Türkiye’deki seçimlerin sona ermesi ve BM Özel Danışmanı’nın atanmasının ardından Kıbrıs sorununda gelişmeler bekleyip beklemediği şeklindeki soru üzerine Papadopulos, gelişmelerin beklenmesi ve bunun, doğru gidişata yönelik olması gerektiğini vurguladı.
Papadopulos, gelişmelerin, Crans-Montana’da zirveye çıkan yanlış ve tehlikeli süreçleri tekrarlamaması gerektiğine de dikkati çekti.
Papadopulos bir başka soru üzerine, stratejik bir ara anlaşma ihtimaline olumsuz baktığını kaydederek, böyle bir anlaşmanın yıllardır Kıbrıs Rum tarafınca ret edildiğine işaret etti.
Papadopulos, kendilerinin BM Genel Sekreteri’nin son iki raporunu olumsuz şekilde değerlendirdiklerini, raporda olumsuz ifadelerin yanı sıra bir ara anlaşmadan söz edildiğini ifade etti.
Diyaloğun yeniden başlamasına yönelik doğru önkoşulların bulunmadığını düşündüklerini belirten Papadopulos, Guterres çerçevesini, böylesi bir diyalog için doğru zemin olarak görmediklerini söyledi.
Papadopulos, Guterres çerçevesinin doğru zemin olmadığını; çünkü bunun, Anastasiadis’in; dönüşümlü başkanlık, veto hakkı, sayısal eşitlik gibi tehlikeli ve kabul edilemez konularda verdiği tavizleri içerdiğini belirtti.
Bir başka soru üzerine Papadopulos, Güney Kıbrıs’ın enerji planlarının normal şekilde devam etmesi ve ayrıca bu konuda çeşitli ülkelerle yapılan işbirliklerinin de gelişim halinde olması gerektiğini ifade etti.