Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay 7 Ocak’taki seçimin, sadece hükümeti değiştireceğimiz sıradan bir seçim olmayacağını, ülkenin geleceği konusunda iki yoldan birini seçeceğimiz bir yol ayrımı, bir tür referandum olacağını söyledi. Özersay “seçimlerde seçenek çoktur, oysa burada aynen bir referandumda olduğu gibi seçenek aslında sadece iki tanedir. Ya bu statükoyu yaratanlarla buna ortak olanların yolundan, yani daha önce denenmiş olan yoldan gideceğiz ya da yeni ve adil bir düzen kuracağımız bir yoldan gideceğiz. Daha önce denediğimiz yolun bizi nereye getirdiği ortadadır. Bizim gördüğümüz Halkın bu statükodan kurtulmak istediği ve bunun için de farklı bir yoldan yürüyeceğidir. Bize göre Halkın seçimi, Halkın Partisi olacak” ifadelerini kullandı.
HP lideri Özersay “eski siyasetin aslında halkın çok gerisinde kaldı. Halka siyasi tercihleri konusunda eleştiri getirenler oluyor. Oysa 2013 seçimleriyle belirginleşen değişim ve dönüşüm, 2014 belediye seçimleri, anayasa referandumu ve 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile iyice kendini göstermiş durumdadır. Halk pek çok açıdan siyasette o tarihe kadar aktif olanların çok ilerisinde olduğunu göstermiştir. 7 Ocak 2017 bu açıdan gerçek bir dönüm noktası olacak. Bize göre artık Halk farkında olmanın ötesine geçti. Bu statükonun yaratıcılarını ve onların ortaklarını mahalleye ve yerine göre de mahkemeye göndereceği Ocak 2017’yi bekliyor” dedi.
“HALKIN ÖNÜNDE ÇOK DEĞİL İKİ SEÇENEK VAR”
Özersay yapmış olduğu açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Aslında halk olarak bir yol ayrımında duruyoruz: Durduğumuz kavşakta önümüzde iki yol var ve birini seçmemiz lazım. Birisi bizi karanlığa, diğeriyse aydınlığa götürecek. Birisi çıkmaz yol, bir diğeri ise yeni ve adil bir düzene giden bir yol. İşte 7 Ocak Halkın bu iki yoldan hangisinden yürüyeceğine karar vereceği bir çeşit referandum olacak. Bu statükonun devamı aslında bir seçenek değildir, partizanlığın ve hukuksuzluğun devamı anlamına gelir ve Halkı da yok oluşa götürür. Onun için bize göre Halkın seçimi, Halkın Partisi olacak. Cevaplamamız gereken soru şudur: “Bugünkü statükonun devamını mı yoksa yıkılıp yerine yeni ve adil bir düzen kurulmasını mı istiyorsunuz?”. İşte bu bağlamda 7 Ocak sıradan bir seçim olmayacak, sadece hükümeti değiştirme seçimi olmayacak, bir çeşit referandum olacak”.
“KOALİSYONLARDA ORTAĞINIZDAN HESAP SORAMAZSINIZ”
Halkın Partisi lideri Kudret Özersay mevcut statükonun yaratıcısı ya da sonradan ortağı olan siyasi partilerle koalisyon kurmanın aslında “ben hesap sormayacağım” demekle aynı anlama geleceğine dikkat çekti. Özersay, bu partilerle koalisyon kurulması durumunda, koalisyon ortağı olan partiden belediye başkanları hakkındaki Sayıştay raporlarının üzerine gidilmesinin; Başbakanlık Denetleme tarafından hazırlanan yolsuzluk dosyalarının sonuçlandırılmasının ve batık kredilerin sorumlularının hesap vermesinin özellikle geçmişte hükümetlerde yer almış olan koalisyon ortağı parti tarafından engelleneceğine işaret etti ve koalisyona bunun için karşı çıktıklarını söyledi.
Özersay verdikleri sözleri tutmak istedikleri ve Halkı hayal kırıklığına uğratmak istemedikleri için Halktan güçlü bir destek talep ettiklerine dikkat çekti. Özersay “Halk, Halkın Partisi’ni yürekten kucaklıyor ve bu sahiplenmenin tek başına iktidarı mümkün kılacağını düşünüyoruz” dedi.
"KOALİSYONDA BATIK KREDİLERİN VE SAYIŞTAY RAPORLARININ ÜZERİNE NASIL GİDECEKSİNİZ?"
“Halkın Partisi hesap sorma ve cesur adımlar atma konusunda ciddidir, laf olarak söylemiyoruz. Son 10 yıldır koalisyonlarda yer alanların az yahut çok yapılan partizanlıklarda, hukuksuzluklarda ve usulsüzlüklerde rolleri ve sorumlulukları oldu. Şimdi sorarım size: Bu yanlışın sorumlusu olan siyasi partilerle koalisyon kurarsak sanıyor musunuz ki hesap sormamıza izin verecekler? Tabi ki kendi dönemlerindeki yanlışları sorgulamamızı istemeyecekler, yanlışları düzeltmeye kalktığımızda buna karşı çıkacaklar. Batık kredilerin hesabını sormaya kalktığınızda ya da koalisyon ortağınızın belediye başkanlarından birisi hakkındaki Sayıştay raporlarını ileriye taşımaya kalktığınızda, sorumlularını yargı önüne götürmeye kalktığımızda koalisyon ortağımız “bu kişi bizim partidendir ya da bizim hükümet ortağı olduğumuz dönemde bizim tarafımızdan atanmıştı” diyerek hesap sormamıza izin vermeyecek. Bu siyasi partilerle koalisyona karşı oluşumuzun nedeni tam olarak budur” ifadelerini kullanan Özersay bir de somut örnek verdi.
Özersay koalisyon kurulması durumunda, olası bir koalisyon ortağı siyasi partinin belediye başkanı hakkındaki Sayıştay raporlarının ya da yolsuzluk dosyalarının da üzerine gidilemeyeceğine dikkat çekti. Kısa süre önce bazı kamu bankalarından verilen kredilerle ilgili olarak ortada “bankaların zarara uğratılarak batık krediler verildiği” yönünde saptamalar olduğuna dikkat çeken Özersay “mesela Halkın Partisi batık kredi kararlarını veren banka yönetim kurulu üyelerinin, devleti zarara uğratanların, devlet arazilerini hukuka aykırı şekilde birilerine kişisel menfaat temelinde hediye edenlerin, turistik T izinlerini maddi menfaat karşılığı dağıtmış olanların üzerine gitme kararlılığındadır. Ancak bir koalisyonda, koalisyon ortağınızın daha önce hükümette olduğu bir dönemde atadığı kişilerle ilgili olarak bu hesap sormanıza izin vereceğini düşünür müsünüz? Şahsen ben bunun mümkün olamayacağını düşünürüm, sonra vatandaşın karşısına geçip “kusura bakmayın yanlışları düzeltemedik, hesap da soramadık çünkü koalisyon ortağımız izin vermedi” demeyi istemem, Halkın umudu olan bu partiyi bu konuma sokmayı ve Halkı hayal kırıklığına uğratmayı, hiç ama hiç doğru bulmam” ifadelerini kullandı.