1. HABERLER

  2. SAĞLIK

  3. Gıda güvenliği yeterli değil
Gıda güvenliği yeterli değil

Gıda güvenliği yeterli değil

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Asbaşkanı ve Çevre Sorumlusu Teksen Köroğlu, gıda güvenliği konusunda Tarım ve Sağlık Bakanlıkları’nın açıklamalarının doğru olmadığını, gıdalardaki kirlilik oranının “üçüncü ülkeler” düzeyinde olduğunu iddia etti

A+A-

Elmas TOKAY

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Asbaşkanı ve Çevre Sorumlusu Teksen Köroğlu, gıda güvenliği konusunda Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın “yetersiz kaldığını” iddia etti.

“Bize masal anlatmayın ve bizlerin bu masallarınıza inanmamızı beklemeyin. Güvenli gıda ve denetimler konusunda gelmiş geçmiş yöneticilerin iddia ettikleri gibi AB seviyelerinde değil, ‘Üçüncü ülkelerin de gerisinde olduğunu görmenin infialini yaşamaktayız” dedi.

21 Ağustos 2017 tarihinde, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın “Kirlilik oranı yüzde 2.1’lere kadar düştü” açıklamasını yaptığını hatırlatan Köroğlu, bakanlığın, bitkisel ürünlerde yapılan gıda güvenliği denetimlerinde, yerli üretim yani tarladan ve ithal ürünlerden numune alarak pestisit kalıntı analizleri yaptırıldığını ifade etti. Haftada yaklaşık 60 adet yerli ve ithal üründe pestisit kalıntı analizi yaptırılmakta olduğunu, denetimlerin ve çiftçi eğitimlerinin sonucunda yerli ürünlerdeki kirlilik oranının yüzde 2.1’lere kadar düştüğünün ifade edildiğini kaydeden Köroğlu, ithal ürünlerde ise bu oranın yüzde 6 civarında olduğunun belirtildiğini, bu kirlilik oranının AB’de yüzde 2 civarında iken 3. ülkelerde yüzde 6.5 olduğunu söyledi.

Bakanlığın yaptığı bu açıklamadan yola çıktıklarını anlatan Köroğlu, şöyle devam etti:

“Bu açıklamanın doğruluğuna inansaydık hiç çekinmeden Tarım Bakanlığı’na teşekkür edecek, yürüdükleri yolun doğru olduğunu kabul edecektik. Fakat KTTB çevre ve halk sağlığı danışmanımız çok değerli Prof. Çağatay Güler hocamızın ‘Gıda denetiminde sayı önemli değildir. Topluma sunulan tüm gıdaları temsil edici örnekleme esastır. Rastgele (haphazard) örnekleme ‘random örnekleme’ olarak sunulması aldatıcıdır ve yalancı güven duygusu verir’ sözü vardır. Açıklamalarımızın doğruluğunu yaptığımız inceleme sonucu bir kez daha ispatlanmış olduğunu gördük.

Halkın panik olmaması adına, aldatıcı ve yalancı güven duygusu veren bu açıklamalar, halk sağlığını hiçe saymaktan başka bir anlam taşımamaktadır.”

Yüzde 2.1 değil yüzde 11.6’dır

Köroğlu, Tarım Bakanlığı’nın 2016 Eylül-2017 Eylül tarihleri arasında şeffaf bir yaklaşımla haftalık açıkladığı yerli ürünlerdeki denetimlerin neticesinde çıkan oranın ne yazık ki hiç de övündükleri ve anlattıkları gibi olmadığını gördüklerini belirtti.

Tarım Bakanlığı’nın açıkladığı verilerden yola çıkarak yaptıkları incelemelerde, Eylül 2016- Aralık 2016’da dört aylık süreçte, KKTC genelindeki tarla ve bahçelerden alınan toplam 236 üründe, 46 limit üstü tespit edildiğini, bunun yüzde 19,5’e tekabül ettiğini belirten Köroğlu, “Eylül 2016-Eylül 2017 son bir yıllık süreçte ise bu değer yüzde 11.6’ya tekabül etmektedir. Şimdi biz soruyoruz. Yüzde 2.1 nerede? AB ülkelerinde yüzde 2.5, üçüncü ülkelerde ise yüzde 6.5 olduğunu söylediğiniz limit üstü bu değerlerin, bizde yüzde 11.6 çıkması, bize aşılamaya çalıştığınız yalancı güvenden başka nedir? Kime inanalım. Yüzde 2.1’e sevinelim mi? Yoksa yüzde 11.6’ya üzülmeyelim mi?” dedi.

Gıda güvenliği 3’ncü ülkelerin bile altında

Köroğlu, gıda güvenliğinde açıklanan rakamların üçüncü ülkelerin seviyesinde bile olmadığımızı gösterdiğini belirterek, “28 Ekim 2016’da limit üstü değeri de yüzde 45 alarak gösteriyorsunuz. Yani tüketilen ürünlerin yarısı limit üstü zehir taşıyabilmektedir. Bir hafta yüzde 0, bir hafta yüzde 45 limit üstü nasıl olabilmektedir?” diye sordu.

12 binin üzerinde üreticinin olduğu KKTC’de, yüzde 45, yüzde 27 ve yüzde 33 olan haftalarda numune alınmayan ürünlerin piyasaya sürülüp marketlerde satılmadığının nasıl kontrol edildiğini soran Köroğlu, “Uyguladığınız sistemin yanlış ve yanılgılarla dolu olduğunu görmüyor ve nasıl AB düzeyinde olduğunuzu söyleme gafletine düşebiliyorsunuz?” şeklinde konuştu.

Hiç bir güvenirliliği olmayan bu uygulamanın kayıt sistemi, takip sistemi, etiketleme ve izlenebilirliği olmayan bu sisteme halkın güvenmesini beklememeleri gerektiğini anlatan Köroğlu, şöyle devam etti:

“Gıda güvenliği stratejiniz, konuya yaklaşım biçiminizin yanlış olduğunu, temel yükümlülüklerinizi yerine getiremediğinizi ne zaman anlayacaksınız? Ve ne zaman halk sağlığında derin yaralar açan bu durumu düzeltmek için sivil toplum örgütleri ile işbirliği içinde doğru çözüme odaklanacaksınız?

Geçmiş hükümet dönemlerini de incelediğimizde, hükümetlerin sorumsuzluk ve ihmalleri yüzünden halk sağlığımızın getirildiği nokta gözler önündedir ve gittikçe daha kötüye götürülmesi kabul edilemezdir. Bunları halkımıza yaşatmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Gıda güvenliğinin Allah’a emanet bir şekilde eğitimden denetimden uzak üreticinin insafına, ellerine terk edilmemesi gerekir.”

Geçmiş hükümetler de yüzde 30 limiti yüzde 3 olarak açıklamıştı

Köroğlu, geçmiş hükümetlerin de “yıllık” şekilde açıklanan ve “şeffaf” bulmadıkları ürün denetimleri ile ilgili Tarım Bakanlığı’nın 19 Mart 2016’da yaptıkları açıklamada, yıllık verilen ortalamalarla, 2013’de yüzde 30’larda olan limit üstü kirliliğin yüzde 3’lere düştüğünün iddia edildiğini söyledi.

Kendisinin ve birliğin geçmişte de bu iddiaları hep şüphe ile karşıladıklarını anlatan Köroğlu, şunları kaydetti:

“Ve bu şüphelerimiz içinde bulunduğumuz Eylül 2016-Eylül 2017 limit üstü değerlerinin yüzde 11.6 olmasını gördüğümüz zaman nasıl olur da bu yöneticilerin AB düzeylerinde bir netice aldıklarını savunmalarını anlamış değiliz.

Bir önceki hükümetin Tarım Bakanlığı döneminde, yıllık yüzde 3 olan bir değerden bahsedilirken, bir sene içinde Tarım Bakanlığı’nda değişen ne oldu ki bu değerler yıllık bazda yüzde 12’lere ulaştı?”.

“Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine”

Köroğlu, “Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine” atasözünün Tarım Bakanlığı’nın gıda güvenliğiyle ilgili uygulamalarına uygun bir söz olduğunu söyledi.

Uygulanan sistemin yanlış ve yanılgılarla dolu olduğunu iddia eden ve bunu yıllardır bakanlıkların görmediğini anlatan Köroğlu, “Üçüncü dünya ülkelerinden kastınız, geri kalmış ve gelişmemiş ülkeler ise bunların bile yüzde 6.5 olan limit üstü değerleri, KKTC de yüzde 11.6’dır. Hemen hemen iki katına yakın bir değer çıkıyorsa acaba biz geri kalmışlığın ve gelişmemişliğin dünyada neresindeyiz diye sormak istiyorum” dedi.

İki bakanlık yanlış hareket ediyor

Köroğlu, Tarım ve Sağlık Bakanlıkları’nın halk sağlığını hiçe sayarak, dünyadan kopuk sistem ve uygulamalar ile hareket ettiğini belirtti.

Yıllardır ülkemizde hükümete gelen tarım bakanları ve yönetimlerinin yaptığı açıklamaların karın doyurmadığını anlatan Köroğlu, açıklamaların yetersiz olduğunu ve halk sağlığını olumsuz etkilemeye devam ettiğini gözlemlediklerini belirtti; şöyle devam etti:

“Toplum ve onu oluşturan bireylerin sağlıklı ve güçlü olarak yaşamlarını sürdürmesinde, ekonomik ve sosyal yönden gelişmesinde, refah düzeylerinin artmasında, huzur ve güvence altında varlığını devam ettirmesinde yeterli, dengeli ve güvenli gıda ile beslenmesi temel koşullardan birisidir.

Hükümet, Tarım Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve ilgili kamu kurumları ‘Gıda güvenliği ve güvenli gıda’ konusundaki uyarı ve çağrılarımıza destek verip çözüme odaklanacaklarına, hâlâ halk sağlığında oluşan tehlikenin farkındalığını anlamamakta, oluşan riski değerlendiremeyerek çocuk kandırırcasına toplumu yanıltıcı cevaplarla uzatmaya oynamalarını kafa karıştırıcı söylemelerini doğru bulmuyoruz. Bize masal anlatmayınız ve masallarınıza inanmamızı beklemeyiniz. Ve gözümüzün önünde insanlarımızın, çocuklarımızın sağlığını tehdit eden bu yanlış uygulamaları ve yetersizlikleri kabul etmeyerek ısrarla ve inatla “tarladan sofraya gıda güvenliği”, gelişmiş ülkeler ve AB standartlarına gelinceye, getirene kadar bu işin peşini bırakmayacağımızı, göz bebeklerimiz olan çocuklarımız ve halkımız için talep etmeye devam edeceğimizi kamuoyumuzun bilmesini isteriz.”

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.