Kıbrıs Türk Toplumundaki kadın haklarının ihlalleri, sosyal ve politik açıdan kadının sömürülmesini ve bu gidişatın sonlanmasına dair hukuksal, sosyal ve kültürel bir yapılandırılmanın bugüne kadar gerçekleştirilemediğine vurgu yapan Çakıcı, toplum huzuru ve kadının hak ettiği yaşam standardına erişebilmesi yolunda kültürün, hukuksal ve sosyal değerlerin çarpıtılmasının sürecini erteleyecek yönde bir durum olduğunun önemine dikkat çekti.
Ülkemizde kadına olan şiddetin toplumdaki adaletsiz ve çifte standartçı tutumu destekler nitelikte olduğuna dikkat çeken Çakıcı, ’Kadına yönelik şiddet ve cinayetin artışı olarak hükümetin ve devletin herhangi bir tedbiri bulunmamaktadır. Bu sebeple de kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri daha artacaktır. ’ değerlendirmesinde bulundu. Kamusal anlamda ulaşılabilir destek mercilerinin yetersizliğine vurgu yapan Çakıcı, ’Mecliste bugün itibariyle yapılan konuşmalarda halen 181 hattının gündeme gelip gelmemesi tanıtımının yapılıp yapılmaması ile ilgili tartışmalarının olduğunu görüyoruz. Bu tartışmayı bile üzüntü verici buluyoruz. Bu ülkede şiddete uğrayan kadınlarla ilgili hükümet politikası, şiddete uğrayan kadınların başvurabilecekleri psikolog ve psikiyatristlerin görev aldığı bir merkez yâda bir sığınma evi bulunmamaktadır. Şiddete uğrayan kadınların şehirlerimizde ve ilçelerimizde yardım alabilecekleri ve tedavi görebilecekleri Barış Ruh Sinir Hastalıkları Hastanesi bu konuda yetersiz kalmaktadır. ’açıklamasında bulundu.
Ülkemizde daha çok psikolog ve Psikiyatristin bulunduğu kadınlara destek veren hem hastaneye hem de danışmanlık merkezlerine ihtiyaç olduğunu söyleyen Çakıcı, “Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi yönünde eğitim ve önleme programlarının olmaması nedeniyle kadına yönelik şiddet devam etmekte ve önlenememektedir. ’değerlendirmesinde bulundu.
Güvenlik güçlerinin kadına olan şiddetin önüne geçilmesinde yetersiz kaldığını dile getiren Çakıcı, “Bu bir aile sorunudur. Karı koca ilişkisinden kaynaklanır diyerek, müdahale etmemekte aile içi şiddet konularında geri adım atmaktadır. Ülkemizde 10 kadından 8’i fiziksel şiddete, 10 kadından 3’ü ise cinsel tacize maruz kalmaktadır. Bu bilimsel çalışmalara gösteriyor ki en yoğun şiddetin görüldüğü yer kadınların evleridir ve şiddeti gösteren kişi de çoğunlukla kadınların eşleridir, erkek kardeşidir yâda babasıdır’ ’açıklamasında bulundu.
Hükümetin toplum içi refahı sağlaması ve insan hak ve özgürlüklerinin laiki ile kadın yaşamında yerini sağlamlaştırabilmesi yönünde çalışmalar yapması gerektiğini ifade eden Çakıcı, “Hükümeti, kadına yönelik şiddetle ilgili olarak gerekli tedbirleri almaya, merkezlerini düzenlemeye, yasalarını uygulamaya, güvenlik tedbirlerini almaya ve bu konularla ilgili adım atmaya davet ediyoruz. Aksi takdirde kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin artacağı endişesini taşıyoruz.’’ açıklamasında bulundu.