Yaşadığımız acı gerçekler!

Muhammet Gözay

Asgari Ücret meselesi!

Evet, tamamen işvereni kayırmak için siyasi malzeme yapılmaktadır. 

Siyasiler işverenlerden, sermaye sahiplerinden destek alabilmek adına herhangi bir prensipleri olmadıklarından 'yurttaşların' hayatları üzerinden popülizm yapmakta usta demagoglar olarak halkın yaşamına da müdahale etmektedirler. 

Asgari ücretin sözlük anlamına bir kere açıp bakarsalar eğer karşılarına 

'yeterli' gibi bir kavram çıkacaktır. 

Siyasiler yeterli kavramını ancak söz konusu vatandaş olduğunda anlamakta ve vatandaş için azami süratle asgari ücret için çalışmaktadır. 

Bu ülkede işveren sendikalarının olup da işçilere ya da özel sektöre yani gerçek 'emekçilere' ait sendikaların olmaması da siyasilerin ve devlet yetkililerinin 'yurttaşlar' konusunda hiç samimi olmadıklarının en büyük göstergesidir.  

Asgari ücret konusunda laf olsun torba dolsun gibi suya sabuna dokunamayan sadece 'ayrıcalıklılar' için çalışan bir devlet ideolojisi ancak ve ancak azgelişmişlikten dahi nasibini almamış 'merkeze' bağlı aciz bir 'preferi' olmaktan ileri gidemez. 

Bu nedenle özelde KKTC genelde Kıbrıs sömürge artığı bir ülke olmaktan ileri gidememektedir. 

Kıbrıs'taki yönetim mekanizmalarının özgürlüğü ancak bir kuklanın özgürlüğü kadardır.

Ne yüzle, hangi yüzle?

Bir meclis başkanını dahi seçemiyorlar ve bunlar hükümet olacaklar öyle mi?

Hade be yörüyün işinize.

Kendini yönetemeyen bir parti, ülkeyi yönetecek öyle mi?

Ve erken seçim de diyorlar. 

Ne yüzle ve hangi yüzle seçime gidecekler?

Danışman görev peşinde!

Erkan Eğmez, yine mi yakalandı. 

Bu adamda rahat durmuyor.

Yok bu sefer kaçakçılık değil, rum tarafı ile görüşme içindeydi. 

Yani konu Kıbrıs konusuydu!

Görevini yapıyordu Cumhurbaşkanlığına  atanmış olduğu için!

Erdoğan izin verirse!

Ersin Tatar, BM Genel Sekreteri Guterres'in mektubunu Kıbrıs Türk Toplumuna neden açıklamıyor?

Yoksa Erdoğan izin mi verecek?

E öyle tabi ki de...

Adam atanmış kayyum... 

O yüzden talimatı uygular sadece... 

Talimat neyse o yapılır. 

Evet.

Tatar, Cumhurbaşkanı değil, kayyum atanmıştır.

Ağaç katliamı!

LAPTA belediyesinin yaptığına bakınız, güzelim iki ağacı bu şekilde kesiyor, oysa bu ağaçlar yeşillik ve de güzellik kaynağı. 

Ne gereği var bu şekilde kesmek?

Hiç bir şeye engel değiller oysaki.

Ne elektrik kablolarına, ne de başka her hangi bir şeye. 

Yazık bu yeşil koca ağaçlara. 

Evime giderken yer alıyor bu yer, yani Lapta başpınar bölgesidir. Yukardan dağdan gelen kocaman derenin geçtiği yer oluyor burası. Özellikle yazın bu ağaçların gölge altında dinleniyor köylü insanlarımız. 

Serin ve de güzel ağaçların. 

Ve şimdi bu ağaçlara bakınız. 

Bu mudur belediyecilik?

Bu mudur yeşile sevgi?

Yazıklar olsun!

Seçtiklerimiz her şeyi bu şekilde katletmiş oluyorlar!

Ufak atın da civcivler yesin

Mecliste milletvekili maaşlarının da eridiğini söylüyorlar.

Ya öyle mi?

Aldıkları bu maaşla geçinemiyorlar mı?

Çok kötü mü halleri?

Öyleyse, asgari ücreti alsınlar da göreyim bakalım bu vekillerin halleri ne olacak?

Sıkı durun piyasa ucuzluyor!

Hadi gözünüz aydın olsun. 

Özellikle de asgari ücretle geçinmeye çalışanlar.

Sakın yanlış anlamayın, ben söylemiyorum, Başbakan yardımcısı ve Ekonomi bakanı Arıklı söylüyor. 

Haydi markete, haydi alışverişe, piyasa ucuzluyor.

Ne gayelerinde!

Milletin ensesinden inmeyen makam sahipleri bir de eşlerine özel makam araçlarıyla keyif yaşatmış oluyorlar. 

Evet, biraz önce bir makam sahibinin eşide Lapta Karşıyaka sahil yürüyüş yolundaydı. 

O yürüyüşünü yapıyor, şöförü de onu aracın önünde bekliyordu. 

Ve bu seferki de, komutan eşiydi!

Millet öder değil mi?