Her hangi bir ülkeye giriş yapmanız o ülkenin vereceği karara bağlıdır. Yani evin sahibi karar verme hakkına sahiptir. Ancak karar veren ülkenin de uyması gereken Evrensel haklar söz konusudur.
Dünyada Evrensel hukuk ve insan haklarını içeren şartlar vardır!
Bu şartlar her ülke için geçerlidir. Buna da her ülkenin uyması gerekir. Sebepsiz yere bir insanın dolaşım özgürlüğünü hiç kimse kısıtlayamaz!
Bugün yaşananlara baktığımızda TC devletinin ikinci Kıbrıslı kişiyi de ülkesine sokmadığını görüyoruz.
Birincisi Ali Bizden.
İkincisi ise Dr. Ahmet Cavit An oluyor. Gerekçe nedir?
"Milli güvenlik tehdid!"
Bu iki Kıbrıslı aydın insanımız tehdid unsuru oluyorlar TC devletine!
Vay be!
Milli güvenliklerini tehdid ediyor bu iki aydın insanımız!
Aydın olmak demek, tehdid etmek demektir!
Evet.
Devleti tehdit eder aydınlar!
Oysa hacı hoca olmuş olsaydılar tehdid olmayacaktı bundan eminim.
Hele de Şeriat yanlısı ya da ilâhiyat yolunda birileri olmuş olsaydı bunlar kesinlikle yaşanmış olmazdı.
Kapılar bu insanlara ağzına kadar açık olacaktı.
Her neyse.
Kıbrıslı aydınları Türkiye kabul etmiyor!
Oysa buraya bizim devlet o kadar çok pisliği sokuyor.
O kadar çok karanlık işlerin adamlarını misafir ediyor.
Hatta üstünden de vatandaşlık da veriliyor!
Ve bizim insanımıza da terörist muamelesi yaparak onları içeriye almıyor.
Demek oluyor ki aydın olan insanımız onlara tehdit unsuru oluyor.
Haklıdırlar.
Onların düşüncelerine biat etmiyorlar.
Onların yaptıkları her türlü insanlık dışı işlerine karşı duruyorlar.
Kıbrıs türkünün onurunu korudukları için içeriye alınmıyorlar.
Anlaşılan listemiz kabarıktır!
Çok insanımız var!
Dünkü yazımda Elçi listeyi açıklasın dedim.
Ve halen daha açıklamadı.
Neden?
Yoksa Erdoğanı mı bekliyor?
Milli güvenliğiniz öyle mi?
Tehdid öyle mi?
Sizi tehdit ediyoruz.
Neyimiz ile bu tehdit!
Aydın kimliğiniz ile!
Sizlere karşı duruşumuz ile!
Dikleniyoruuz!
Boyun eğmiyoruz!
Ülkemiz için sesimizi size yükseltiyoruz!
Fedarasyon diyoruz!
Ülkede çözüm diyoruz!
Bunlarda size dokunuyor!
Çünkü esaret altında kalmamızı istiyorsunuz!
Emir kulu olmamızı!
Biat etmemizi!
Bu yüzden ülkeye alınmıyoruz!
Gidin düzelin ve bana itaat edin diyorsunuz!
Ancak bu şekilde ülkeye girersiniz.
Evet.
Çok beklersiniz bunu çok.
Biz, ne ruma teslim olduk, ne de size oluruz!
Bizi ne onurumuzdan, ne de yolumuzdan geri çeviremezsiniz!
Daha ölmedik.
Daha yılmadık.
Yaşıyoruz.
Ve de yaşayacağız!