Tabana yansımayacak!

Oda Başkanı Mahmut Kanber, “Hiçbir ürün bu güne kadar ne kur sabitlemesinden ne de kur düşüşünden ucuzlamadı” diyerek, hükümetin önlemlerinin pek de işe yaramayacağını vurguladı.

KTEZO Başkanı Mahmut Kanber, hükümetin yükselen döviz karşısında bazı kalemlerde kur sabitlemesine gideceğini açıklamasını, bunun kısa ve uzun vadede tabana etkisinin olabileceğini düşünmediğini söyledi 

“Hükümetin açıkladığı gibi ithalata yönelik bir vergi indiriminden bahsediliyor. Kontrat ve sözleşmelerdeki pullama düşürülecek. Peki o halde akaryakıta yapılan zam geri alınacak mı? Alınmayacak. Asgari ücrete zam yapılmış olsa da bu para zamlarla eridi gitti. Önemli olan iç piyasadaki Türk parasını değerli kılmaktır”

“Devlet, maaşların içindeki kaynaklardan elini çekmelidir. Bir kişinin 3 bin TL maaşı varsa ve içinden yüzde 25 civarında vergi alınıyorsa, bundan vazgeçilmelidir. Alım gücü ancak o zaman kuvvetlenir. Yaptığınız zam, asgari ücrete koyduğunuz miktar kadar olduğunda sadece rakamların değişmesiyle ilgili bir durum olmaktan öteye gidemez. Bunu çok doğru bulmuyoruz, piyasadaki etkisini de görmüyoruz”

Kanber, küçük ve orta boy işletmelerin yıllardır kendi hizmetlerinin bedelini yemekte olduğuna dikkat çekerek, “Herkesin bankalara borcu var. İşletmeler bir ekonomik kıskacın içinde dönüyor. Küçük çaplı ticaretten dolayı mahkemelik olmuş işletmeler var. Bunun sebebi ekonomidir” dedi

Deniz ABİDİN

Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO ) Başkanı Mahmut Kanber, kur sabitlemesinin devletin kamu alacaklarıyla ilgili vergilerini içerdiğini belirterek, ithalatın yapıldığı gümrük kapılarında giren tüketim ürünlerinin vergisi alınırken kur sabitlemesinin uygulanacağını söyledi. Kanber, bunun tüketiciye nasıl yansıyacağının meçhul olduğunu belirterek, ürünün tüketiciye giderken ilgili kurumların malın üzerine ne kadar kar koyacağının ülke ekonomisi olmamasından dolayı bilinmediğini kaydetti. Kanber, bir liralık ürünün yüzde 30 maliyetle ülkeye girdiğini ve kurun da sabit olduğu düşünüldüğünde, o ürünün ucuz olarak yansıyıp yansımayacağının belli olmadığını söyledi. Kanber, “Hiçbir ürün bu güne kadar ne kur sabitlemesinden ne de kur düşüşünden ucuzlamadı” diye konuştu. 

“Tabana etkisi yok”

Kanber, dolayısıyla bunun kısa ve uzun vadede tabana etkisinin olabileceğini düşünmediğini söyledi. Kanber, Türk parasının değer kaybetmesinden dolayı, yüzde 20’lik bir artış hala bloke ediliyorsa, bırakılacağında ne olacağını sordu. Kanber, “Bunu sonsuza dek yapamayız, çünkü bizim bir Merkez Bankamız yok” dedi. Ülkede ithalat karşısında tüm kesimlerin hızla eriyip gittiğine dikkat çeken Kanber, katma değer yaratılamadığı için ülkedeki ekonominin çarklarının dönmediğini söyledi. 

“Önemli olan iç piyasadaki Türk parasını değerli kılmaktır”

Kanber, şöyle devam etti, “Hükümetin açıkladığı gibi ithalata yönelik bir vergi indiriminden bahsediliyor. Kontrat ve sözleşmelerdeki pullama düşürülecek. Peki o halde akaryakıta yapılan zam geri alınacak mı? Alınmayacak. Asgari ücrete zam yapılmış olsa da bu para zamlarla eridi gitti. Önemli olan iç piyasadaki Türk parasını değerli kılmaktır. Devlet, maaşların içindeki kaynaklardan elini çekmelidir. Bir kişinin 3 bin TL maaşı varsa ve içinden yüzde 25 civarında vergi alınıyorsa, bundan vazgeçilmelidir. Alım gücü ancak o zaman kuvvetlenir. Yaptığınız zam, asgari ücrete koyduğunuz miktar kadar olduğunda sadece rakamların değişmesiyle ilgili bir durum olmaktan öteye gidemez. Bunu çok doğru bulmuyoruz, piyasadaki etkisini de görmüyoruz.” 

“İş gücümüzü, istihdamı artırmak zorundayız”

Mahmut Kanber, tabanda şu anda hiçbir girdinin olmadığını, ithal ürünlerden dolayı 15 gün önceden yükselmeye başladığına vurgu yaparak, bunu şimdi hangi kontrol mekanizması aşağıya indirecek diye sordu. Kanber, bu sorunların yolunu aşmada tek bir yol olduğunu belirterek, bunun da üretmekten geçtiğini söyledi. Kanber, “İş gücümüzü, istihdamı artırmak zorundayız” diyerek, kooperatifleşmenin hızla artırılması gerektiğini belirtti. 

Kanber, “Kendi olanaklarımızı geliştirerek, katma değer yaratarak piyasadaki dövizin artmasından kaynaklı Türk Lirasının kaybını daha minimize edebiliriz” diye konuştu. 

Kanber, dolayısıyla bu şekilde devam ettiğimiz sürece bu tarz önlemlerin topluma hiçbir yansımasının olmayacağını ifade ederek, “belki de ithalat yapan kişilerin karlılık oranı daha da artabilir” dedi. 

“Üretmek en başta gelen önlemdir”

Kanber, hükümetin yaptıklarını topluma yansıtmakla mükellef olduğunu belirterek, üretimi, kooperatifleşmeyi ve yerel iş gücü ve istihdamı artırmanın şart olduğunu kaydetti.

Kanber, “Döviz konusunda elbette elimizden çok fazla bir şey gelmiyor, ancak bunun bir karşı tezini üretmek en başta gelen önlemdir” diye konuştu. Kanber, alınan tedbirlerin tabana yansımasının görülmesi gerektiğini belirterek, “İthal ürünlerde piyasada indirim görmeyeceksek kime yaradığı belli olan bir durumdan başka bir şey değildir” dedi. 

Kanber, “Bu konuda hükümetin icraatları gözlemlendiğinde ise geçmiş muhalefet durumunda söylediklerinin biraz tersi gibi davrandığı görünmekte” diye konuştu. 

“İşletmeler bir ekonomik kıskacın içinde dönüyor”

Kanber, küçük ve orta boy işletmelerin yıllardır kendi hizmetlerinin bedelini yemekte olduğuna dikkat çekti. 

Kanber, şunları belirtti, “Sosyal bir devletin tanımında olan sağlık, enerji ve eğitim gibi giderleri karşılamak gibi piyasadan aldıkları malları döndürerek, üzerinden biraz kar edebiliyorlarsa onlarla idare etmek zorunda kaldılar. Ancak bu yüzden herkesin bankalara borcu var. Küçük ve orta boy işletmeler bir ekonomik kıskacın içinde dönüyor. Küçük çaplı ticaretten dolayı mahkemelik olmuş işletmeler var. Bunun sebebi ekonomidir. Ayrıca aşırı şekilde mesleklerde enflasyon olması da etkilidir. Her yerin iş yeri olması, her yerin ticari alan olması etkendir. Bunlarla ilgili düzenleme gereklidir. Bazı sokaklar hep restoran, bazı sokaklar hep telefoncu. Bir başıboşluk gidiyor. Düzenlemede neler yapmamız gerekir, burası bir ada ülkesidir. 

Ada ekonomilerinde sınırlamalar gereklidir. Toplumun kalkınabilmesi için bazı delegasyonların uygulanması gerekir. Bunun örnekleri vardır. Biz serbest piyasa ekonomisi diyoruz. Buranın belli bir nüfusu var. Zorlasak bir milyon olsun. Buna göre bir yapılanmaya gitmemiz gerekir ki etkisini görelim. Bunu göremezsek bu başıboşluğun içinde biri batar diğeri çıkar.” 

 

Gündem Haberleri

Otomobil ile Beton Mikseri kafa kafaya çarpıştı
9 ayrı pakette 220 gram! uyuşturucu ele geçirildi
4 kilo uyuşturucu ele geçirildi, zanlı tutuklandı
Sanayi bölgesindeki kaportacıyı soydu
Düzenlenen ortak operasyonda bir kilo uyuşturucuyla yakalandılar