Halkın ve ülkenin kurtuluşu

Muhammet Gözay

Muhalefet konumunda olan partiler mecliste tam olarak muhalefetlik görevini yapıyor mu?

Özellikle ana muhalefet olan CTP?

Ardından ise TDP? 

Maalesef hayır!

Dışta yer alan sol partiler onlardan kat kat muhalefetlik yapmış oluyor.

Meclisin içerisinde biraz eleştiri yapmakla muhalefetlik yapılmaz. 

Yada eleştirileri yerine, adresine, yapılmazsa işte o zaman halk temsil edilmez. 

Seçilmiş vekiller olarak halkın orada tam anlamıyla temsil edilmesi gerekir. 

Bu temsiliyet yerine getiriliyor mu?

Vekil olanlar gerçekten bizler için ne yapıyor? 

Bizleri temsil ediyorlar mı? 

Maalesef hayır!

Her neyse bakalım meclis nasıl gidiyor.

Çalışıyor mu? 

Komiteler ne alemde? 

Toplanma oluyor mu? 

Evet, o da olmuyor. 

Bakınız "hukuk siyasi işler ve dış ilişkiler komitesi" bir buçuk ayı aşkın bir süredir toplanmıyor. 

Peki komite neden toplanmıyor? 

Nedeni gayet açıktır. 

Efendilerin TC ile imzaladıkları E - Devlet protokolu var. 

Ve bu protokol ile E - Devlet'in yönetimini 5 yıllığına Türksat'a vermiş oluyorlar.

Evet, Türksat TC'de özel bir şirket, sözde  muhalefet de buna itiraz ediyor, bunun düzeltilmesini istiyor, bunun hükümet tarafından düzeltilmesini bekliyor. 

Bu mümkün mü?

Değil. 

Açıkçası AKP hükümeti yani Recep Tayyip Erdoğan öyle istediği için burada kurdurulan azınlık hükümeti de bunun tersini yapması mümkün değildir. Değildir çünkü bu hükümeti Erdoğan istediği her şeyi yapsınlar diye oraya getirdi. 

Hal böyle olunca da muhalefetin istediği değişikliği hükümetin yapması Erdoğana  rağmen mümkün değil ve çalışmalar da komitelerde bu yüzden tümden durdu. 

Peki bu bağlamda mecliste bulunmanın ne alemi var?

Mecliste olmakla ne değişecektir? 

Kesinlikle hiç bir şey!

O yüzden sokağa çıkmak gerekir. 

O yüzden Sine-i millete dönmektir. 

CTP ve TDP bunu yaptıkları an ancak toplumu temsil etmiş olacaklar. 

Aksi takdirde mecliste yer almakla Erdoğan'a hizmet etmiş olacaklar. 

Bir de çok önemli olan Cenevre süreci ile  ilgili olarak Ana muhalefet lideri Erhürman'ın Tatar ile ilgili yapmış olduğu eleştirileri vardır. 

Bu eleştirilerde Erdoğana yönelik ve Çavuşoğluna yönelik hiç bir kelime sarf etmedi.

Sadece Tatara karşı açtı ağzını o kadar!

Tıpkı Cumhurbaşkanlığı seçimlerde olduğu gibi. 

Ayni şekilde Özyiğit'te öyle. 

AKP'ye ve Erdoğan'a tek kelime yok!

Peki tüm bunlar da Tatar ve Saner hükümeti mi suçlu? 

Her şeyin suçlusu onlar mı?

Yine yanlış adres!

Yine yanlış yol!

Bu şekilde devam etmeleri bizleri daha da bitirmiş olacaktır. 

Adresi artık doğru koymaları gerekir. 

Doğru muhalefet yapmaları gerekir. 

Aksi takdirde işgali ve işgalciyi korumuş olurlar. 

Onlara da koltuk değneği olurlar.

Evet, kısacası özgürlüğümüze, demokrasimize karşın bu şekilde müdahele eden AKP ve Erdoğan'a karşı gerçek muhalefet yapılması ve bedel ödenmesi gerekir. 

Eğer ki halkın ve ülkenin kurtuluşunu istiyorsalar, bunu süratle yerine getirmeleri gerekir.