Çok masum gibi görünen ve ürünlerin ömrünü uzatıp tatlarına da lezzet katan katkı maddeleri, insan bünyesine birçok yönde etki ettiği gibi, kanserojen madde içermeleri nedeniyle de ciddi sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor
Bugün hepimizin tükettiği hemen hemen her üründe yer alan ve geniş bir kullanım yelpazesine sahip olan en tehlikeli kanserojen gıda katkı maddesinin başında “E330” denilen “sitrik asit” geliyor
Sitrik asit gofret, meyve suyu (özellikle kayısı), tüm teneke konserve ve turşular, gazozlar, jelibonlar, sarma dolma gibi ürünlerin hepsinde uzun süreli tüketim halinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor
Özellikle gazlı içeceklerin başında gelen ve E300 kodu ile piyasada bilinen askorbik asit de uzun tüketim halinde insan sağlığı açısından ciddi problemlere yol açan bileşenler arasında yer alıyor
123, 110 ve E211 olarak kodlanan ve Sodyum Benzoat’ı içeren genellikle ketçaplarda bulunan bu zararlı bileşen şu anda başta ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Japonya ve daha birçok ülkede yasaklanmış olmasına rağmen ülkemizde renkli draje çikolatalarda ve kaymaklı bisküvilerde kullanılmakta
Özlem ÇİMENDAL
Günümüzde gelişen teknoloji ile birlikte hemen hemen her yediğimiz besinde bulunan katkı maddelerine artık tüketiminden kaçınamayacağımız kadar fazla rastlanmaktadır. Gıda maddelerinin üretiminde verimlilik artışı ve uzun ömürlü olması için kullanılan hormon ve katkı maddeleri, insan sağlığını önemli ölçüde etkiliyor. Her yıl 1.5 milyon insandan fazlası, sadece tarım ilaçlarından zehirleniyor.
Gıdaların raf ömrünü uzatmak için kullanılıyorlar
Araştırmalara göre insanların günde 2000’in üzerinde katkı maddesi ürünü bünyelerine aldıkları belirlenmiş. Tüketime sunulan ürünlerin raf ömrünü uzatmak ve teslim edileceği, satışa sunulacağı yerlere kadar bozulmadan gönderilebilmesi için birçok üründe gıda katkı maddeleri kullanılıyor.
İnsan bünyesinde bağımlılık yapıyor
Katkı maddelerinin fark etmeden tükettiğimiz durumlarda ise bu tüketime alışıyoruz ve bu maddelerin ürünlerde farklılaştırdıkları özellikler olarak besinlerin tadını daha fazla beğeniyoruz. Katkı maddeleri kullanımı ile sağlanan bu durum beğendiğimiz için bağımlılık dürtüsünü tetikler nitelikte çalışıyor. Ancak ne yazık ki gıda katkı maddeleri zararları insan hayatı için hiç de küçümsenemeyecek şekilde bizleri etkiliyor.
Kanserojen etkileri var
Çok masum gibi görünen ve ürünlerin ömrünü uzatarak tatlarına da lezzet kattığı söylenen gıda katkı maddeleri, insan bünyesine birçok yönde etki ettiği gibi, kanserojen madde içermeleri sebebiyle de ciddi sağlık sorunlarına neden olmaktadır.
Alerjik reaksiyonlarla kendini gösterebiliyor
Katkı maddelerinin insan sağlığı açısından en önemli zararı alerjik reaksiyonlara yol açması. Gıda katkı maddelerinin tüketiminin çok fazla olması durumunda kişilerde meydana gelebilecek hasarlarda basit alerjik rahatsızlıkların kronikleşmesi ve ilerleyerek astıma dönüşmesi gibi sebepler bulunmaktadır.
Gelişimsel bozuklukları tetikliyor
Bir diğer olumsuz etkisi ise gelişimsel bozukluklar olarak karşımızda duran gıda katkı maddelerinin otizmli kişiler üzerindeki etkisinin diğer insanlara göre daha fazla olduğu da araştırmalarla ortaya konulmuştur. Yine gıda maddelerinin yıllar içerisinde yaygın gelişimsel bozukluk ve kişinin altına idrar kaçırma gibi davranış bozukluklarına da sebep olabildiği dile getirilmektedir.
Kulak ağrıları şeklinde de hissedilebiliyor
Vücudun her yerine oldukça fazla ve farklı şekilde etkisini gösteren gıda katkı maddelerinin kulaklar üzerindeki etkisine, kronik orta kulak iltihabı ve günlük hayatta her an hissedilme riskine sahip, rahatsız edici kulak ağrılarına yol açtığı da söylenmektedir.
Çokça tüketilen gıda katkı maddeleri uyku bozuklukları riskini artırıyor
Doğal olmayan ancak bünyemize herhangi bir besin maddesiyle kolayca giren gıda katkı maddelerinin özellikle uyku problemleri konusunda birçok olumsuz etkiye sahip olduğu da çeşitli çalışmalarla belirlenmiştir. Gün içinde çok fazla gıda katkı maddesi içeren ürünlerden tüketmiş olan bir kişide örneğin, cips ve bisküvi gibi, uyku sorunu çektiği, uyuyamadığı, uyku sırasında aniden uyandığı ve verimsiz bir uyku süresi geçirdiği gözlenmiştir.
Aşırı yağ oranları cilt sorunlarına yol açıyor
Gıda katkı maddesi dendiğinde aşırı yağlı yiyeceklerin içinde bulunan oranın ne kadar fazla olduğu bilinerek hareket edildiğinde, kişilerin ciltlerinde hassasiyete sebep olarak deri problemlerine, egzama ve ürtiker gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasında ciddi oranda etkileri olduğu saptanmıştır.
Tüketicilerin aldıkları ürünlerin bileşenlerine bakma alışkanlığı edinmesi gerekmekte
Uzmanların tüketicilere ısrarla önerdiği aldıkları her ürünün bileşenleri açısından incelemeleri vurgusu son yıllarda hızla artan gıda sektörü ve hormon seviyeleri açısından da oldukça ciddi bir boyut kazanmış durumda.
En tehlikeli madde E330 yani sitrik asit
Bugün hepimizin tükettiği hemen hemen her üründe yer alan en tehlikeli kanserojen gıda katkı maddesinin başında “E330” denilen “sitrik asit” geliyor. Sitrik asit bugün birçok hazır gıdada kullanılmaktadır.
Bazı hazır gıdalarda ağırlıklı olarak kullanılan en tehlikeli katkı maddelerinin başında gelen E330 yani sitrik asit, gıdalar üzerinde geniş bir kullanım yelpazesine sahip.
E330, başta meyve suları ve konservelerde bulunuyor
Sitrik asit gofret, meyve suyu (özellikle kayısı), tüm teneke konserve ve turşular, gazozlar, jelibonlar, sarma dolma gibi ürünlerin hepsinde uzun süreli tüketim halinde ciddi sağlık sorunlarına neden olabiliyor.
Yine sitrik asidin bulunduğu diğer ürünlerin başında hazır çorbalar, naneli bazı şeker gıda maddeleri de geliyor.
Tüm salam ürünlerinde bulunan tehlike E250 (Sodyum Nitrit)
Tüm salam ürünlerinde bulunan ve yine kanserojen etkiye sahip olan bir diğer bileşen de E250 denilen sodyum nitrit. Diğer et ürünlerinden olan sucuk da ise zararlı katkı maddesi olarak E450 ve E452 bulunuyor.
Gazlı içecekler en büyük tehlike
Özellikle gazlı içeceklerin başında gelen ve E300 kodu ile piyasada bilinen askorbik asit de uzun tüketim halinde insan sağlığı açısından ciddi problemlere yol açan bileşenler arasında yer alıyor.
Çikolatalarda da bolca var
E320, E223, E322 olarak kodlanan ve antioksiden zararlı bileşenleri içeren gıda katkı maddeleri de bazı çikolata çeşitleri ile yine hazır çorba çeşitlerinde görülüyor.
Avrupa’da yasaklandı, bizde hala kullanılıyor
123, 110 ve E211 olarak kodlanan ve Sodyum Benzoat’ı içeren genellikle ketçaplarda bulunan bu zararlı bileşen şu anda başta ABD, İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Japonya ve daha birçok ülkede yasaklanmış olmasına rağmen ülkemizde renkli draje çikolatalarda ve kaymaklı bisküvilerde kullanılmaktadır.
E200 vücuttaki B12’yi yok ederek, bağırsak hastalıklarına neden oluyor
Yine gıdalarda kullanılan ve mide ve bağırsak hastalıklarına yol açan E200 maddesi yani sorbit asitin de vücuttaki vitamin B12’yi yok ettiği biliniyor. E250, 251, 320, 321 bileşenlerinin uzun süreli kullanıldığı gıda katkı maddeleri de kalp hastalıkları, damar sertlikler ve tıkanıklıklarına yol açıyor.
Nörolojik hastalıklara da neden olabiliyorlar
Gıda katkı maddeleri arasında tehlikeli maddeler arasına giren E102, 120, E311, 312 bileşenleri ise insan bünyesinde uzun kullanım halinde nörolojik hastalıkları tetikliyor.
Gıda maddelerinde şüpheli katkılar olarak açıklanan diğer bileşenlerin kodları ise şöyle: E125, 141, 150, 153, 171, 172, 173, 240, 241, 477, 605, E220, 221, 222, 223, 224, 338, 339, 340, 341, 460, 461, 466, 407.
Gıda maddelerinde zararsız olarak ele alınan gıda katkı maddeleri de şöyle sıralanmaktadır: E100, 103, 104, 105, 111, 121, 122, 126, 130, 132, 140,151, 152, 160, 161, 162, 163, 170, 174,175, 180, 181, 200, 201, 202, 203, 236, 237, 238,260, 261, 262, 263, 270, 280, 281, 282, 290, 300,301, 303, 304,305, 306, 307, 308, 309, 322, 325,326, 327, 331, 332, 333, 334, 336, 337, 382, 400,401, 402, 403, 404,405, 406, 408, 410, 411, 420,421, 422, 440, 471, 472, 473, 474, 475,480.