Sendikal platformu adres belli, Tayyip Erdoğan Rejimi!

Zafer Kurtuluş

Sendikalar toplanıyor her zaman toplandıkları şekilde. Tabi ki toplandıklarında ise bunun adı da Sendikal Platformu oluyor. 
Evet, 03 Eylül 2018 pazartesi yani bugün toplanıyorlar. 
Ne için?
Tabiki eylem kararı için! 
Kime karşı? 
Hükümet'e!
Neden hükümet'e?
Neden Elçilik değil? 
Neden Meclise? 
Bakınız, çok yazdık ve çok söyledik. Burada muhatap hükümet değildir. 
Ülkenin bu hale gelmesi yaratan ne acıdır ki burayı alt yönetimi olarak kullanan Türkiyedir.
Burada ne yapılırsa suçlu olan Türkiye'dir.
Çünkü buraya hakim olmuştur. Gelen hükümetler aslında hükümet sayılmıyor. Onlar birer memur olmuşlardır Ankara hükümetlerine!
Burada bulunan elçi sözde elçi ama gerçekte bir vali olarak her zaman görev yapmış ve yapmaya da devam ediyor. 
Burada bulunan vali, emirler alırken Ankara hükümet edenlerinden, tabiki şimdi de Tayyip Erdoğan'dan alıyor. Aldığı emirleri ise harfiyen memur Erhürman başta olmak üzere onlara vermiş oluyor.
Yani burda hükümet diye bir şey yok!
Diyeceksiniz devlet var mı? 
O da yok!
Burası Türkiyenin bir ili kadar idare edilmiyor. Buradan hep birşeyler alınıyor.  Burada her zaman birşeyler bitirilmiş oluyor.  Bunları da o seçilen memurlar vasıtasıyla yapmış oluyorlar. 
Yani burada suçlu kurtarıcı ve o kurtarıcıya boyun eğer o memurlardır.
Kurtarıcı kurtarmak için geldim derken, bir bakıyoruz ne kurtarması. Yıktı, söküp hep talan etmiştir.  Rumlardan kalan o ganimetler hepside yendi ve yutuldu. Çalıp çırpma burada belli bir kesimi zengin etti. Malı olmayan patron oldu. Malı olan ise marazından kahrından ölüp gitti.
Gerçek Kıbrıslı hak sahibi olması gerekirken, bir baktık kurtarıcı diye buraya giren kendi insanını bu şekilde bu toprakların sahip etti. Türkiye buraya uluslararası hukuku çiğneyerek her türlü işgali empoze etti. Gerek nüfus ki bu çok önemli, toprak, kılık kiyafet, yaşam şekli, Kıbrıs mutfağı,  Kıbrıs sanatı kısacası var olan yapımızı her şeyi ile birlikte bitirmek adına hareket etti. Bu da dünyanın gözü önünde yaşanmış oldu. Dünya buna seyirci kaldı. Neden? Çünkü şikayet eden toplum olmadık?  Yasal hukuk yoluna gitmedik? Seçilmişlik oynadı bizim burda yer alan siyasi partiler! Peki sendikalar onlar da aynı şekilde sorumlu olan suçlu olan kurtarıcıya değil, onun memuru icin ayağa kalktı. 
Peki, ne oldu? 
Birtek KTOS doğru hedefe karşı hareket etti. 
Burada her şeyi ile işgal var diyen tek sendika o oldu.
Sendikal platform her zaman adresi şaşırdı. Hep hükümeti hedef gösterdi.  Alt yönetim hedef mi olur? Üst Yönetimdir esas hedefimiz. Dünya, uluslararası hukuk bile burada Türkiye'yi suçlu görürken bizim bunu görmemiz ne olabilir sizce? 
Bence birincisi korkaklık!
ikincisi ise beli bir kesimin buldukları çıkarlar ve Rumlardan kalman ganimet düzenidir. 
Uluslararası hukuk herşeyde Türkiyeyi sorumlu ve suçlu sayarken ve her türlü davaları da bu şekilde bizlere değil de Türkiye'ye açarken bizler ne yapıyoruz. 
Evet, eylem adresin sahibi Tayyip Erdoğan Rejimidir! 
Bugün dövizin bu hale gelmesinin suçlusu Tayyip Erdoğan rejimidir!
Peki, ne yapacak Sendikal platform?
Tayyibe pankart açacak mı? 
Suçlu sensin ey Tayyip diyecek mi? 
Elçilik önüne gidip valiye ses çıkaracaklar mı? 
TL' ye mahkum edilen bizler bugün ne yapacağız? 
Sendikal platform TL istemeyiz mi diyecek? 
Biz paramızı!
Biz onurumuzu! 
Biz evimiz! 
Biz Kıbrıs Cumhuriyetinin temel tüm hakları için toplanıyor ve bu haklarımızı talep ediyoruz bizi işgal eden kurtarıcıya güçlü bir platform olarak haykırmak koşulu ile!
Geleceğimizi ve kurtuluşumus barış ve gözümden geçer diye bunu dünyaya haykırmalıyiz!
Türkiye'nin ve bugün özellikle Tayyip Erdoğan rejiminin bizleri her halukarda bitirmeye doğru gittiğini platformu olarak haykırmalıyız!
Var mıyız bunu yapmaya? 
Hakırmaya?
Varsayız kazanırız!
Kurtuluruz!
E hade o zaman sendikal platforum hep birlikte doğru adrese!