Hayal kurmak, göremediğimiz ve dokunamadığımız, ancak istediğimiz bir şekilde yaratabileceğimiz bir dünyayı düşlemektir. Hayal kurmak bir delilik ibaresi değildir. Asıl delilik, hiç hayal kuramamak ve hayalini kurduğumuz hayatı yaşayamama ihtimalinin korkusuyla felç olmaktır. Hayal kurmak geleceği makro ölçülerde yaşama isteğidir. William Russell “Büyük işler, büyük hayaller kurma özelliği olan insanlarca başarılmıştır” der.
Albert Einstein ”Mantık sizi A noktasından B noktasına götürür, hayal gücü ise her yere” der. Hayaller hayat tarlasından geçerken elimizden toprağa düşen tohumlardır. Tohum ve tarla için de çabalamanız gerekir ki hayaller gerçek olsun. Hayallerle özgürleşmek için engelleri küçümseyin. Zaten engeller Hanry Ford’un dediği gibi gözümüzü hayalden ayırdığımız zaman gördüğümüz o korkunç şeyledir.
İnsanlar birçok kez hayal kurmamamız gerektiğini söylerler. Bize gerçeğe geri dönmemizi ve yaşamı olduğu gibi görmemizi tembihlerler. Ama aslında hayaller, yapmak istediklerimizin bir taslağıdır ve düşlediğimiz yoldaki ilk adımlarımızı atmamıza yardım ederler.
Aklımız fantastik dünyaları, hem olası hem de imkansız durumları, milyonlarca rengi ve sınırsız sayıdaki ihtimali hayal edebilir. Hayal etmek, var olmayan ile olabilecek olan arasında bir köprü kurmaktır.
Hayal kurmak gelecek kaygısını hafifletir, bizi olası depresyonlardan koruyabilir; ama kurduğumuz hayaller gerçeğe uygun olmalıdır; çünkü gerçekleşen her hayal bizi ileriye taşıyacak yeni hayallerin oluşmasına olanak sağlar. Hayaller ütopik olmamalı ki gerçekleşmediğinde hayal kırıklığı yaşanmasın. Hayal kuramayan insan geleceğe umutlu bakamaz. Umudunu kaybeden insanlar için depresyon kaçınılmaz sondur. Hedefe ulaşan tüm başarı öykülerinin altında hayaller vardır. Bu yüzden hayal kurun hayal kurmak özgürlüktür…
Psikolog Ali Toprak