1. HABERLER

  2. YAŞAM

  3. Depresyona karşı günlük reçeteler
Depresyona karşı günlük reçeteler

Depresyona karşı günlük reçeteler

Şehrin yoğun temposu, iş stresi, trafik, gelecek kaygıları ve hayatın getirdiği diğer sıkıntılar derken pek çok insan depresyon yaşadığının farkına varmıyor.

A+A-

Uyku bozukluğunuz mu var, iştahınız mı değişti, halsiz mi hissediyorsunuz, suçluluk ve umutsuzluk gel-gitleri mi yaşıyorsunuz? Belki de depresyondasınız. Depresyonu yenmek için önce iyi tanımak gerektiğinin altını çizen Psikiyatri Uzmanı Dr. Gizem Hanzade Erkuş, depresyona karşı günlük reçeteler öneriyor. Depresyon ölümcül bir hastalık olmasa da intihar girişimlerine neden olabilecek bir hastalık türü. Gün içinde yaşadığımız duygu iniş çıkışları veya olumsuz durumlarda yaşadığımız kısa süreli mutsuzluk halinden daha farklı bir durumdur. Özellikle uzun süre devam eden ve tedavi olmayan depresyon ciddi bir sağlık sorunu haline gelerek iş, okul, aile yaşamında işlev bozukluklarına neden olur” şeklinde tanımlıyor ve ekliyor: “Depresyonu yenmek için önce onu iyi tanımalıyız."

 DEPRESYONUN NEDENLERİ NE?

Depresyonun tek bir nedeni yoktur, genetik faktörler, hormonlar, çevresel koşullar, stresli yaşam olayları tetikleyici rol oynar. Genel olarak kabul gören görüş beyinde kimyasal iletiminde rol alan maddelerle ilgili bir dengesizliğin olmasıdır. Bu kişilerde olumlu düşünmeye çalış demek, diş ağrısı yaşayan kişiye dişine odaklanmamaya çalış, dikkatini başka bir şeye ver ağrın geçsin demeye benzer.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Dpresyonu olan kişilerde son 2 hafta içerisinde; mutsuzluk, uyku bozukluğu, iştah değişiklikleri, enerji düşüklüğü, hareket, konuşma ve düşünmede yavaşlama, suçluluk duygusu, umutsuzluk, keyif veren aktivitelere karşı ilgi kaybı, konsantrasyon bozukluğu, intihar düşüncesi veya girişimi gibi belirtilerden en az 5 tanesi görülüyor. Major (ağır seyreden) depresyonun dünyada 300 milyondan fazla kişiyi etkiliyor.

ERGENLERDE DE DEPRESYON GÖRÜLÜYOR

 Ergenlerde depresyon ruhsal rahatsızlıklar arasında dünyada 2. sırada yer almakta. Yetişkinlerle karşılaştırıldığında çocuklarda depresyon daha çok sinirlilik, fiziksel şikayetler, içe kapanma ve sık duygu dalgalanmaları ile kendini gösteriyor. Ailelerin belirtilere dikkat etmesi ve bu duygu değişikliğinin uzun sürmesi halinde profesyonel yardımdan kaçınmaması gerekli. NASIL TEDAVİ EDİLİR? Depresyon tedavisinde güvenilirliği kanıtlanmış birçok yöntem var. Önemli olan sizin için en uygun olan tedavi seçeneğini bulmak. Bilişsel davranışçı psikoterapi; problem çözme becerileri geliştirme ve negatif düşünceleri değiştirmeye odaklanır. Terapide danışan da aktif rol oynar ve çaba gösterir. Etkisi ilaçlar kadar çabuk başlamaz ancak başarılı bir terapi depresyonun tedavisini sağlar ve tekrarlama olasılığını azaltır. Kişide depresyonu tetikleyen belli durumlar veya tekrarlayan olumsuz düşünce örüntüleri üzerinde çalışılır. Genellikle antidepresan ilaç tedavisi ile 2 haftada kişi kendisini iyi hissetmeye başlar ve 10-12 haftada depresyonda anlamlı bir düzelme beklenir. Tedavinin etkili olabilmesi için en az 1 yıl ilaca devam etmek gerekir. Ağır depresyonun tedavisinde ilaç tedavisi gereklidir. Psikoterapi ve farmakoterapi ayrı ayrı veya birlikte uygulanabilir. Ancak her depresif ruh durumu da ilaç tedavisi gerektirecek ağır veya orta depresyon tanısı almaz. Bazı kişilerde depresyon kriterlerinin az bir kısmını karşılayan ve hafif şiddette olup, uzun süre devam eden distimik bozukluk denilen durum söz konusudur. 

DEPRESYONA GİRMEMEK VEYA TEKRARINI ENGELLEMEK İÇİN GÜNLÜK REÇETELER

 • Bugünü yaşayın : Yaşanılmış ve telafisi olmayan olayları ısrarla düşünmeye devam etmek ve gelecekle ilgili olumsuz kehanetlerde bulunmaktan vazgeçin. “Yeteneksizim, başarılı olamayacağım” gibi düşünceleri bir kenara bırakın.

Dengeli beslenin : Kilo vermek için yapılan tek besin grubu odaklı diyetler, hızlı kilo kaybı ve düşük kolesterol depresyona neden oluyor. B vitamini, Folik asit, D vitamini, omega 3 yağ asitleri (balık, ceviz, keten tohumu vb.), iyot, demir, selenyum, çinko elementlerinin eksikliğinin depresyona neden olduğu ispatlandı. Glisemik indeksi düşük karbonhidratlar (bazı meyveler ve sebzeler, makarna vb.), yeterli protein alımı (kuru baklagiller, et, süt vb.) ile mutlu olmak için ihtiyaç duyduğumuz serotonin denilen maddenin vücutta belli seviyede olması sağlanıyor

. • Olumsuz düşünce şemalarınızın farkında olun: Olumsuz düşüncelere kapıldığınızda bunun farkında olun ve düşüncenin ne kadar gerçekliği yansıttığını tekrar gözden geçirin. “Her şey dört dörtlük olmalı, hata yapmamalıyım, eğer mükemmel olmuyorsa hiç yapmayayım daha iyi” gibi düşünceler gerçekliği yansıtmaz.

Spor yapın: Koşmasanız da yürüyebilirsiniz. Yapılan bilimsel çalışmalar sonucunda haftada en az 1-2 saat yapılan fiziksel egzersizin depresyon oluşumuna karşı koruyucu olduğu kanıtlanmıştır. Fiziksel egzersiz bu olumlu etkilerin özgüven artışı yapması yanında duygularımızı düzenleyen endorfin denilen biyokimyasalların ve bazı proteinlerin üretimini etkileyerek yapar.

 • Kendinize “Ya bu başkasının başına gelmiş olsaydı” diye sorun: Sizin başınıza gelen durum bir başkasının başına gelseydi, onunla da ilgili aynı olumsuz yorumları yapar mıydınız? Bazen kendinize mantıklı bir şekilde dışarıdan bakmak daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.

 • Kendinizi ve başkalarını yargılamayı bırakın: Eğer birilerini yargılamaya başladığınızı fark ederseniz, kendinizi durdurun. Hayatın her alanında daha pozitif olmaya çalışın.

Olumsuz düşüncelerinize muhalefet eden olumlu bir ses oluşturun: Aynı şeyleri tekrar tekrar düşünmek yerine kendinizle daha mantıklı içsel konuşmalar yapabilirsiniz. Neden böyle hissediyorum? Bunu değiştirmek için ne yapabilirim? Gibi..

Meditasyon yapın: Günde 15 dk kas gevşemesi ve nefes egzersizi yapın. Meditasyon depresyonun tedavisini sağlamaz ama belirtilerini hafifleterek kişinin rahatlamasını sağlar. Konsantrasyon ve dikkati arttırır.

Bırakın gitsin: Bazen en iyisi sizi sıkıntıya sokan durumdan uzaklaşmaktır. Canınızı sıkan konuyu gereğinden fazla hayatınızın merkezine koymayın. Sizi üzen ve rahatsız eden arkadaşlarla aranıza mesafe koyabilir, gerektiğinde hayır diyebilirsiniz.

Hayatınızın yönetimini elinize alın: Eğer yaşamınızı olumsuz duygularınızın yönlendirmesine izin veriyorsanız yeterince kontrol sahibi değilsiniz demektir. Daha olumlu bir yaklaşım geliştirmek için aktif çaba gösterin. 
 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.