Çağ-Sen Başkanı ve TKP PM Üyesi Mehmet Davulcu sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu.

Yapılan açıklama şöyle:

Avrupa Birliği Güney Kıbrıs'a vereceği krediler karşılığında birkaç yıl ekonomik paket uygulattı ve Güney Kıbrıs ekonomisi düzlüğe çıktı. Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs'a 40 yıldan beridir vereceği kredi veya hibe para karşılığı "ekonomik paket" uygulattı, ancak Kuzey Kıbrıs ekonomisi bırakın düzlüğe çıkmayı battıkça battı. Kuzey Kıbrıs ekonomisi batarken devlet kurumları adım adım TC'nin kontrolüne geçti. Sözde ekonomik olan paketler imzalandıkça, Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs üzerinden kazancı arttıkça arttı. Türkiye'nin Kuzey Kıbrıs'ı kontrolü altında tutması nedeniyle sadece hava trafiğinden 1 yıllık kazancı 1 Milyar Euro iken Kuzey Kıbrıs'a yılda ortalama olarak 300 milyon Euro vermektedir. TL kullanımından elde ettiği kazanç, Kuzey Kıbrıs'ın ithalatının zorunlu olarak TC'den yapılıyor olmasından elde ettiği kazanç, Kuzey Kıbrıs'taki TC sermayesi kumarhanelerden elde ettiği kazanç, Kuzey Kıbrıs'taki Night Clup'larda yapılan kadın ticaretinden elde edilen kazanç, Kuzey Kıbrıs denizlerinde ki münhasır ekonomik bölgelerini Katar'a satılmasından elde edilen kazanç, Kuzey Kıbrıs üzerinden oynatılan sanal kumardan elde edilen kazanç ve bunlar gibi kazançlar cabası.

Kabaca hesaplandığında TC Kuzey Kıbrıs üzerinden yılda ortalama 10 Milyar Dolar para kazanmaktadır.

Bu gerçekler bağlamında bakıldığında Türkiye'nin Kıbrıs'ta Kıbrıslı Türk toplumunun arzu ettiği gibi bir çözüm şekline neden izin vermediği daha iyi anlaşılacaktır.

Özellikle de Türkiye'de 20 yıldan beridir hüküm sürmekte olan AKP iktidarının "para konusundaki hassasiyeti" dikkate alındığında daha da iyi anlaşılır olabilecektir.

"İki devletli çözüm şekli" ile "ekonomik paketi" savunmakta olanlar ve "işgalci" tanımlarına tepki gösterenlerin toplum içinde hangi sınıfsal grup içinde yer almakta olduklarına bakıldığında neden bu hallerde olduğumuzu anlamak da kolaylaşacaktır.

Yazık işçi sınıfına!

Ormanı kesen balyanın sapını kendinden sayan ve tepki koymaktan kaçınan bu anlayışa da yazıklar olsun!