Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler (TKP) Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, Anayasa Mahkemesinin din eğitimine ilişkin aldığı karara yönelik Türkiye hükümeti yetkililerinden gelen açıklamaların, Kıbrıs Türk halkının iradesine ve kurumlarına yönelik bir kez daha yapılmış müdahale olduğunu ve KKTC’de onuruyla yaşayan her vatandaşın bu tür tavırları kabul etmesinin mümkün olmadığını söyledi.

 

Mehmet Çakıcı, KKTC Anayasa Mahkemesinin din eğitimi ile ilgili aldığı karar sonrasında, Türkiye hükümeti yetkilileri tarafından yapılan açıklamalarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Çakıcı, Anayasa Mahkemesinin din eğitimi ile ilgili aldığı kararın çağdaş ve bilimsel olduğunu belirterek, Anayasa Mahkemesi’nin KKTC’deki Din İşleri Dairesi’nin din eğitimi konusunda “denetim ve gözetim” hakkı bulunmuyor yorumunu yapmalarının eğitim bilimleri ve uygulamaları açısından doğru bir yorum olduğunu kaydetti. Çakıcı “Bir eğitimi kimin vereceğini belirlemek adı üstünde Eğitim Bakanlığı’nın işidir. Çünkü bir kurumun KKTC’de ve hatta herhangi bir başka ülkede eğitim verebilmesi için ilgili ülkede Eğitim Bakanlığı onaylı üniversite, enstitü, lise, ortaokul, ilkokul gibi bir eğitim kurumunu açması, o eğitim kurumunun eğitim ve öğretim izni olması, o eğitim kurumunda Eğitim Bakanlığı tarafından onaylanmış bir eğitim programı olması, o eğitimi verecek öğretim görevlilerinin o eğitim için yetkin olması gibi şartlar aranmaktadır. Bir kere KKTC’de din eğitimi veren Üniversitelerde İlahiyat Fakülteleri veya okullar da bulunmaktadır. Bir eğitim kurumu özelliği ve yetkinliği olmayan Din İşleri Daire Başkanlığı’nın din eğitimi verme yetkisinin birileri tarafından verilmesi ancak ne yaptığını bilmeyen siyasilerin işi olabilir. Bilimsel ve gelişigüzel uygulamaların olduğu ülkelerde olabilir” dedi.

Çakıcı, TC yetkililerinin KKTC Anayasa Mahkemesi’nin verdiği doğru kararı vay siz Din İşleri Dairesi’ni yetkisiz kılıyorsunuz yorumuyla yanlış bulmalarının bilimsel bir yorum olmadığını bildirdi. Çakıcı “Ancak murat edilen KKTC Milli Eğitim Bakanlığı’nı atlayarak, verilecek eğitimin içeriğini Eğitim Bakanlığı’ndan onay almadan ve de eğitimi kimin vereceği belli olmadan bir Kuran Kursu veya Din Eğitimi vermekse esas itibarı ile burada bir başka siyasi niyet aranabilir. Ben KKTC’de istediğim eğitimi veririm, kimseye de sormam, istediğim şekilde de insan yetiştiririm derseniz niyetiniz esas burada sorgulanmalıdır. Eğer Türkiye’de Eğitim Bakanlığı’nı atlayarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na din eğitimi, yönetimi ve denetimini verdiyseniz o zaman hatalı olan sizlerin yaptığıdır ve KKTC’deki çağdaş ve bilimsel formatı örnek alarak düzeltmeniz gerekir demek daha doğru olacaktır” dedi.

TKP Genel Başkanı Çakıcı, laikliği doğru yorumladığı ile ilgili Anayasa Mahkemesi Başkanına inançlarının tam olduğunu ve KKTC’de din ve vicdan hürriyeti ile de ciddi bir sorun olmadığını söyledi. Laiklik ilkesinin özellikle KKTC’de doğru yorumlandığını ifade eden Çakıcı, “KKTC halkı çağdaş bir halktır. Kıbrıs Türk Halkının ruhunda da Atatürkçülük, laiklik, demokrasi ve medeniyet hedefi tamdır. Bu özellikler çok sevdiğimiz aydınlık Atatürk’ün Türkiye’siyle de benzeşmektedir. Gelişigüzel bir eğitim anlayışından veya siyasallaştırılmış bir eğitim anlayışından da özellikle kaçınmak gerektiğini herkese tavsiye ederiz” diye vurguladı.

Çakıcı, ayrıca KKTC yetkilerinin duruşu hakkında ise “Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Başbakan Ersan Saner,  KKTC Anayasası'nı, yasalarını, bilimsel değerleri, Eğitim Bilimlerini saymayarak, TC yetkilileri bunları istedi diye yasadışılıkla davranacaklarsa onları da Kıbrıs Türk Halkına havale ediyor ve onlar için ancak üzgün olabileceğimizi bildiriyoruz” dedi.

Mehmet Çakıcı, "Kıbrıs Türk Halkının mahkemeleri bağımsızdır ve öyle kalmalıdır. Kıbrıs Türk halkının kurumları da demokratik özelliklerini korumalı hatta daha da geliştirilmelidir. Kıbrıs Türk halkı ne Kıbrıs’ta yaşayan Rumların azınlığı ne de Türkiye’nin bir vilayetidir. Kıbrıs Türk halkının bağımsız yapısına ve demokrasisine müdahaleye de asıl biz geçit vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.