta gruplarının tedavi olmaları için ülkemizdeki özel hastanelere sevk etmesi ve hizmet alması uyuşturucu bağımlısı olan hastaları ne yazık ki kapsamıyor. Bağımlılığın tedavi sürecinin uzun sürmesi ve masraflı olması nedeniyle tedavi olamayan bağımlılar çaresiz bir şekilde devletten bu konuda adım atmasını bekliyor.
ÖZELDEN DESTEK ALINMIYOR
Ülkemizde uyuşturucu bağımlığın tedavisi ve eğitimi konusunda yaşanan eksiklikler ve Barış Ruh Hastanesi’nin içler acısı hali sonrasında gözler özel tedavi merkezlerine çevrildi. Psikiyatri uzmanı ve aynı zamanda Yakın Doğu Üniversitesi Türkçe Psikoloji Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, uyuşturucu bağımlılığın tedavisi konusunda uluslararası başarıya sahip olmuş bilim insanlarımızdan en önemli isimlerinden birisi olarak öne çıkıyor. Uyuşturucu bağımlılığın tedavisi ve önleme çalışmaları yanında eğitim çalışmaları kapsamında sayısız araştırma, kitap ve eğitim programları hazırlamış olan, Türkiye’de En iyi Araştırma kategorisinde dört kez birincilik ve bir kez ikincilik ödülü alan, 2002 yılında açmış olduğu Pembe Köşk Uyuşturucu Bağımlılığı Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi’ne Türkiye’den, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden, Güney Kıbrıs’tan ve ülkemizden çok sayıda hastanın tedavi edildiği ve bu alanda çok önemli başarılara imza atan Çakıcı’dan neden yeterli derecede faydalanılmıyor yâda bu alanda desteklenmiyor. Dünyada birçok ülkede başarılı sanatçılar yada bilim adamları el üstünde tutulup desteklenirken bizim ülkemizde maalesef ya dışlanıyor yâda çeşitli engellemelere maruz bırakılıyor. Özellikle uyuşturucu ile mücadelede çok önemli bir kariyere ve başarıya sahip olan bir bilim insanımızdan yararlanılmamasının arkasında ne gibi bir gerekçe olduğu merak ediliyor. Yoksa kendi kişisel menfaat yâda çıkarlarımız insan hayatı yâda gençlerimizden daha mı önemli görülüyor?