TKP-YG Genel Sekreteri Mehmet Davulcu, Şubat ayının ortalarına gelinmesine rağmen yeni asgari ücretin belirlenmemesinin çalışan kesimleri mağdur ettiğini ifade ederek, asgari ücretin bir an önce yoksulluk sınırının altında olmadan ve 1 Ocak 2020’den geçerli olmak üzere belirlenmesini istedi.
Davulcu yazılı açıklamasında, yeni asgari ücretin belirlenmemesinin “son derece çirkin ve kabul edilemez bir davranış biçimi” olduğunu ifade ederek, Asgari Ücret Saptama Komisyonunun işlevini yerine getirmekten çok uzak olduğunu savundu ve eleştirilerde bulundu.
Türkiye’de yapılan yoksulluk sınırı ve açlık sınırı çalışmalarına göre bir kişinin aylık yaşam maliyeti tutarının 2 bin 526 TL, aynı çalışmaya göre yoksulluk sınırının ise 6 bin 705 TL olduğunu ifade eden Davulcu, şunları kaydetti:
“Türkiye ile ülkemiz arasındaki mal ve hizmetlerdeki fiyat farklılığı ve arasan geçen 4 aylık süredeki fiyat değişiklikleri de dikkate alındığında ülkemizdeki yoksulluk sınırının 10 bin TL civarında olduğu görülebilmektedir.
Ülkemizde asgari ücreti yasasının öngördüğü yaşam standartını düzenleyecek şekilde belirleme görevi hükumet adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nındır. Bu bakımdan, hükumeti yeni asgari ücreti yoksulluk sınırının altında olmayacak miktarda ve geriye dönük olarak 01 Ocak 2020 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek şekilde belirleyip ilan etmeye davet ederiz.”
Yapılan açıklama şöyle;
Şubat ayının ortalarına gelinmesine olmasına karşın yeni asgari ücretin belirlenmemiş olması çalışan kesimleri mağdur etmektedir. Yüzde 98'i sendikasız ve toplu iş sözleşmesinden mahrum olarak çalışan bu özel sektör işçilerinin ücretlerindeki tek düzenleme asgari ücretin yeniden belirlenmesidir. Ancak son zamanlarda asgari ücretin vaktinden geç belirlenerek özel sektör çalışanlarının bir ay daha çalınması adeta gelenek haline getirilmiştir. Bu son derece çirkin ve kabul edilemez bir davranış biçimidir.
Asgari Ücret Saptama Komisyonu yasa koyucunun öngördüğü işlevi yerine getirmekten çok uzaktır. Bu komisyon yasada var olan kriterleri uygulayarakl elde ettiği sonucu asgari ücret olarak saptayıp ilan etmek yerine, işverenleri koruyan bir anlayışla kriter dışı yöntemlerle asgari ücret belirlemektedir.
Bu nedenledir ki, ülkemizde uygulanan asgari ücretler reel olarak sürekli gerilemiş ve açlık sınırının altına düşmüş durumdadır. Oysa ki, asgari Ücretler Yasası saptanacak asgari ücretin 4 kişilik bir ailenin insanca yaşamasına yetecek düzeyde olmasını emretmektedir.
Ülkemizde düzenli olarak yapılmamakla birlikte, Türkiye ve gelişmiş ülkelerde yapılan yoksulluk sınırı ve açlık sınırı çalışmaları vardır. Türkiye'de Türk-İş tarafından Ekim 2019'da yapılan bir çalışmaya göre bir kişinin aylık yaşam maliyeti tutarı 2 bin 526 TL'dir. Aynı çalışmaya göre yoksulluk sınırı 6 bin 705 TL'dir.
Yoksulluk sınırının tanımı; (Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplamı) olarak yapılmaktadır. Bu tanım KKTC'deki Asgari Ücretler Yasasındaki tanımla örtüşmektedir.
Türkiye ile ülkemiz arasındaki mal ve hizmetlerdeki fiyat farklılığı ve arasan geçen 4 aylık süredeki fiyat değişiklikleri de dikkate alındığında ülkemizdeki yoksulluk sınırının 10 bin TL civarında olduğu görülebilmektedir.
Ülkemizde asgari ücreti yasasının öngördüğü yaşam standartını düzenleyecek şekilde belirleme görevi hükumet adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nındır. Bu bakımdan, hükumeti yeni asgari ücreti yoksulluk sınırının altında olmayacak miktarda ve geriye dönük olarak 01 Ocak 2020 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek şekilde belirleyip ilan etmeye davet ederiz.
Saygılarımızla.
Mehmet Davulcu
Genel Sekreter