Son perde

Arif Alasya

Berlin sonrası Çavuşoğlu’nun yaptığı açıklama sonrası farkı bir oyun sahneye konulacaktır.

İlk adım Akdeniz’de Türkiye ile Libya arasında münhasır bölge ilan edilecek ve Türkiye Libya’daki iki yönetimli idareye taraf olarak bu ilan ettiği bölgede petrol, gaz araması başlatacaktır. Anastasiyadis da Mısır, Israil gibi ülkelerle bu münhasır bölgeden geçecek boru anlaşması imzalayacaktır.

Yani Akdeniz’de dengelerin değişmesi için hamleler yapılacaktır. Bu hamleler yapılırken da Türkiye’nin elinde tek koz KKTC’dir.

Bu noktadan sonra çözümü savunan Akıncı ile Türkiye arasında gerginlik artacaktır.

Bundan sonraki süreçte BM ile iki taraflı sürdürülen 5+1 süreci için mutabakat belgesi imzalamaya yönelik çalışmalar hep Türkiye tarafından baltalanmış ve ortaya iki devletli çözüm yani çözümsüzlük çalışmaları başlatılmıştır.

Bu çalışmalar o kadar ileri götürülmüş ki son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde doğrudan müdahale ile 1990’da yapıldığı gibi halk hainler ve milliyetçiler olarak ikiye bölünmüştür.

Bu gün 4400 oy farkı ile Cumhurbaşkanı seçilen Tatar bu seçimi 1974 sonrası gelen nüfusun yoğunlukla yaşadığı Karpaz bölgesi ile Maraş ve bir iki köyden aldığı 11 000 oyla seçildiğini görmezden gelecektir. Yani irade Kıbrıs Türkünün değildir. İrade yıllardır Türkiye’nin yarattığı düzenden yararlanan ve göçmen gelip vatandaş olan TC.kökenli vatandaşların iradesidir.

Burada bir parantez açıp şu gerçeği görmemiz gerekmektedir. Her makama oturan kişi o makamda kalıcı olmak için hep Türkiye’ye yaranma yolunu seçmiş ve koltuktan kalktığı zaman bunları toplumla paylaşmıştır.

Birkaç örnek verelim. Ferdi bey Başbakanken meclise en son verilen yasa meşhur göç yasasıdır. Bunu da koltuk gittikten sonra baskı ile bu yasayı meclise sunduğunu ve bu sayede Türkiye’den para aldığını açıklamıştır. Cemal Özyiğit imamın ordusu diyerek koltuğa oturmuş sonra kıvırmış. Sonunda koltuktan kalkınca da TC.Milli eğitim bakanının onu kabul etmemesinin nedenini da ‘’Benden İlahiyat kolejini istedi vermedim’’diye açıklamıştır.

Akıncı da baskılara maruz kaldığı Berlin sonrası dönemde bu baskıları halkı ile paylaşmamış ve bedeli bize ödetmiştir.

Gelinen nokta artık tamamı ile her alanda açıkça TC yönetiminin hâkim olduğu bir KKTC ve görüşme masasında artık 5+1 değil 4+1 gerçeğinin olduğu Kıbrıs türkünün artık bir iyon bile olmadığı gerçeği vardır.

TMT yemini yapıp bizi bu günlere getirenler, Milletvekili yemini yapıp bizi Besleme durumuna getirenlere ŞÜKRAN

ÇÖZÜMSÜZLÜK ÇÖZÜMDÜR BİR DE 1950’LERDEKİ İLK SLOGANIMIZ ‘’KIBRIS TÜRKTÜR TÜRK KALACAKTIR’’

Daha biz oradayız.