Çocukların acı hali!

Zafer Kurtuluş

Evet, bayram dendiği zaman mutlu olurduk çocuk olduğumuz yıllarda.
Hele de 23 Nisan günü çok sevinir ve bu sevincimi de paylaşırdım arkadaşlarım ile birlikte.
Çocukluk güzeldi aslında.
Yoktu maraz, yoktu öfke.
Babamız bizleri öyle bir yetiştiriyordu ki sevgi dolu, paylaşan ve birlikte olmak vardı o çocukluk yıllarımızda.
Ona göre yetişmiş oluyorduk.
Bir birimizi severdik ve ayrım yapmazdık aramızda.
Bir birimizi anlar, bir birimizi sayardık.
Bu da babamızdan aldığımız doğru eğitim sayesinde olmuştur.
Evet bir başkaydı o yıllar.
Sevinirdik, öğünürdük her zaman büyüklerimiz için.
Oysa şimdi.
Nerede kaldı tüm bunlar?
Kaldı mı geçmişteki o büyük insanlar?
Maalesef kalmadı.
Bugün o eski günler yoktur.
O 23 Nisandan sonra verilen o bir günlük güzellik yok.
O mutluluk yok.
Oysa bizler, 23 Nisan kıyafetlerimiz ile birlikte babamız ile bir güzel yemek için restoranta giderdik.
Ardından en çok ne seviyorsak o alınıyordu bizler için.
Çünkü o gün bizim günümüz diyordu babamız.
Mutluluk bu olsa gerek değil mi?
Sayılmak ve de sevilmek.
Bunları unutmam mümkün değil benim için.
Kazandığımız güzel şeylerdi bunlar.
Olması gerekeni ne güzel yaşatıyordu bizlere babamız.
Şimdi kaldı mı tüm bunlar?
Bu şekilde aile tablosu var mı?
Olsa belki de az.
Belkide az bir takım aile çocukları bunları yaşıyor.
Ama o zamanın yıllarında hemen hemen her ailede vardı bu mutluluk.
Hem çocuklar mutlu olup seviniyordu, hem de anne baba.
Çünkü herkes çocuğuna bir şeyler verebiliyordu.
Oysa bugün belli bir kesim dışındaki ailelerin bu mutluluğu mümkün olmuyor.
Yaşamın giderek kötü duruma geldiği için ve hayat şartlarının buna müsaade vermediği için bugün bunları her kesim yaşayamıyor.
Belli kesimin çocukları mutlu oluyor, ama o zor yaşam içinde bırakılan büyük çoğunluk bunlardan geri kalmış oluyor.
Oysa bizlerin o günlerinde her ailenin çocukları mutluydu.
Şimdi bu mutluluğu veremeyen çok aile var.

Evet.
23 Nisan çocuk oyunlarını izleme fırsatı buldum Girne 20 Temmuz stadında ve tören bittiği zaman o çocukların o sevinç dolu gözlerini aradım, fakat çocukların gözleri gülmüyordu. Belli ki çok zorluklar vardı onların o çocukluk hayatlarında! Yapamadıkları, yaşayamadıkları, her hallerinden okunmuş oluyordu. 
"Haydi eve babam" diyordu ailenin başı çocuklarına. O çocuklar oysa bizler gibi eğlenmesi gerekirken, bugün bir gün bile mutlu olamıyorlardı.
Bakınız o gün gözlemlediklerim içerisinde tören sonrası çocukların orada satılan balon ve pamuk şekeri dahi alamıyor olmaları vardı. Bir baba ne acıdır ki bu hale gelmiş oluyor. Cebinde bir kuruşu dahi kalmıyor. Zaten düşük ücret altında çalışıp duruyor. Bir de yükselen döviz karşısında onların yaşamları imkansız hale getirmiştir. 
Ne acıdır değil mi o gün o çocuğuna o küçücük şeyi dahi babanın alamamış olası.
Halbuki diğer yandan belli bir azınlık çocuğunu o gün pahalı bir takım hediyeler ile mutlu ediyor. 
Ama diğer yandan büyük çoğunluk ise eskiden bizlerin mutlu olduğu şekilde bir yemek, küçük bir oyuncak dahi alamıyor.
Ve 23 Nisan kutlanıyor.
Geleceğin çocukları deniyor.
Hani nerede gelecek?
Bakın ülkenin acı haline.
Bu çocukların haline.
Büyük çoğunluğun geleceği mi kaldı?