
"Erdoğan vakıflar aracılığıyla ABD’ye para transfer ediyor"
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ailesi hakkında çeşitli iddialarda bulundu. Kılıçdaroğlu, TÜRGEV ve Ensar vakıfları aracılığıyla ABD’de kurulan vakfa 1 milyar lira para gönderildiğini öne sürdü.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabında yayınladığı videoda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ailesi hakkında önemli iddialarda bulundu.
"Belgeler elimizde, para akışlarının hepsi elimizde" diye konuşan Kılıçdaroğlu, ABD’de bir vakıf kurdurulduğunu belirterek "Paravan bir vakıf kuruyorlar, başına bir Amerikan vatandaşını koyuyorlar ama vakfın asıl yönetimi Erdoğan ailesi üyelerine ait. Bu paravan yapının izin çıkarma hakkı kazanması için paraya ihtiyacı var. Türkiye'den iki vakıf seçiliyor; öğrenciler için kurulmuş süsü verdikleri vakıflar. Bu vakıfların asıl var olma sebeplerini de bugün öğreneceksiniz; TÜRGEV ve Ensar.. Bu vakıflar başlıyor paraları bir Amerikan vatandaşına göndermeye…" dedi. Söz konusu vakıfların 20 milyon, 10 milyon dolar şeklinde havaleler yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bir TÜRGEV bir Ensar, durmuyorlar para gönderme listesinin sonu yok. Hepsinin dökümleri elimizde…1 milyar lirayı şıp diye transfer ediyorlar ABD’ye" dedi.
"Siz bu paraları nereden buldunuz, bu dövizleri neden Amerikalara taşıyorsunuz?" diyen Kılıçdaroğlu, "ABD’ye kaçmaya hazırlananlar, yeni iktidarın sizi orda rahat bırakacağını mı düşünüyorsunuz? Çok fena yanılıyorsunuz" şeklinde sözlerini sürdürdü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da yüklenen Kılıçdaroğlu, "Erdoğan çık söyle; bu para gönderttiğin paravanın başında senin ailenden kim var? Çık söyle ailenden ki gönderiyor bu paraları ve yine ailenden kim alıyor bu paraları karşı tarafta yani Amerika’da çık anlat, çekinme!" dedi.
Kılıçdaroğlu: Toplu bir kaçış planı yürürlükte
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün partisinin TBMM Meclis Grup Toplantısı’ndan yaptığı açıklamada, "Toplu bir kaçış planı yürürlükte" demiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vakıf süsü verdiği paralel yapılarla yurt dışına devasa paralar aktardığını ifade etmişti. Yurt dışındaki yapının başlarında da Erdoğan'ın aile bireyleri geldiğini öne süren Kılıçdaroğlu, saat 22.00’de açıklama yapacağını duyurmuştu.
DW/BÖ, SSB

Zanlıların hesaplarındaki toplam para 694 bin doları buldu
Lefkoşa'da meydana gelen “suç gelirini aklama ve bilişim sistemleri üzerinden dolandırıcılık yapma” suçlarından tutuklanan Ramadan Uzuner, Ergün Demir ve İlker Zencilek mahkemeye çıkarıldı. Polis memuru Bora Çelebi mahkemeye olguları aktardı.
Lefkoşa'da meydana gelen “suç gelirini aklama ve bilişim sistemleri üzerinden dolandırıcılık yapma” suçlarından tutuklanan Ramadan Uzuner, Ergün Demir ve İlker Zencilek mahkemeye çıkarıldı. Polis memuru Bora Çelebi mahkemeye olguları aktardı.
Polis, zanlıların 2023 yılı Eylül ayında bilişim sistemleri üzerinden dolandırıcılık ile elde ettikleri 399 bin Doları farklı kişilerin hesaplarına aktarılmasını sağlayarak suç gelirini akladıklarını söyledi. Polis, zanlı Zencilek ile Demir’in farkı kişilerin hesaplarına aktarılan parayı çekip Uzuner'e verip komisyon aldıklarını açıkladı. Polis, zanlıların 20 Mayıs’ta tutuklanarak soruşturma başlatıldığını, ikisi tanık üçü zanlılara ait olmak üzere 5 adet cep telefonunun emare alındığını belirtti. Polis, zanlıların mahkemeye çıkarılarak bir gün ek süre alındığını, yapılan soruşturmada zanlı İlker Zencilek’in bir şahsın hesabını kullanarak 20 bin 842 dolar parayı temin edip, zanlı Ergün Demir vasıtası ile Ramadan Uzuner’e teslim edilmesini sağladığını açıkladı. Polis, zanlı Ramadan Uzuner’in ise bir şahsın hesabını kullanarak 273 bin dolar temin ettiğini kaydetti. Polis, toplam para miktarının 694 bin dolara çıktığını belirtti. Soruşturmanın devam ettiğini, incelenmesi gereken banka hesapları ve aranan bir şahıs olduğunu kaydeden polis, zanlıların 4 gün daha tutuklu kalmasını talep etti. Zanlı Uzuner’in avukatı yeniden polise soruşturma kapsamında herhangi bir kamera kaydı veya banka döküm belgesi bulunup bulunmadığını sordu. Polis, bu konuyla ilgili soruşturmanın devam ettiğini söyledi. Savunma, emare alınan para olup olmadığını da sordu, polis hayır cevabını verdi. Savunma, müvekkili Uzuner’in kısa süre önce bel ve boyun fıtığından dolayı ameliyat olduğunu belirterek, doktor kontrolünden geçirilmesini talep etti.
Huzurundaki şahadeti değerlendiren Yargıç Nuray Necdet, zanlıların 4 gün daha tutuklu kalmasına, Uzuner’in doktor kontrolünden geçirilmesine emir verdi.
HABERE YORUM KAT

Polisi darp edip hakaret eden sanığa 48 bin TL para cezası!
Ercan Havalimanı’nda meydana gelen "polisi darp, görevinden men, sarhoşluk, rahatsızlık, uygunsuz tavır hareket ve itale-i lisan" suçlarından tutuklanan 44 yaşındaki Uğur Dahar hakkındaki yargı süreci 3 günde tamamlandı.
Ercan Havalimanı’nda meydana gelen "polisi darp, görevinden men, sarhoşluk, rahatsızlık, uygunsuz tavır hareket ve itale-i lisan" suçlarından tutuklanan 44 yaşındaki Uğur Dahar hakkındaki yargı süreci 3 günde tamamlandı. Sanık, dün Lefkoşa Kaza Mahkemesinde yargılanarak, 48 bin TL para cezasına çarptırıldı. Yargıç Zehra Yalkut Bilgeç’in huzurunda görülen davada sanık aleyhine getirilen itale-i lisan, polisi darp ve görevinden men, uygunsuz tavır-ı harekette bulunma davalarını kabul etti.
Sanığın davalarını kabul etmesinin ardından kararını açıklayan Yargıç Bilgeç, sanığın suçunu kabul etmesini, ülkede herhangi bir sabıkasının bulunmayışını, pişman olup özür dilemesini dikkate alarak, hürriyeti bağlayıcı bir ceza yerine para cezası vermeyi uygun gördüğünü açıkladı. Yargıç, sanığın mahkum olduğu davalardan 48 bin TL para cezasına çarptırdı.
Ne olmuştu
19 Mayıs 2025 tarihinde saat 21:00 raddelerinde Ercan Havalimanında yolcu çıkış kısmında bulunan Kale 12 X-ray cihazından geçiş yapmak isteyen ve sarhoş bir vaziyette bulunan Uğur Dahar'ın bagajı içerisinde yapılan kontrolde taşıyabileceği yasal sınırın üzerinde alkollü içki bulundurduğu gerekçesi ile kendisini uyaran PM K.F ve PM T.Y.’ye hitaben yüksek sesle ellerini ve kollarını sallayarak "Ben götürür veririm" deyip rahatsızlık yapıp uygunsuz tavır-ı harekette bulunduktan sonra, kendisinden konu içkileri almak isteyen polislere direnip konu içkileri vermeyerek görevli memurların görevlerini yapmaktan men ettikten sonra elleri T.İ.’nin sağ yüz kısmına ve K.F.’nin ise sol dirseğine vurmak suretiyle memurları ettiğini ve onlara hitaben "Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz sizi mahvedeceğim sizi o….çocukları" deyip İtale-i Lisanda bulunmuşu. Sanık suçüstü tutuklanmış, mahkemeye çıkarılarak, 3 gün ek süre alınmıştı.
HABERE YORUM KAT

Arıklı: Araç muayene istasyonları Bakanlar Kurulu’nda görüşülecek
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yetersiz kaldığı aşikar olan mevcut araç muayene istasyonlarının yenilenmesinin Bakanlar Kurulu’nda ele alınacağını belirtti.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, yetersiz kaldığı aşikar olan mevcut araç muayene istasyonlarının yenilenmesinin Bakanlar Kurulu’nda ele alınacağını belirtti.
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Arıklı, araç muayene istasyonlarının yenilenmesi konusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin çözüm ortağı olan TSE Global Koordinatörü Selim Efendioğlu ve Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Kurul Üyesi Asım Ergezen’i kabul ederek görüştü.
Bakan Arıklı, TSE’nin araç muayene istasyonlarının son teknoloji kullanılarak yenilenmesi konusunda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne destek olma konsundaki kararlılığını bir kez daha teyit ettiğini belirtti.
Arıklı, geçtiğimiz hafta yaşanan kazada denetim eksikliğinin büyük payı olduğunu belirterek, “Modern araç muayene istasyonları, bugünkü uygulamanın aksine, araçların detaylı olarak kontrolden geçmesini sağlayacak. Bilgisayar destekli uygulamalarla araçların fren, yakıt, elektrik, şasi ve motorunda bulunan onlarca parçayı kontrolden geçirecek. Beş ilçede beş modern araç muayene istasyonu kurup yollarımızı uygunsuz araçlardan temizleyeceğiz” dedi.
Araç muayene istasyonları Maliye ve PGM’nin kontrolünde
“Arıklı, Türkiye, Güney Kıbrıs Rum Kesimi ve Avrupa’daki çağdaş ülkelerdeki gibi modern teknoloji ile donatılmış araç muayene istasyonlarının bizim ülkemizde de kurulmuş olması gerekiyordu. Bilindiği gibi araç muayene istasyonları doğrudan bizim balkanlığımız kontrolünde değil. Maliye Bakanlığı ve Polis Genel Müdürlüğü’nün bünyesinde faaliyet gösteriyor. Ancak vatandaşlarımız, miadı domuş arabaların trafikta olmasından bizi sorumlu tutuyor” diyen Arıklı, “Koalisyon ortaklarımızla el ele verip bu konuyu daha fazla gecikmeden tamamına erdirmek istiyoruz” şeklinde konuştu.
Ülkedeki otobüslerin durumuna da değinen Arıklı, şu anda 5 bin 800 adet otobüs bulunduğunu ve bunların 2 bin 652 tanesinin geçerli seyrüsefere sahip olduğunu belirtti. Arıklı, bu otobüslerin bin 238 tanesinin 2010 yılı ve sonrası modeli, 761 tanesinin 2000-2009 arası modeli, 653 tanesinin de 2000 yılı ve öncesi modeli olduğunu belirtti. Arıklı, yeni muayene istasyonlarının çürük elmaları temizleyeceğini, otobüslerin de bu sürecin en önemli parçası olacağının altını çizdi.
HABERE YORUM KAT

Atan: Dünyada fiyatı düşüyor, bizde akaryakıta zam geliyor!
KAMU-SEN Başkanı Metin Atan, brent petrol fiyatı düşerken yapılan akaryakıt zammını eleştirerek, "Dünyada fiyatı düşüyor, bizde akaryakıta zam geliyor!" dedi.
Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (KAMU-SEN) Başkanı Metin Atan, brent petrol varil başı fiyatının düşmesine rağmen hükümetin akaryakıta zam yapmasını eleştirdi.
KAMUSEN’den verilen bilgiye göre, yapılan zamların halkın alım gücünü daha da zorladığını söyleyen Atan, bu durumu maliye yönetimindeki ciddi bir sorun olarak değerlendirerek, hükümetin ekonomik kararlarını daha şeffaf bir şekilde açıklaması ve alınan kararların yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini belirtti.
Atan, Maliye Bakanlığı’nın “bütçe açığını böyle zamlarla kapatmaya” çalıştığını öne sürerek, kamu yararını gözeterek hareket etmesi gereken hükümetin halkın ekonomik durumunu göz ardı ettiğini iddia etti.
HABERE YORUM KAT

Gökçebel: Bekirpaşa Lisesi'ndeki öğretmenleri sindirme anlayışına sessiz kalmayacağız
KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, Bekirpaşa Lisesi’nde Disiplin Tüzüğü’ne karşı mücadele verilmesi sürecinde sınav yapmadıkları gerekçesiyle bazı öğretmenlerden “izahat istenmesi” üzerine, bugün Milli Eğitim Bakanlığı önünde açıklama yaptı.
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, Bekirpaşa Lisesi’nde Disiplin Tüzüğü’ne karşı mücadele verilmesi sürecinde sınav yapmadıkları gerekçesiyle bazı öğretmenlerden “izahat istenmesi” üzerine, bugün Milli Eğitim Bakanlığı önünde açıklama yaptı.
Basın açıklamasında kendilerinden izahat istenen öğretmenlerde yer aldı.
Gökçebel, öğretmenlerin özveriyle çalıştığına dikkat çekerek, “Öğretmenler, telafi sınavlarını yapmak üzere okul kurulunda, okul müdürü ile birlikte toplanarak program yaptı. Aynı bakanlık ve aynı müdür, ‘sınavları yapamazsınız’ dedi ve programı iptal ettirdi. Öğretmenimiz de ‘eğer bu sınavlar yapılmayacaksa derslerimizi yapalım, çocukların eksiklerini tamamlayalım’ diye uğraşmasına rağmen, bugün öğretmenlerden suç işlemiş gibi izahat istendi." ifadelerine yer verdi.
KTOEÖS Genel Sekreteri Tahir Gökçebel yaptığı açıklamada, okullara ve öğrencilere Disiplin Tüzüğü adı altında dayatılanın sadece kılık kıyafet ve özgürlük meselesi olmadığını ileri sürdü.
Gökçebel, toplumsal bir mesele olan bu soruna toplumun ciddi tepki koyduğunu belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı’na yönelik eleştirilerde bulundu.
Disiplin Tüzüğü meselesiyle ilgili iki okuldaki öğrencilerin Hala Sultan İlahiyat Koleji'ne alınarak sorunun teorik olarak bitirildiğini kaydeden Gökçebel, ancak Bekirpaşa Lisesi'nde sorunun aylardır sürdüğünü ifade etti.
“Öğretmenlere baskı yapılarak, taciz edilerek, korkutulmaya çalışılarak, her gün denetmen yollanarak tüzük o okulda gündemde kalsın diye uğraşılıyor.” iddiasında bulunan Gökçebel, bugün öğretmenlere yapılan son baskıyla ilgili istenen izahatı birlikte vermek üzere bugün bir arada olduklarını kaydetti.
“Bugün bu hukuksuzluğu yaratanların ve buna sebep olanların bu ülkeyi götürmek istediklerini nokta Milli Eğitim Bakanlığı eliyle organize bir şekilde yapılıyorsa buna sessiz kalamayız.” iddiasında bulunan Gökçebel, bugün bu öğretmenlerin hiçbirinin suç işlemediğini ifade etti.
Öğretmenlerin derslerini yapmak üzere sınıflara girmeye çalışınca sınıf kapılarının kilitlendiğini savunan Gökçebel, “Bugün aldığımız habere göre, okul müdürü dosyaya duyuru koymaya çalışıyor. 14'ünde sınav var diyerek, o günkü tarihli duyuruyu bugün dosyaya koyması büyük bir suçtur. Müdüre bunun için sendikamızda soruşturma açtık ve disiplin kuruluna verdik. Ama bu yaptığı suçun hukuki olarak da hesabını soracağız. Çünkü kamuyu, yargıyı ve herkesi yanıltma hakkı yoktur.” şeklinde konuştu.
Öğretmenlerin yasa dışı davranmadıklarını aksine yasalara saygılı olduklarını kaydeden Gökçebel, “Bugün bu izahatı yapacağız ama ileri götürmeye çalışacaklarsa da bunun karşılığının ne olduğunu hem hukuki olarak hem eylemsel olarak bu toplum görecek.” dedi.
Toplumun “Bekirpaşa Lisesi öğretmenleri direniyor diye, bu öğretmenleri sindirme” anlayışına sessiz kalmayacağını dile getiren Gökçebel, mevcut anlayışın değişmediği ve öğretmenlerin moralini bozmaya devam ettiği sürece buna cevap vereceklerinin bilinmesini istedi.
HABERE YORUM KAT

Ağaçların altına kavanozla uyuşturucu gömdü
Girne’de meydana gelen “Kanunsuz Uyuşturucu Madde (metamfetamin ve Hint keneviri) Alma ve Tasarrufu” suçlarından tutuklanan S.Y. mahkemeye çıkarıldı.
Girne’de meydana gelen “Kanunsuz Uyuşturucu Madde (metamfetamin ve Hint keneviri) Alma ve Tasarrufu” suçlarından tutuklanan S.Y. mahkemeye çıkarıldı.
Mahkemede mesele ile ilgili şahadet veren Polis memuru Ezgi İşimtekin, 12.05.2025 tarihinde saat 20:30 raddelerinde Alsancak’ta faaliyet gösteren bir otelin parka alanı içerisinde, şüpheli hareketler sergileyen zanlının üzerinde yapılan arama neticesinde tasarrufunda yaklaşık bir gram ağırlığında metamfetamin türü uyuşturucu madde ve yaklaşık bir gram ağırlığında hintkeneviri türü uyuşturucu madde tespit edildiğini söyledi.
Polis, zanlının suçüstü hali gereği tutuklanarak, soruşturma başlatıldığını ifade etti. Polis, yapılan araştırma sonucu zanlının ağaçların altına kavanoz içerisinde gömdüğü 84 gram hintkenevirinin de ele geçirildiğini açıkladı. Polis, ele geçirilen maddelerin analize gönderildiğini belirtti.
Soruşturmanın zanlının etki edebileceği kısmının tamamlandığını kaydeden polis, ülkede yasal bağlı bulunmadığını belirterek, tutuklu yargı talep etti.
Huzurundaki şahadeti değerlendiren Yargıç Evren Mürsel, zanlının 2 ayı aşmayacak süreyle cezaevine gönderilmesine emir verdi.
HABERE YORUM KAT

Okulun önündeki eve silahla ateş açıldı
Alsancak’taki bir okul önündeki eve kimliği belirsiz kişi ya da kişilerce silahla ateş açıldı. Olayda yaralanan olmazken, zanlı veya zanlılar aranıyor.
Alsancak’ta bulunan bir eve bugün öğle saatlerinde silahlı saldırı düzenlendi. Olayda ölen ya da yaralanan olmazken, bölge halkı büyük panik yaşadı. Saldırının okul binasına değil, okulun hemen önündeki özel bir konuta yönelik olduğunu belirtildi.
Polis Basın Subaylığı’ndan yapılan açıklamaya göre, bugün saat 11.20 sıralarında, Alsancak’ta Zeytinlik Sokak üzerinde, bir şahsa ait ikametgaha meçhul erkek bir şahıs tarafından tabanca ile ateş açıldı.
Açılan ateş sonucu evin duvarları hasar görürken, olayda herhangi bir yaralanma veya can kaybı olmadı.
Yürütülen soruşturma kapsamında olayda kullanılan tabanca, olay yeri yakınlarında atılı olarak bulundu.
Polis ayrıca zanlının arandığını, soruşturmanın da devam ettiğini bildirdi.
HABERE YORUM KAT

Sapığın telefonunda küçük çocuklara ait görüntüler çıktı
14 yaşındaki erkek çocuğa tecavüz etmekle itham edilmişti.
İnternet üzerinden tanıştığı 14 yaşındaki erkek çocuğa tecavüz ettiği ve cinsel saldırıda bulunduğu iddia edilen 24 yaşındaki Abdülkadir Aygün yeniden mahkemeye çıkarıldı.
Demirhan Polis Karakolunda görevli polis memuru Ozan kuşak mahkemeye olguları aktardı. Polis, Abdülkadir Aygün'ün "16 yaşından Küçük Çocuğa Cinsel Tecavüz ve Cinsel Saldırı" suçlarından tutuklandığını söyledi.
Polis, zanlının 4 Nisan 2025 tarihinde Haspolat'ta bulunan bir binanın zihinsel engelliler tuvaletinde internet üzerinden bir arkadaşlık sitesinde Melih 19 kullanıcı ismini kullanarak tanışıp arkadaş olduğu 14 yaşındaki erkek çocuk ile rızası olmaksızın cinsel ilişkiye girerek '16 yaşından Küçük Çocuğa Cinsel Tecavüz' suçunu işlediğini söyledi.
Polis, zanlının ayrıca 2025 yılı Mart- Nisan ayları içerisinde müşteki ile buluşarak gittikleri bir üniversitenin Kapalı Spor Salonu yanında bulunan araç park yerinde kullanımında bulunan araç içerisinde çocukla cinsel temasta bulunarak ' Cinsel Saldırıda' bulunduğunu, ayrıca yine aynı aylar içerisinde Boğaz-Ağırdağ arasında ova içerisinde tekrardan cinsel temasta bulunduğunu açıkladı.
Polis, şikâyetin 13 Mayıs 2025 tarihinde yapıldığını, zanlının kullandığı aracın 14.05.2025 tarihinde KGS sisteminden tespit edilerek aynı gün yapılan soruşturma ve tahkikat neticesinde zanlının isminin ve kalmakta olduğu yerin belirlenerek, 15 Mayıs'ta tutuklandığını kaydetti. Polis, zanlının 2 kez mahkemeye çıkarılarak 7 gün ek süre alındığını söyledi.
Polis, zanlının ifadesinde görüşüp konuştuklarını ancak cinsel ilişki olmadığını söylediğini aktardı. Polis, müştekinin rehber öğretmenine olayı anlatması üzerine olayın ortaya çıktığını belirti. Polis, zanlının aracından DNA ve sperm örnekleri alındığını belirtti.
Polis, zanlının aracında şu anda 17 yaşında olan bir çocuğa ait fotoğraf bulunduğunu, yapılan soruşturmada çocuğun tespit edilerek sosyal hizmet görevlileri eşliğinde ifadesinin alındığını belirtti. Polis, çocuğun ifadesinde zanlı ile 2024 yılında tanıştıklarını, birlikte Yedidalga’ya gittiklerini, zanlının araç içerisindeyken kendisini yanağından öperek cinsel ilişkiye girmek istediğini söylediğini aktardı.
Polis, zanlının cep telefonunda yapılan incelemede küçük çocuklara ve yetişkinlere ait görüntü ve fotoğraf tespit edildiğini açıkladı. Polis, zanlının telefonundaki küçük şahısların tespit edilerek ifadelerinin alınması gerektiğini söyledi.
Polis, soruşturmanın devam ettiğini, alınacak ifadeler olduğunu, araçtan alınan örneklerin analiz için Türkiye’ye gönderileceğini belirterek, 7 gün ek süre talep etti.
Huzurundaki şahadeti değerlendiren Yargıç Nuray Necdet, zanlının 7 gün daha tutuklu kalmasına emir verdi. (Kamalı Haber)
HABERE YORUM KAT

“Açıklamalarım çarpıtıldı, etik dışı linç girişimlerine maruz kaldım”
“Kapılar kapatılsın” sözleriyle tepki çeken DP Milletvekili Serhat Akpınar, geri adım attı. Açıklamalarının çarpıtıldığını savunan Akpınar, medyayı manipülasyonla suçladı; uyarısının barış süreci kaygısıyla yapıldığını belirtti.
Demokrat Parti (DP) Milletvekili Serhat Akpınar, BRT’de katıldığı programda kara geçiş kapılarının kapatılmasına ilişkin söylediği yaptığı öneri toplumda infiale neden olurken, vatandaşlar tarafından tepkiler yağmıştı. Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan DP Milletvekili Akpınar, yaptığı açıklamaların saptırıldığını öne sürdü.
Serhat Akpınar’ın açıklaması şu şekilde:
“Son dönemde Kıbrıs’ta yaşanan gelişmeler, özellikle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin Kıbrıs Türk halkının mülkiyet haklarına yönelik olarak başlattığı ve uluslararası hukukla bağdaşmayan uygulamalar, ciddi bir endişe ve rahatsızlık yaratmaktadır. Söz konusu uygulamalar, yalnızca bireysel haklara değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk halkının siyasi varlığına ve toplumsal bekasına yönelik sistematik bir tehdit teşkil etmektedir.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, mülkiyet meselesini bir yargı silahı haline getirerek, Kıbrıs Türk halkının yaşadığı coğrafyada – uluslararası statüsü ve siyasi iradesi görmezden gelinerek – dava süreçleri başlatması, tutuklama taleplerini Avrupa Birliği ve Interpol düzeyine taşıma girişimleri, bir hukuk devleti pratiğinden çok uzak, siyasileştirilmiş ve tek yanlı bir yargı mekanizmasının ürünüdür. Bu yaklaşım, taraflar arasında var olan gayri resmi müzakere sürecinin ruhunu ve olası çözüm dinamiklerini açıkça sabote etmektedir.
Kıbrıs Türk halkı, 1963’ten bu yana süregelen tüm müzakere süreçlerinde çözüm iradesini defalarca ortaya koymuş, hak ve statü arayışını diyalogla sürdürme kararlılığı göstermiştir. Ancak Güney Kıbrıs’ın son dönem uygulamaları, bu iradeye ve Birleşmiş Milletler parametrelerine açık bir meydan okumadır. Bu bağlamda, yürürlükteki uygulamalara karşı yalnızca siyasi tepki vermek yeterli olmayacak; çok yönlü diplomatik, hukuki ve stratejik bir “Ulusal Eylem Planı” çerçevesinde hareket edilmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.
Bu eylem planının temel unsurları şunlardır:
-Kıbrıs Türk halkının mülkiyet haklarının uluslararası hukuk nezdinde tanınırlığının pekiştirilmesi,
-AB ve BM düzeyinde acil girişimlerin başlatılması,
-KKTC yargı ve diplomasi kurumlarının koordineli biçimde harekete geçerek, bu hukuki saldırıya karşı caydırıcı ve hak temelli savunma mekanizmalarının oluşturulması,
-İç kamuoyunun ve özellikle mülkiyet ile doğrudan etkilenen bireylerin, yasal hakları ve atılacak adımlar konusunda şeffaf şekilde bilgilendirilmesi.
Bu sürece ilişkin olarak katıldığım bir televizyon programında da dile getirdiğim üzere, Kıbrıs Türk halkının temel hakları konusundaki hassasiyetimi ve bu konudaki önerilerimi samimiyetle kamuoyuyla paylaştım. Ancak, bazı medya organlarının bu açıklamalarımı bağlamından kopararak sunması, şahsımı hedef göstermeye yönelik sosyal medya kampanyalarına zemin hazırlamış; mesnetsiz ve etik dışı linç girişimlerine dönüşmüştür.
Bu vesileyle bir kez daha altını çizmek isterim:
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin, Kıbrıs Türk halkının mülkiyet haklarını yok sayan ve tek taraflı yargı kararlarıyla tutuklama taleplerini Interpol gibi uluslararası mekanizmalar üzerinden yaygınlaştırmaya çalışması, uluslararası hukukla bağdaşmayan, siyasi nitelikli bir yargı terörüdür.
Bu uygulamalar sadece bireysel haklara değil; iki toplum arasında yıllardır güçlükle sürdürülen diyalog ve müzakere süreçlerine de ciddi zararlar vermektedir.
Demokrat Parti olarak, her zaman müzakere zeminine, barışa, iki toplumlu güven artırıcı önlemlere ve iş birliğine tam destek verdik. Ancak, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu tek yanlı ve haksız tutuklamaları devam ettirmesi halinde, var olan ve halen süren müzakere süreçlerinin, geri dönülmez biçimde zarar göreceğini; diyalog kapılarının kapanması riskine neden olacağını da kamuoyunun dikkatine sunmak isterim.
Bu çerçevede ifade ettiğim, ‘kapıların kapanmasına kadar gidebilecek sonuçlar’ vurgusu, bir tehdit değil; barış sürecinin korunmasına yönelik uyarı ve kaygının ifadesidir. Bu cümlenin bağlamından koparılarak şahsımı hedef haline getirmek, etik dışı olduğu kadar, toplumumuzu ayrıştırma ve kutuplaştırma riskini de taşımaktadır.
Bu nedenle, yalnızca bir değerlendirmeyi manipüle ederek infaz süreci başlatanları değil; aynı zamanda bu hassas dönemde toplumsal bütünlüğümüzü zedelemeye çalışan her türlü karalama girişimini de reddediyorum.
Tıbıkta bekleyen bazı medya temsilcilerinin, kamuoyunu yönlendirmek adına bu tür manipülatif girişimlerle şahsımı ve bağlı olduğum kurumları itibarsızlaştırma çabası, Kıbrıs Türk halkının sağduyusuna çarpmaktan öteye geçemeyecektir.
Siyasi hırslar ve kişisel rekabet duygularıyla şekillenmiş, kamuoyunu yanıltıcı söylemlere karşı ortak akıl, sorumluluk ve sağduyu çağrısında bulunuyorum.
Kıbrıs Türk halkının sesi olmak ve halkımızın onurlu geleceği adına haklı mücadelemizi ulusal ve uluslararası alanda sürdürmeye kararlılıkla devam edeceğim.”
HABERE YORUM KAT

“Küçük ve orta ölçekli marketlerin yüzde 39.82’si kapandı”
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO), küçük ve orta ölçekli marketlerin yüzde 39.82’sinin kapandığını kaydetti.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO), küçük ve orta ölçekli marketlerin yüzde 39.82’sinin kapandığını kaydetti.
KTEZO tarafından yapılan açıklamada, odaya kayıtlı temel tüketim maddeleri satışı yapan marketler ve içecek ağırlıklı satış yapan (off-licence) iş yerleriyle ilgili çalışmada, “dramatik ötesi trajik bir durumla” karşılaşıldığı belirtildi.
Açıklamada, Lefkoşa ilçe sınırları içinde son 2 yılda 226 market ve içecek satışı yapan (off-licence) iş yerlerinin tek tek aranarak ve sigorta kayıtlarına bakılarak yapılan araştırmada toplam 90 iş yerinin kapalı olduğunun saptandığı bildirildi.
Kontrolsüz hipermarket ve zincir market furyasına da işaret edilen açıklamada, bunun karşı karşıya kalınan adaletsizliği gösterdiği vurgulandı.
“Son zamanlarda çoğalan daralma, artan sayıda iflas ve işsizlik derken; bu örnek üzerinden sanırız ne demek istediğimiz daha da anlaşılmıştır.” denilen açıklamada, ekonomide çemberin daralmaya devam ettiği belirtildi.
“Ne pahalılık ne de zamlar çözüm değildir”
Mevcut pahalılığın yarattığı sıkıntılara ek olarak zamların gelmeye devam ettiği ifade edilen açıklamada, “Buna rağmen toplanan vergilerin neredeyse tamamı maaş olan devlet giderlerini karşılama oranı pandemi dönemini aratmıyor. Son yapılan araştırmalara göre yüzde 60’lara kadar düştüğü kaydediliyor. Yüzde 40 açık var.” denildi.
HABERE YORUM KAT