1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. “Arif Ummak nasıl öldü?”
“Arif Ummak nasıl öldü?”

“Arif Ummak nasıl öldü?”

“Arif Ummak nasıl öldü?”

A+A-

2015’te Geçitkale’de yükünü indirdiği TIR’ın elektrik direğine çarpan kapısı ile araç kabini arasına sıkışarak hayatını kaybeden Arif Ummak ile ilgili adli ölüm tahkikatı sonuçlandı. Mahkeme, Ummak’kın ölümüyle ilgili, ileri tahkikat yapılmasına emir verdi…

Sedef BOŞNAK

Geçitkale’de, 2015 yılının Aralık ayında, TIR’ın ileriye atılıp elektrik direğine çarpan kapısı ile araç kabini arasına sıkışarak, feci şekilde can veren Arif Ummak ile ilgili adli ölüm tahkikatı sonuçlandı.

Kıdemli Yargıç Ayşen Toroslu, hemşirelik okulu öğrencisi olup, köydeki inşaat şirketinde yarı zamanlı olarak çalışan müteveffa Arif Ummak’ın kendi dikkatsizliği sonucu kendi ölümüne sebebiyet verdiği tahkikatla ilgili, huzurundaki şahadetin, eksik ve çelişkiler içerdiği kanaatine vardı ve Ummak’ın başka şahıs veya şahısların, kasıt veya ihmali neticesinde ölmüş olabileceğinden şüphelendi.

Ayşen Toroslu, “Tahkikattaki eksiklik ve uzman tanık olan Makine Mühendisi Ayer Yalkıner’in şahadeti birlikte değerlendirildiğinde, müteveffa Arif Ummak’ın ölümünde, başka şahıs veya şahısların, kast, ihmal veya fiillerinin etken olabileceği, ihtimal ve şüphesi mevcuttur. Ancak, huzurumdaki şahadette net olarak bir kişiyi işaret etmem mümkün değildir. Ve bu yönde huzurumda yeterli şahadet yoktur” dedi.

Toroslu, yeterli sebebin var olduğu bu şüphesi üzerine, saptanamayan, aleyhinde cezai kovuşturma başlatılması gereken kişi veya kişilerin tespiti için, ileri tahkikat yapılması yönünde karara vardı ve huzurundaki dosyanın, Gazimağusa Polis Müdürlüğü’ne gönderilmesine emir verdi.

Adalet, tecelli edecek

İlk günden beridir Ummak’ın, polisin belirttiği gibi ölmediğini ileri süren ailesi, kararı dinlemek için mahkemeye geldi.

Evlat acısıyla yanıp tutuşan gözü yaşlı anne, “Aruş’um, kara oğlum, rahat uyu, sebep olanlar cezasını çekecek” diye haykırışı, duyanların yüreğini dağladı.

Acılı anne Emine Ummak, oğlunun kendi ihmali yüzünden ölmüş olabileceğine hiç inanmadığına yeniden vurgu yaptı ve “Polisin söylediklerine hiç inanmadık. Oğlumuz böyle hata yapmaz dedik. Adalete güvendik. Kendi başına yaptı diyenler, görüp de susanlar, ortalıkta nasıl dolaşacaklar. Vicdanları sızlamayacak mı?” diyerek, adaletin tecelli etmesini istedi.

“Kasıt ve ihmal yok” dendi

Kıdemli Yargıç Ayşen Toroslu, adli ölüm tahkikatıyla ilgili kararı, dün saat 11.00’da açıkladı. Karar oturumunda, Savcı Serhan Bundak ve müteveffa Arif Ummak’ın ailesini temsil eden Avukat Öncel Polili hazır bulundu.

Kıdemli Yargıç Toroslu, adli ölüm tahkikatının, 3 Aralık 2015’te, saat 13.40’ta, Geçitkale’de Şehit Hasan

Kanizi Sokak içerisinde, park halinde bulunan Aziz Çelebiaziz adına kayıtlı JD 045 plakalı aracın üzerinde yüklü bulunan paletli parkeleri fortlifle indiren, Geçitkale sakinlerinden Arif Ummak’ın, konu aracı boşalttıktan sonra, aracın sağ ön kısmında Erkan Yılmaz tarafından ölü olarak bulunmasından neşet ettiğini söyledi.

Huzurundaki meselede, ölümle ilgili Adli Tıp Uzmanı Doktor İdris Deniz’in huzurunda şahadet verdiğini kaydeden Ayşen Toroslu, uzmanın, ölümle ilgili tanzim ettiği otopsi raporunu mahkemeye sunduğunu ve bu yönde şahadet verdiğini hatırlattı ve ekledi:

“Otopsi raporuna göre, kişinin ölümünün, göğüs karın basısı, iç organ yaralanması ve mide içeriği aspirasyonunun neden olduğu havasızlık neticesinde gerçekleşti.

İdris Deniz’e göre, kişinin ölümünün, iş kazasıyla oluşmasının mümkün. Arif Ummak’ın vücudunda ateşli silah yaralanması, kesici, delici alet yarası, elle ve bağla boğma izi tespit edilemedi. Ummak’ın ölümünün, doğal olmayan bir nedenden ileri geldiğinin salim. Bu yönde, adli ölüm soruşturmasının yapılması elzemdi ve bunun tahkikatı yapıldı.”

Toroslu, şöyle devam etti:

“Dinlediğim şahadetten, polisin olay yerine gitmesinin akabinde, öncelikle meselenin trafik kazsı olup olmadığı değerlendirilmiş ve yapılan tahkikatta trafik kazası olmadığı kanaatine varılarak, Polis Çavuşu Hüdaverdi Yıldıran meselenin tahkikat memurluğuna atanmıştır.

Polis Çavuşu Yıldıran, meselenin ilk tanığı ve tahkikat memuru olarak şahadet sunmuştur. İş bu şahadet

ışığında, polis çavuşu, 3 Aralık 2015’te, saat 13.40 raddelerinde, Geçitkale’deki konu olay yerinde, Arif Ummak’ın, araçtan yükleri boşalttıktan sonra, aracın sağ kısmındaki kapıyı açarak sürücü bölümüne binmeden, aracın kontak anahtarının çevirmesi neticesinde, konu TIR’ın aniden hareket etmesiyle, yolun sağında bulunan elektrik direğine açık bulunan kapının çarpması sonucunda, kapı ve araç kabini arasına sıkışarak öldüğünü tespit ettiğini belirtmiş ve konu ölümde, herhangi birinin kast, kusur veya ihmali olduğu yönünde bir tespiti olmadığını, müteveffanın, kendi dikkatsizliği sonucu kendi ölümüne sebebiyet verdiğini tespit ettiğini beyan etmiştir.”

“30 santim ileri atılır” dediler

Ayşen Toroslu, tanık çavuşun şahadetine göre, muayene bölümünde görevli polis memuru Abidin Bayram’ın, ilgili araç üzerinde yaptığı tahkikatta değindiğinden söz etti.

Toroslu, tanığın, Bayram’ın tahkikatına göre, aracın el freninin çekik, vitesin takılı olduğu durumda, aracın kontak anahtarı çevrilse dahi hareket etmeyeceğini ancak, el freninin çekili olmaması halinde, vites içinde olduğunda, kontağın çevrilmesi esnasında aracın hareket edebileceğini test ettiğini beyan ettiğine vurgu yaptı.

Tanık 3 olarak şahadet sunan Abidin Bayram da şahadetinde, müteveffayı, ilk bulan ve aynı zamanda Çelebiaziz’lerin yanında, şoför olarak çalışan ve TIR kullanabilecek sürüş ehliyetine haiz Erkan Yılmaz’dan tatbikat yapmasını istediğini kaydeden Toroslu, bu tatbikat esnasında huzuruna aktarılan tespitlerden de söz etti.

Yargıç, Bayram’ın, aracın el freni çekilmiş ve vites içinde olduğu durumda, aracın kontak anahtarının çevrilse dahi hareket etmeyeceğini ancak, el freninin çekili olmaması halinde vites içinde olduğunda startere vurulduğunda aracın 30 santim ileri atıldığını tespit ettiğini söylediğine vurgu yaptı.

Toroslu, söyle devam etti:

“Tahkikat memuru polis çavuşu Hüdaverdi Yıldıran ilgili taraf tarafından istintak edildi. Bu esnada, olay anında TIR’ın bulunduğu yerde değil ancak, dükkânın ana binası içerisinde kamera bulunduğunu olaydan 6 gün sonra yaptığını ancak, bilgisayarın hard diskinin bozuk olduğu cihetle kameranın kayıt yapmadığını tespit ettiğini söylemiştir.

Dahası, tahkikat çavuşu, müteveffayı ilk bulan şahıs olan Erkan Yılmaz’ın ifadesiyle, adli tıp uzmanı raporunun, birbirini teyit edip etmediğini araştırmadığını, çünkü uzman raporunda sıkışmadan ölümün meydana geldiği yazıldığından gerek duymadığını beyan etmiştir.

Yine istintak safhasında, tanık çavuş, ilgili taraf avukatının, olaya konu TIR’ı park eden İbrahim Çelebiaziz’in ifadesinde, TIR’ı park ederken el freni çekip vitesi içinde bıraktığını söylediğini, müteveffayı ilk bulan şahıs Erkan Yılmaz’ın ise müteveffayı bulduğunda TIR’ın el frenin çekik vitesin içinde olduğunu tespit ettiğini belirtmiştir.

Tanık çavuş, avukatın, ‘polis memuru Abidin Bayram’ın TIR’ın, belirttiği şekilde hareket edemeyeceğini tatbik ettikten sonra, nasıl oldu da bu kazanın bu şekilde olduğunu söyleyebildiğini, bu durumun kafasında hiç şüphe uyandırıp uyandırmadığını’ sorusu üzerine ise, uzun süre sessiz kaldı. Akabinde de, tanık listesinde 21’inci tanık olan makinistin, el freni çekik olsa dahi ilk anda aracın öne bir hamle yapar diye rapor verdiğini, bu nedenle kazanın bu şekilde olduğu tespitinde bulunduğunu iddia etti.”

Tahkikat eksikliği var

Ayşen Toroslu, huzurundaki şahadette, tahkikat memurunun, bu yönde tatbikat yapan muayene görevlisi polis memurunun şahadetinin aksine şahadet verdiğine dikkat çeken kıdemli yargıç, “İşte meselenin en can alıcı noktası budur” dedi ve devam etti:

“Bu yönde tatbikat yapan muayene görevlisi polis memurunun şahadetinin aksine, tahkikat memuru, kazanın bu şekilde meydana geldiğini söylerken, kazanın bu şekilde olmasının mümkün olup olmadığıyla ilgili Nevzat Efendi isimli makinist dışında, başka bir uzman şahadetine de başvurulmadığı görülmektedir.

Kazanın nasıl oluştuğuna ilişkin tahkikat memurunun tespiti ile yine polis memuru olan Abidin Bayram’ın yaptığı tahkikatın neticeleri, taban tabana zıt. Buna rağmen, tahkikat memurunun ileri bir tahkikat yapmaması, ciddi bir tahkikat eksikliğidir.”

“Büyük şüphe uyandırdı”

Huzurundaki şahadetlerden, kendisinde, meselenin nasıl meydana geldiğine dair çok büyük bir şüphe uyandığına vurgu yapan yargıç, tahkikat memurunun, bilirkişi olarak başvurduğunu söylediği Nevzat Efendi’nin şahadetine dikkat çekti.

Nevzat Efendi’nin şahadetinde, polislerin, TIR’larla ilgili kendisine bilgi sorduğunu kaydettiğini dile getiren yargıç, Efendi’nin de bu tür araçlarda, el freni çekik vites içinde olduğunda, kabinin yani TIR’ın kafasının, bir oynama yaptığını ancak tekerleklerin dönmediğini, kabinde hareket olmadığını beyan ettiğini anlattı.

Yargıç, şöyle devam etti:

“Nevzat Efendi, mahkeme dosyasında, tanığın ifadesinde yer alan ‘bana göstermiş olduğunuz resimleri inceledim” beyanının kendisine ait bir beyan olmadığını, kendisine resim de gösterilmediğini, resim görmediğini beyan etmiştir.

Tanık 16 olarak huzurda şahadet sunan Nevzat Efendi, bu yönde tahkikat memurunu açıkça tehdit ettiği gibi, tahkikat memurunun Nevzat Efendi isimli tanıktan aldığı ifade doğrultusunda, kazanın bu şekilde meydana geldiğini tespit ettiğini söylediğini dikkate aldım. Bu durum, tahkikatın ne denli eksik ve kendi içinde çelişkiler ihtiva ettiğini sarih bir şekilde ortaya koymaktadır.

Kaldı ki, Nevzat Efendi isimli tanığın ifadesinde, resimler gördüğünü yazmasına rağmen, tanığın şahadetinde kendisine hiçbir resim gösterilmediği beyan etmesi de polisin tahkikatı açısından, hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir. Hatta yapılan tahkikatın, vahametini de göstermektedir.

Polisin yaptığı tahkikat çerçevesinde, gerek dinlediğim şahadette, gerekse dosyadaki ifadeleri bir bütün olarak değerlendirdiğimde, tahkikat memurunun, kazanın oluş şekliyle ilgili yaptığı tespitini teyit eden hiçbir ifade bulunmadığını görmekteyim.

Şöyle ki, Erkan Yılmaz isimli tanık şahadetinde, TIR’ın el freninin çekik, vites içinde olduğu bir halde deneme yapıldığını gördüğünü ve bu haliyle kontak çevrildiğinde, TIR’ın, yarım metre veya 70 santim sıçrama yaptığına şahit olduğunu söyledi. Buna karşın, Yılmaz, istintakı esnasında, kendisine bu yönde polis tarafından soru sorulduğunu, kendisinin de “ben bunu bilemem.40 kere vurursunuz, bir milyon kere vurursunuz hareket etmez. Bir sefer hareket eder” dedi. Dahası, tatbikat yaparken, vites içinde el freni çekik haldeki TIR’ın, sadece sıçrama yaptığını ancak, el frenini indirdiğinde TIR’ın, hareket edip gittiğini ancak, dışından, yani ayaklar yere basarken, bir tatbikat yapmadığını söylemiştir. Yılmaz, istintakının ileri safhalarında ise vites içinde el freninin çekik vaziyette, TIR’ın sıçrama yapıp yapmayacağını bilemeyeceğini de söyledi.”

“Müphem kalan hususlar var”

Ayşen Toroslu, tenakuzlarla dolu olan Erkan Yılmaz’ın şahadetinin, tahkikat memurunun şahadetini teyit ettiğini söyleyemeyeceğine dikkat çekti ve şahadeti, teyit edici şahadet olarak kabul etmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.

Toroslu, şöyle devam etti:

“Huzurumdaki meselede polis, meydana gelen olayın bir iş kazası olduğunu söylemiştir. Polisin iş kazası olduğu tespitinde bulunması için, yapmış olduğu tahkikat ve temin ettiği ifadeler ile iş bu tespit ve kanaatin, ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Polisin iş bu tespitini teyit eden olgu ve ifadeler, huzurumda bulunmadığından, müteveffa Arif Ummak’ın ölümünün nasıl gerçekleştiğine ilişkin müphem kalan ve şüphe uyandıran bir durum söz konusudur.

Polisin yaptığı tahkikat neticesinde, temin ettiği ifade ve bulgularına karşın, müteveffanın ailesini temsil eden Avukat Öncel Polili’nin mimar mühendis Odaları Birliği’nden talep ettiği rapor doğrultusunda, Makine Mühendisleri Odası’ndan görevlendirilen, Makine Mühendisi Ayer Yalkıner’ın hazırladığı rapor, emare 8 olarak mahkemeye ibraz edildi.

Tanık 17 olarak şahadet sunan Ayer Yalkıner, şahadeti ve bilirkişi raporuna göre, polis çavuşu Hüdaverdi Yıldıran’ın, kazanın muhtemel sebebi olarak, araç üçüncü viteste ve el freni çekili iken, Arif tarafından marşa basılarak, Arif’in kapıyla araç arasına sıkışarak öldüğü tespitinin teknik olarak mümkün olmadığını belirtti.

Yalkıner, emare 1 fotoğraf albümünde, fotoğraflardan, romörk, aks, lastiklerin zeminde bıraktığı sürtünme izinin, bir frenleme olduğunu açıklayıp, araç Arif’i sıkıştırdığında veya ölümüne sebebiyet olacak bir aksiyonda, araç içerisinde Arif’in haricinde başka birinin olması ve frene basmış olması gerektiği yönünde tespit yapmıştır.  Uzman tanığın sunduğu şahadet aksine, polis, herhangi bir tahkikat yapmamıştır. Bu çerçevede, özellikle tahkikattaki eksiklik ve uzman tanık şahadeti birlikte değerlendirildiğinde, müteveffa Arif Ummak’ın ölümünde, başka şahıs veya şahısların kast, ihmal veya fiillerinin etken olabileceği ihtimal ve şüphesi mevcuttur. Ancak huzurumdaki şahadette net olarak bir kişiyi işaret etmem mümkün değildir. Ve bu yönde huzurumda yeterli şahadet yoktur.”

Yetkileri çerçevesinde, tüm belirttiği gerekçelere istinaden, ileri tahkikatın yapılmasına fırsat verilmek üzere, iş bu karar ile birlikte zabıtların bir suretinin, Gazimağusa Polis Müdürlüğü’ne gönderilmesi gerektiğine vurgu yapan kıdemli yargıç, tahkikatta eksiklik ve çelişkiler bulunduğu kanaatine vardı.

Ayşen Toroslu, müteveffa Arif Ummak’ın başka şahıs veya şahısların, kasıt veya ihmali neticesinde ölmüş olabileceğinden şüphelenmek için yeterli sebebin var olduğuna dikkat çekti ve bu kişi veya kişiler aleyhinde cezai kovuşturma başlatılması gerekli kişi veya kişilerin saptanamadığına da vurgu yaptı.

Toroslu, tüm tespitleri sonucu, adli ölüm tahkikatıyla ilgili tüm işlemlerin bir suretinin Gazimağusa Polis Müdürlüğü’ne gönderilmesine karar ve emir verdi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.