O da kıvırıp da yerine oturacak!

Muhammet Gözay

Töre, "Meclis Başkanlığı seçiminden çekilmem istendi" diyor. 

Evet Zorlu bey, konuş bakalım. 

Neden çekilmen istendi?

Müdahale mi yapıldı?

Kimdir bunu yapan?

Onu da söylemen gerekir. 

Kim müdahale yaptı?

Ya da kimlerdir bunlar?

İsimleri ne?

Neden müdahale yapıldı?

Ne gereği var da yapıldı?

Bunlar önemli tabi ki de!

Çünkü sen bir vekilsin, halkın vekili. 

O yüzden halkın bunları bilmesi gerekir.

Halka müdahale ne için, neden yapıldı açıklaman gerekir. 

O yüzden konuşman lazım. 

Susmak, halkını aydınlatmamak olmaz.

Seçilen halkına hesap vermelidir.

Çünkü onun vekili olarak orada yer almıştır. 

Kurultay gibi olmasın bu müdahale işi de!

Çekil dediler de çekildik. 

Ama kim dedi?

Neden dedi?

Onu söylemekten korkan ya da geri çekilen Dr. Sucuoğlu gibi olmasın. 

O yüzden konuşman ve korkmaman gerekir.

Seçilen kim isterse olsun, sırtını halkına dayamalıdır. 

Halkından gücünü almalıdır. 

Halkı için orada vekil olduğunu da unutmamalıdır. 

Ama nerde değil mi?

Seçilenlerin her zaman için önce kendileri, çevresidir önemli olan. 

Halk hiç bir zaman da olmadı. 

Her neyse, konumuzun dışına geçmeyelim ve konumuza devam edelim. 

Zorlu Töre'ye kim müdahale etmiştir?

Ankara mı?

Eroğlu mu?

Yoksa UBP parti meclisi mi?

Ya da cumhurbaşkanı Tatar mı?

Birisi ya da birileri mutlaka müdahale etmiştir ve yukarda yazdıklarımdan birileridir mutlaka diyorum. 

Kimdir?

Kim olduğunu mutlaka Töre, bu topluma açıklaması gerekir. 

Öyle müdahale yapıldı diyerek, bu işin öylece kalması bir vekile yakışmaz!

Yakışmaz, çünkü halkı tarafından seçildi ve halkına da bu konuda dürüst olmalıdır, zaten olması gerekeni de budur.

Öyleyse Töre konuşmalıdır!

Yok hayır Sucuoğlu gibi kıvırırsa, toplum bunu kesinlikle hazmetmiş olmaz ve bunun hesabını da günü geldiğinde muhakkak sormuş olur, olacak da!

Gerçekten de bu müdahale işleri her türlü şekilde yapılmaya da devam ediyor. 

Müdahalesiz hiç bir şeyi yerine getirmeyen bir anlayış hakim olmuştur bu kurulan yapıda!

Bu yapı, adeta her bir şeyine kadar tehdit ediliyor, tehdit edilmeyen yanımız ya da yerimiz kalmamıştır. 

Seçimlerimizi her zaman Ankara tehdit  ediyor, baskı ve müdahale yapıyor. 

Bunu da en son olarak cumhurbaşkanlığında yaşadık! 

Akıncı'ya yapılan müdahale ve Tatar'ı saraya taşıyan Ankara'nın ta kendisi olmuştur!

Ardından UBP kurultayına yapılan müdahale ve yaşanan başkanlıktan çekilme!

Şimdi de meclis başkanlığı seçimlerine  karşı müdahale!

Sonuç olarak her bir yanımız da müdahale yaşanıyor. 

Peki, bunlar yaşanırken ne yapılıyor?

Susuluyor değil mi?

Bir tek Cumhurbaşkanlığında susulmadı!

Akıncı, bunu açıkça dile getirdi.

Çekinmeden, korkmadan!

Peki ya bugün Töre ne yapacak?

Kıvırıp da yerine oturacak mı Sucuoğlu gibi?

Yoksa açıkça müdahale edeni söyleyecek mi?

Maalesef hayır!

O da kıvırıp da yerine oturacak!