Davulcu, “Bu 4.5 yılın en uzun süreli iktidar dönemi CTP’dir. Öyle klasik tanımlamalarla, iktidar-muhalefet; muhalefet-iktidar öyle değil. En uzun iktidar, hem de birinci parti olarak CTP’dir. Başbakanlığı bünyesinde bulundurarak. Maliye Bakanlığını bünyesinde barındırarak, CTP’dir”  diyerek, “Yani bu dönemin iktidarı, iktidar partisi, en çok iktidar süren partisi CTP’dir” tespitinde bulundu.

Mehmet Davulcu, son 4.5 yılda yaşananlardan en fazla sorumlu olan, bir önceki seçimlerde birinci parti çıkan ve hâlâ birinci parti olan CTP’nin sorumluluktan sütten çıkmış ak kaşık misali kurtulmasının söz konusu olamayacağını vurguladı.

Davulcu, geride kalan süre içinde ikinci en uzun süre iktidar ortağı olan partinin DP; üçüncü partinin UBP olduğunu söyleyerek, bu üç partinin ülkede yaşanan tüm olumsuzluklardan hükümette yer aldıkları süreler oranında sorumlu olduğunu vurgulayarak, "Halkı bu gerçekleri görmeyecek kadar cahil mi sanıyorlar" dedi. 

KALYONCU’NUN HABERİ YOKSAYDI NİYE İSTİFA ETMEDİ?

Davulcu, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’na eski ulaştırma bakanı olarak soruşturma açılması istenirken, o dönemin başbakanının CTP’li Ömer Kalyoncu olduğunun unutulmamasını istedi. O kararın CTP hükümetli bakanlar kurulu tarafından alındığını kaydeden Davulcu, Ertuğuruloğlu’nun icraatından dönemin başbakanı Kalyoncu’nun haberinin olmamasının mümkün olmadığını vurgulayarak, “Haberi yok saydı anında istifa etmeliydi” dedi.

SİYASİ PARTİLER SEÇİMLE AKLANIR

Herhangi bir siyasi partinin geçmişinin aklanmasına yönelik miladın seçim olduğunun altını kalın çizgilerle çizen TKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Davulcu, CTP’nin, Tufan Erhürman’ı genel başkan yaparak geçmişin sorumluluğundan kurtulamayacağını vurguladı.

TUFAN HOCA BAĞLAMINDA SORULAR

Davulcu, “Tufan hoca” diye hitap ederek saygıda kusur etmeden sürdürdüğü değerlendirmesinde, “Tufan hoca neredeydi. Milletvekili değil miydi? O iktidarı destekleyen milletvekili değil miydi? Onun sorumluluğu yok muydu yaşananlarda” sorularını sordu.

Siyasette hatalara çizgi çekilmesinin ancak ve sadece sürenin sonunda yapılacak ilk seçimle mümkün olduğunu yineleyen TKP Genel Başkan Yardımcısı Davulcu, “Daha şimdi seçim tarihi olarak söylenen 7 Ocak’ın önündeyiz” ifadesini kullandı.

“Seçimde bu topluma bunların hesabı verilecek. Çizgiyi siyasetçiler çekmez. Halk çeker” diyerek konuşmasını sürdüren Davulcu, halkın seçimlerde herkesin boyunun ölçüsünü alarak gerekli mesajları vereceğini, bu mesajların da bundan sonra doğru algılanması umudunu dillendirdi.

Mehmet Davulcu, iktidardan düşmekle sorumluluktan kurtulmanın seçimsiz mümkün olmadığını vurgulayarak, “Bakın seçim tarihini (hükümet ortağı ana muhalefet olarak) paslaşarak nasıl belirlediniz” dedi.

Bir başka soruya karşılık TKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Davulcu, CTP’li bir milletvekili de olsa Meclis Başkanı sıfatıyla Sibel Siber’in gördüğü yanlışı söylemesinin görevi olduğunu, seçim tarihi konusunda bunu yaptığını söyledi.

Davulcu, yaşananların 7 Ocak tarihinin aslında CTP içinde tartışılmadığını gösterdiğini ifade ederek, aslında bunu sadece Siber’de değil, başka milletvekillerinin de söylediğini kaydetti.

Sözlerine, “Tufan hoca kendi kafasına göre götürüyor gibi bir algı var bende. Gazeteci kimliğimle söylüyorum bunu” diye sürdüren Mehmet Davulcu, “Tufan hocanın yeterince partisine hakim olamadığını görüyorum mesela” dedi.

TDP MECLİS İÇİ MUHALEFET OLARAK BAŞARISIZ OLDU

Mehmet Davulcu, muhalefet olmanın bir alternatif yaratmak demek olduğuna işaret ederek, TDP’nin bunu yaratamadığını,  bu bağlamda meclis içi muhalefet olarak başarısız olduğunu söyledi.

Davulcu, meclis içi muhalefet olan TDP’nin notuyla ilgili bir soruyu ise şöyle yanıtladı:

“Bu dönemde meclisin içinde tek muhalefet partisiydi evet. Gerçek anlamda. Ve benim algım da budur. Toplumdaki algı da budur diye düşünüyorum. Ama neden böyle oldu da bugün hâlâ daha küçük rakamlarla telaffuz edilebiliyor alabileceği oy oranı varsayımsal anlamda tabii. Daha bir seçim olmadı. Varsayım yapılır. Ya da anketler falan. Bu anketlerin da artık suyunun çıktığını da söyleyebilirim. Onu görebiliyorum çünkü. TDP da muhalefette olmak adına yeterince muhalefet yapamadı. Kendini hissettiremedi.”

Mehmet Davulcu, TDP’nin başarısızlığındaki temel etkenlerden birinin kendi içinde kapalı kalması; dar bir kadroyla çalışmayı tercih etmesi olduğunu anlatarak, bu süreçte TDP'de anlamı olmayan birtakım kavga ve tartışmalar yaşandığını söyledi.

Davulcu, aslında TDP’nin başarısızlığının TKP’nin, bugün yeniden siyasi yaşama geri dönmesini tetiklediğini ifade ederek, birtakım dar çevre hareketlerinin bugün yaşanan sonucu yarattığını kaydetti.

TDP MİYADINI DOLDURMUŞTUR

TDP’nin bu nedenle büyüme, toplumsal muhalefete öncülük yapma fırsatını yaratamadığını vurgulayan TKP Yeni Güçler Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Davulcu, “Bu parti tüm bu nedenlerle bugünkü güdük halini aldı. Ben TDP’nin siyasi yaşamda bundan daha farklı bir yere geleceğine inanmıyorum. Bence TDP miadını doldurmuştur. Doğru bir proje değildi. Sağlıklı bir proje değildi” ifadelerini kullandı.

Davulcu, TDP ile ilgili olarak bugün bunları TKP temsilcisi olarak söylediğini, ancak geçmişte TKP Yeni Güçler yokken de aynı düşünceleri ifade ettiğini hatırlattı.

Sunucunun, “Ama bu projeden Lefkoşa Belediye Başkanı çıktı. Cumhurbaşkanı çıktı” sorusuna karşılık Davulcu şu değerlendirmeyi yaptı:

“Cumhurbaşkanı o projeden mi çıktı. Yani TDP mi seçti cumhurbaşkanını. Haksızlık yapmaz mısınız böyle bir şey söylediğinizde.”

“BEN DE DESTEKLEDİM”

TKP Yeni Güçler Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Davulcu, Mustafa Akıncı’nın cumhurbaşkanlığına çok farklı siyasi partilerle, çok farklı siyasi duruşlar içinde olan kesimlerden destek alarak seçildiğini ifade ederek, “Ben de destekledim” dedi.

Sunucunun Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın TKP Yeni Güçler’i ziyaret edip etmeyeceği; böyle bir randevu istenip istemediği sorusunu Davulcu, “Hayır. Bize böyle bir randevu talebi gelmedi. Gelip gelmeyeceğini ben nereden bileyim? Bize gelecekse kendisi bilir. İster gelir. İster gelmez” ifadeleriyle yanıtladı.

AKINCI ZİYARETLER ÇERÇEVESİNDE TKP YENİ GÜÇLER’E GELMEZ

Davulcu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın sadece TKP Yeni Güçlere değil. Ülkede faaliyet gösteren meclis içi ve dışı tüm siyasi partileri gitmesi gerektiğini düşündüğünü söyleyerek, “Ne yani bu partiler ülkenin partileri değil mi” dedi.

Herhangi biz ziyaret için partilerle ilgili olarak küçük büyük ayrımı yapmanın cumhurbaşkanının işi olmadığını ifade eden Mehmet Davulcu, “Yok mu yani bu partiler bu toplumda. Gücü şu bu. Ne isterse olsun. Oralardan oy gelmedi mi Sayın Akıncı’ya cumhurbaşkanlığı seçiminde” ifadesini kullandı.

Mehmet Davulcu, sunucunun ziyaretle ilgili ısrarlı sorusunu “Gelmez” diyerek yanıtladı.

TKP/YG OLUŞUMU

Mehmet Davulcu başka bir soruya karşılık, kendisinin 1976 yılında ilk kez siyasetle ilgilenmeye başladığını, o zamanlar 17 yaşanda bir geç olduğunu, daha sonra kapatılan Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP)’nin kuruluş çalışmalarını izleme imkanı bulduğunu, bunu, önemli bir şans olarak değerlendirdiğini, anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü:

“O zaman söylenen ve kendisinin de siyasi yaşamda sıklıkla kullanılan değerlendirmenin, TKP, eski TKP’de kurulurken, merkezi de içine alan, ama solun her rengini kucaklayan sol bir partiydi. Öyle, o şekilde kuruldu.

Bugün birtakım isimler verdiğimde bu taployu ortaya koyuyorum. Kim vardı bu ilk TKP’nin kuruluşunda vaktiyle. İşte bir tanesi Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda. Devam edelim İsmail Bozkurt vardı. Arif Hasan Tahsin vardı. Kamu görevlisi olmasına rağmen. Ziya Rızkı vardı.

Kimdi bu insanlar. Bunlar TMT’nin içinden gelen, TMT’nin bir numarası olan Burhan Nalbantoğlu vardı. Bir sendika lideri vardı. Öğretmenler Sendikası’nın lideri vardı. Alpay Durduran vardı.”

TKP/YG Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Davulcu, bugün de, TKP/YG’ye bakıldığında benzer şeyin yapıldığını; TKP/YG’nin siyasetin merkezini dışlamayan, ama solun farklı kesimlerinden da insanları bünyesinde birleştiren bir yapı olduğunu söyledi.

“Az önce siz söylediniz işe Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP)’den ayrılanlar var. Mehmet Çakıcı, Mustafa Emiroğulları ve onların arkadaşları falan. Geçmişten gelen TKP’liler vardı. TDP’ye yaklaşmayan. TDP’nin dışında duran. TKP’liler vardı. Sonra buna, (SDP) Sosyal Demokrat Parti, kendini fes ederek katıldı. Katılımlara Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP)’den istifa edenler eklendi. Ve TKP Yeni Güçler tüm bunlarla bir tüzel kişilik kazandı. Örgütlendi. Aradan neredeyse 1 yıl geçti” diyerek TKP'nin yeniden kuruluşunu özetleyen Mehmet Davulcu, bundan  3 ay önce başlayan çabayla Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP) ile bir seçim ittifakı oluşturduğunu kaydetti.

SEÇİME BU İTTİFAK GİRECEK

Davulcu, seçime girecek olan TKP/YG ile BKP’nin oluşturduğu seçim ittifakı olduğunu vurgulayarak, ittifakın seçime Toplumcu Kurtuluş Partisi Yeni Güçler tüzel kişiliği altında girileceğini belirtti.

TKP/YG’nin listeleriyle seçime gidecek yapının, merkezi kucaklayan ama solun tüm renklerini bünyesinde barındıran yapının, öncülü olan ilk TKP’nin günün koşullarında yinelenmesi olduğuna işaret eden Davulcu, gazetecinin bir hafta önce konuk ettiği Mustafa Emiroğlularının “Bize 6 yerden oy gelecek” değerlendirmesini hatırlatması üzerine “Evet bu da doğrudur” dedi.

Genel Başkan Yardımcası Davulcu, parti üyeleri arasında her partiden istifa ederek gelenler olduğuna dikkat çekerek, “En kalabalık katılımın haliyle TDP’den geldiğini; ancak CTP’den gelenlerin de hiç azımsanmayacak sayıdadır” ifadesini kullandı.

ADAY PROFİLİ NASIL OLACAK

Mehmet Davulcu, bir başka soruya karşılık, TKP/YG’nin aday listesinin bugün ülkenin fotoğrafını bire bir yansıtacağını söyleşerek, adaylarda tek aranan özelliğin vatandaş olması ve partini tüzükle programını kabul etmesi olduğunu belirtti.

Davulcu, TKP/YG’nin seçim harcamalarını bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da parti içi dayanışmayla çözeceğini anlatarak, bunun dışında farklı bir yolun söz konusu olmadığını söyledi.

TKP/YG’nin seçim kampanyasıyla ilgili olarak özel bir birimin kendi başkanlığı altında oluşturulduğunu, birimin isimlerinin adayların belirlenmesiyle birlikte değişimler olabileceğini anlatan Mehmet Davulcu, komitesin süratle çalışmaya başladığını ve seçim sonuna kadar devam edeceğine işaret etti.

Davulcu, seçim propagandasında klasik medya dışında sosyal medyanın en iyi şekilde kullanmayı hedeflediklerini anlatarak, sosyal medyanın en önemli yanının, bire bir ve ayında teması sağlaması olduğunu kaydetti.