Sendikalara sahip çıkılacak ve teslim olmayacağız!

Muhammet Gözay

Bakınız UBP Genel Başkan Vekili Ersan Saner'in KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in demokratik hak ve özgürlükler için yapmış olduğu açıklamalarına nasıl ve ne şekilde bakıyor. 

Saner'in yapmış olduğu açıklama: "Ulusal Birlik Partisi olarak Devlet, millet zararına, sendikacılıkla bağdaşmayan faaliyetlerde bulunulmasını, açıklamalar yapılmasını asla sineye çekmeyeceğiz ve önlenmesi için gereken yasal düzenlemelerle ilgili adımları atacağız!..” 

Nedir bu adımlar?

Açıkça tehdit!

Susturmak!

UBP bu, her zaman tehdit yaparak susturmak yoluna giden partidir.

Zaten işleri hep susturmak, o yüzden her bir şeyi yapan partidir. 

2010 yılında tek başına olduğu yılda  kendini göstermiştir. 

Hatırlayın nasılda TC ile yapılan protokollerin içerisine demokratik dışı neler koyduklarını ve sendikaları dize getirmek, susturmak için neler yaptıklarını...

O günlerde nasıl hareket ettiklerini ve bugün de aynı şeklilde konuşuyor olduklarını görüyoruz.  

2010 yılında UBP'nin yetkili kişileri…“Bu sendikalar da çok oluyor özellikle de KTÖS,” onlar sendikacılık yapacaklar, siyaset yapamazlar diyerek sendikaları susturmak, durdurmak gerekir diyorlardı. Yani “Siyaset yapmalarını önlemek gerekir.” 

2010 yılında neler yapılmaya çalışılmışsa, bugün daha beter şeyler yapılmak isteniyor. 

Açıkçası dün olduğu gibi bugün de Faşizim uygulamaya çalışıyorlar. 

Ersan Saner, KTÖS'e faşizmi işaret ediyor. 

Evet.

Ülkenin ve insanımızın durumu hiç de iyiye doğru gitmiyor. 

Bakınız döviz karşısında TL eriyip gidiyor. Buna karşın aile yaşamları maf olacak,

dağılacak.

Bunun yanında yaratılan gelir farkı adaletsizliğine kim dur diyecek?

Kim karşı koyacak?

Hukukun sürekli çiğneniyor olmasına, kim dur diyecek?

Hukuksuzluk karşısında susulacak mı?

Peki yaptıkları partizanlık, adam kayırmacılık ve adaletsizlikler ne olacak?

Ankara'nın baskıları ve müdahaleleri...

İradenin çiğnenmesi... 

Bunlar ne olacak?

Evet Saner ve partisi, tüm bunlara karşı önlemler için harekete geçmiş olacaklar...

Çünkü biliyorlar ki toplum patlama noktasına gelecek!

Ve, o yüzden harekete geçecekler.

Konuşanı susturacaklar.

Yazanı susturacaklar. 

Davalar açmak yoluyla...

Tehditler yapmakla...

Hain ilan etmekle...

Ve tüm bunlar için de 'yasal zemin’ de hazırlayacaklar.

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil’in açıklamalarına karşın Saner, açıkça kendini bu şekilde göstermiş oldu. 

Kıbrıs Türk Toplumu için nasıl bir karanlık planları yaratmaya çalıştıkları ve toplumu bu karanlığa mahkûm edecekleri de aşikardır. 

UBP hükümeti her zaman olduğu gibi  arkasına Tayyibi, AKP’'yi alarak demokratik bir düzen yerine, dikta faşizim kurmaya çalışıyor.  

Zaten baskı ve tehdit yoluyle Sarayı da ellerine geçirmiş oldular. 

Hem Saray, hem hükümet, ellerine geçmiştir. 

Bu yüzden demokratik tüm hakları da bu şekilde işgal ederek halkın her türlü hakkını gasp etmek istiyorlar.  

Bu yüzden de sivil toplum örgütlerini ve basını susturmak gerekir.

Evet, Saner onu yapmaya çalışıyor. 

Ama Saner ve UBP, bunu başaracağını zannetmesin!

Kıbrıs türkü karanlığa gitmek ve kaybolmak için mücadele vermedi. 

Demokrasi, insan hakları, çağdaş bir yaşam için vardır. 

Onun için mücadele vermiştir. 

Her türlü baskıya karşın da verecektir. 

Sendikalarına, kurumlarına sahip çıkacaktır. 

Teslim olmayacak ve de izin vermeyecektir.