Delegesini hiçe sayan Sucuoğlu!

Muhammet Gözay

Muhabir soruyor Sucuoğlu’na:

“Ulusal Birlik Partisi Parti Meclisi’ne seçimi kaybeden ve AKP’nin de temsilcisi olan bir kişiyi atadığınız söyleniyor. Doğru mudur?”

Ve gayet rahat bir şekilde Sucuoğlu da, hiç  sıkılmadan, doğrudur diyor. 

Hatta arka arkaya üç kez de tekrarlayıp doğrudur diyor. 

Yani üç kez tekrarlıyorum duyun diyerek.

Yani gerçekten de bardon. 

Biz Kıbrıslılar böyle deriz. 

Bardon. 

Ve, aynen öyle.

Bardon. 

Adam gayet rahat oluyor sorulan soru karşısında ve hiç de kızarmadan, hiç de rahatsız olmadan doğrudur diyebiliyor.

Bana göre rahatsızlık bu.

Size göre de rahatsızlık. 

Ama onlara göre hiç de öyle değilmiş. 

Çünkü onların anlayışları böyle. 

Duruşları böyle. 

Demokrasi anlayışına sahip bizlerin böyle bir şeyi kabul etmesi kesinlikle mümkün değildir.

Çünkü ortada demokrasi sayılan bir anlayış biçimi vardır. Bu anlayışa da uyulması ve onun yolunda yürünmesi gerekir diyoruz. 

Seçmenin onayı, oyu söz konusudur. 

Orada oy kullananların iradesi olmalıdır. 

Demokratik seçim haklarıdır geçerli sayılan. 

Ama bu da çiğnenmiş oluyor. 

Kazanmayan birisi kazanmış ilan ediliyor. 

Bu da UBP'li delegelerin oylarına karşın tepeden inme bir kararla nasılda hiçe sayıldıklarını göstermiş oluyor. 

UBP, her türlü demokratik dışı ne varsa onu yapan bir partidir. 

Seçimlerde bunları hep gördük, yaşadık. 

Hükümet yıllarındaki her türlü demokratik dışı baskıları da öyle. 

Yani UBP demek; baskı, zulüm ve halkına ihanet demektir. 

Bunlar hep yaşandı ve yaşanmaya da devam ediyor. 

Ondan yana olan yaşar. 

Ondan yana olan terfi de alır.

Devletin içine de girer ve en erken zamanda müdür dahi oluverir.

İşte UBP böyle bir partidir. 

Çıkara dayalı. 

Çıkar için hareket eden, çevresine, kendi parti rozetine bu ülkede yaşam hakkı sağlayan bir partidir UBP. 

O yüzden partinin başına kim gelirse hükümetliği de aynı şekilde devam etmiş olur. 

Çünkü temel anlayışları aynıdır. 

Ne demek bir parti başkanı, Başbakanı, Parti Meclisi’ne aday olan birisinin seçilmemesini yani oylama karşısında kazanmayan bir kişiyi Parti Meclisi’ne kazanmış olarak göstermiş olacaktır. 

Bu açıkça müdahaledir. 

Bu açıkça delege olan ve oy kullanan kişileri hiçe saymaktır. 

Sucuoğlu, açıkça ben kimseyi tanımam dedi. 

Ben ne dersem o olur dedi. 

Ne seçimi. 

Ne oyu. 

Benim kara verici diyerek, hem parti içinde demokrasiyi bu şekilde çiğnenmiş oldu, hem de AKP’nin temsilcisi olan bu kişiyi de haksızca parti meclisine dahil etti. 

Tabiki Sucuoğlu bunu AKP için yapmıştır. Ona olan bağlılığı için. 

Ona sadakatı ve emir kulu olduğu için. 

Ve Sucuoğlu, aynen şunu da söylüyor:

“Doğrudur… Doğrudur… Parti içerisinde belli dengeler vardır ve benim tercihimdir. Kimse sorgulayamaz, tercihimi o şekilde yaptım, doğrudur" diyor. 

Kimse sorgulayamaz öyle mi? 

Duydunuz değil mi?

Seçime girmiş ve kaybetmiş, yani delegenin seçmediği birisi için söylüyor bunu Başbakan Sucuoğlu. 

UBP, böyle bir parti işte!

Delegesini takmayan ve onun oyunu hiçe sayan bir zihniyetin partisidir UBP!