Yazılı bir açıklama yapan Aşam, “İddia edildiği gibi haklarının, ücretinin, yaşama dair beklentilerinin savunulması için, kendisinin de kabul etmesi durumunda, sendika prensiplerimizle uyumlu avukat Özgür Dayıoğlu vasıtasıyla sınıf dayanışması temelinde DEV-İŞ olarak savunmasını üstleniyoruz. Yaşanan yüzlerce, binlerce vakadan biri olarak basına yansıyan bu iddiaların doğruluğuna inanıyoruz ve savunuyoruz” ifadelerini kullandı.

Veronique’in Kuzey Kıbrıs’ın Avrupa Birliği üyesi olduğu, dolayısı ile hem çalışıp hem okuma şartlarının yüksek olduğu söylenerek adaya getirilen binlerce öğrenciden yalnızca biri olduğunu savunan Aşam, “Okul için kayıt parası taksitini denkleştirip, adaya geliyor ve diğer taksitler için emeğini satarak, okuyabilme hevesiyle işe başlıyor.  Patronu tarafından 4 ay karın tokluğuna çalıştırıldığını, bırakın sosyal haklarını, çalışma kaydını, emeğinin karşılığı ücretini dahi alamadığından, okul kaydı siliniyor, adada kaçak olarak ikamet etme zorunda kaldığını söylüyor. Ve bu gerekçelerin verdiği psikolojik travma ile çalıştığı yerde huzursuzluk yaratıyor” ifadelerine yer verdi.

İddialarla ilgili araştırmanın çalışma kaydı üzerinden yapıldığını belirten Aşam, Veronique’nin çalıştığına dair kanıtın bulunamadığını, akabinde çalışanın hapse gönderildiğini, patronun ise sistemin verdiği güçle davacı olarak ülkeden ihraç istediğini kaydetti.

Aşam, “Kölelik düzenine son vermenin, insana ve emeğe saygının bir göstergesidir sendikal örgütlü yaşam. Ve bunun olmazsa olamazı ise Sektörsel Toplu İş Sözleşmeleridir” ifadesini kullandı.