-Ülkedeki emlak piyasasında bir belirsizlik ortamının oluştuğunu dile getiren Sungur, bu belirsizliklerin ve sorunların giderilmesi için yakın bir tarihte İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ile görüşme yapacaklarını, toplantı sayesinde emlakçılık lisans yasasını bir düzene oturtup, dengeye almaya çalışacaklarını açıkladı

-Emlakçılar Birliği üzerinden yıllık 200 bin Euro sigorta yapıldığını, herhangi bir emlakçının müşterisini kandırdığı takdirde, sigorta şirketinin müşteriyi tazmin ettiğini belirten Sungur, diğer bir taraftan emlakçı olabilmek için eğitimin şart olduğunu dile getirdi 

Senagül TAŞAR

Kıbrıs Tük Emlakçılar Birliği Başkanı Hasan Sungur, emlak piyasasında bir durgunluk yaşandığını, bunun sebebinin ise, ülkedeki kaçak ve kayıtsız emlakçıların çoğalmasına ve dövizin yükselmesine bağlı olduğunu belirtti. 

“Devlet, yerli piyasayı canlandırmak için kredi desteği sağlamalı”

Yerli piyasanın dövizin yükselmesinden sonra azaldığına dikkat çeken Sungur, özellikle yabancılar için mülk fiyatlarının makbul hale geldiğini bu nedenden dolayı da Kıbrıslı Türklerin döviz karşısında mal satın almakta zorlandığına işaret etti. Devletin bu konuda bir tedbir getirmesi gerektiğini dile getiren Sungur, özellikle ihtiyaç sandığında çalışan kişilerin yeterince parası olduğunu, gerekirse bir formül geliştirerek, insanlarımıza kendi adlarına yatan bu fondaki paralarla devletin kredi vermeye başlamasını talep etti. Böyle bir durum yaratıldığı takdirde, büyük bir inşaat patlamasının ve aynı zamanda da tüm insanlarımızın sosyal amaçlı ev sahibi olmaya başlayacağını ifade etti. 

“Emlak çeteleri ve kaçak emlakçılar müşteriyi dolandırıyor”

Ülkedeki emlak piyasasında bir belirsizlik ortamının oluştuğunu dile getiren Sungur, Rus, İskandinav gibi çeşitli Avrupa ülkelerinden gelen kişilerin müşteri olarak gelmemesi için, İngilizlerin Gary Robb döneminde yaşadıkları krizden dolayı blog sitelerinde  “gelmeyin, ev almayın” diye yazdıkları çeşitli yazılarla geri çevirmeye çalıştıklarını ifade etti. Sungur, diğer ülke vatandaşlarının bu yazılardan etkilenerek, ülkeye geldikleri zaman Kuzey Kıbrıs’tan bir şeyler almamaya çalıştıklarını dile getirerek, henüz emlakçılar birliği yasası yürürlüğe geçmediği için, şoförler, garsonlar, restoran sahipleri nereye giderlerse gitsinler kaçak emlakçı sorunuyla karşılaştıklarını anlattı. Kaçak emlakçıların iyi ya da kötü bir şeyler satmaya çalıştıklarını, bunun sonucunda da yüksek fiyata ev sahibi olduklarını ya da dolandırıldıklarını vurgulayan Sungur, mağdur sayısının fazla olduğuna dikkat çekti. Emlak piyasasında bir kaosun hakim olduğunu dile getiren Sungur, özellikle yabancı uyruklu emlak çetelerinin, ülke dışından tanıtımlar yaparak, ülkeye çeşitli insanları getirdiklerini ancak bu insanları kimseye bilgi vermeden, kendilerinin gezdirdiklerini ifade etti. Bu insanları kaçak emlakçılar, hem yüksek fiyatlı rakamlar sunarak hem de kendi avukatlarına götürerek, çeşitli mülk satmaya çalıştıklarını belirterek, daha sonrasında yalan beyanların, fiyatların ederinden fazla olması gibi sorunların ortaya çıktığına işaret etti. Sungur, bu belirsizliklerin ve sorunların giderilmesi için yakın bir tarihte İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars ile görüşme yapacaklarını, toplantı sayesinde emlakçılık lisans yasasını bir düzene oturtup, dengeye almaya çalışacaklarını açıkladı. Emlak sektörünün, 2006 yılında yaşanmış olan Gary Robb krizinin eşiğinde olduğuna vurgu yapan Sungur, bunu durdurmanın yolunun disiplin ve düzenden geçtiğini belirtti. 

“Yabancı uyruklu kişiler piyasayı internet üzerinden döndürüyor”

Başkan Sungur, internet sitelerine bakıldığında emlakçılık üzerine kurulmuş binlerce ilan ile karşılaşıldığını ifade ederek, ilan sahiplerinin isimlerinin çoğunlukla yabancı uyruklu kişilere ait olduğuna dikkat çekti. Tüm piyasanın internet üzerinde yabancılarla dönmeye başladığına işaret eden Sungur, satıcıların mal sahipleriyle direkt temasta olmadığını, satıcının satıcısının satıcısı olarak, kulaktan duyduğu eve fiyat verip, kapora aldıklarını dile getirdi. Kaçak emlakçının, mal sahibiyle konuşacağını ve malı satacağına kadar hesapladıklarını ifade eden Sungur, yasada bunları kısıtlıyıcı kuralların olduğuna vurgu yaptı. Emlakçılar Birliği üzerinden yıllık 200 bin Euro sigorta yaptıklarını belirten Sungur, herhangi bir emlakçının müşterisini kandırmaya başladığı takdirde, müşteriyi sigorta şirketinin tazmin ettiğini açıkladı. Firmanın yapmış olduğu yazılı tüm satışların emniyet altına alındığını dile getiren Sungur, “Devletin vergi kaçağını düşünün. Bir inşaat firması 

1 milyon 800 bin pound’a bir arazi alıyor ama kendi adına döndürürken 500 bin TL koyuyor. Kuzey Kıbrıs’ın, bu kaçak emlakçılardan dolayı senede 100 milyon TL’ye yakın vergi kaybı vardır. Diğer taraftan müşteri geldiği zaman ilgili inşaat şirketine, arada emlakçı olmadığı için bu sefer kendi avukatına götürüyor. Kendi avukatına götürdüğü zaman da müşteriyi ikna ederek, sözleşme yapıp, satıyorlar. Bu yapmış oldukları sözleşmeyi tapuya götürüp, yaptırıyorlar. Yaptıkları sözleşme tamamen satıcının istediği şekilde hazırlanmış oluyor. Müşteri de avukatı tarafsız zannediyor.” diyerek, örnek verdi.  

“Emlakçı olmak için eğitim şart”

Herhangi bir şekilde bir inşaat firmasının mal satacağı zaman, emlakçının fiyatını kontrol edip, müşteriye anlatarak, sözleşmede müşterinin dolandırılmaması için dikkat etmesi gerektiğini anlatan Sungur, böyle bir sistem olduğu takdirde dolandırıcılığın yok denecek kadar azalacağına işaret etti. Diğer bir taraftan emlakçı olabilmek için eğitimin şart olduğunu dile getiren Sungur, “Emlakçılar harita okumayı bilmeden ev satıyor. Tarlanın yerini bilmediği için, başka arazinin en güzel yerini göstererek, “müşteri de orasıdır” diye alıyor ancak aldığı yer başka bir tarla çıkıyor.” şeklinde konuşarak, emlakçı olacak kişinin harita bilmesi ve nokta vuruşu yaparak, doğru yeri göstermesi gerektiğini ifade etti. Emlakçılar yasasının düzene girdiği zaman bütün bu sıkıntılara son verileceğini anlatan Sungur, satışların artarak, insanların Kuzey Kıbrıs’tan mülk satın almaktan korkmayacağını vurguladı.