1. HABERLER

  2. EKONOMİ

  3. Her şeye kaynak var, “balıkçılığa” yok!
Her şeye kaynak var, “balıkçılığa” yok!

Her şeye kaynak var, “balıkçılığa” yok!

Güney’de 5 bin 993 ton ile ekonominin lokomotif sektörü olan ve ülkeye milyon Euro’luk gelir kapısı açan balıkçılığa KKTC’de gösterilen ilgisizlik eleştirilere neden olurken, sektörün kaderine terk edildiği de vurgulandı.

A+A-

Adanın kıyı toplamının %50,6’sına sahip olan ve dünyada en zengin besin kaynağı ile lokomotif sektörlerin başında gelebilecek olan KKTC’deki balık oranı, yıllık 593 ton gibi çok düşük bir pazara sahipken, Güney’de bu oranın 5 bin 993 tonu bulması ve Güney Kıbrıs’a milyon Euro’luk gelir kapısı açması şaşkınlık yaratıyor  

Ekonomik bunalımla boğuşan KKTC’de milyon Euro’luk gelir kaynağı olabilecek balıkçılık sektörüne sırt çevrilirken, Güney’in ise 2010 yılında balık avlama ve balık işlemeden 94 milyon Euro gelir elde etmesi eleştirilerin hedefi oluyor. Kuzey’in bu oranın 2 katı gelir elde edebileceğine dikkat çekiliyor

KKTC Balıkçılar Birliği Başkanı Kemal Atakan, ülkenin hem besin açısından zengin kaynağı hem de lokomotif ekonomik gelir unsuru olabilecek olan balıkçılık sektörüne hükümetler tarafından gerekli ilginin gösterilmediğini dile getirdi

Balıkçıların kaderine terk edildiğini vurgulayan Atakan, “Ödemeleri sorduğumuz zaman aldığımız yanıt hep aynı, ‘Kaynak yok’. Neden kaynak yok? Kaynak Elçilik’ten ya da heyetten alınmıyor mu? Neden her yere kaynak var da balıkçılığa yok? Bu kaynaklar nereye gidiyor?” diye sordu 

Özlem ÇİMENDAL

Adanın kıyı toplamının %50,6’sına sahip olan KKTC’de dünyada en zengin besin kaynağı ve lokomotif sektörlerin başında gelebilecek balık oranının kişi başına yıllık 1 ila 2 kilogram düşerken, bu oranın Güney Kıbrıs’ta 25 kilogram civarında olması dikkat çekiyor.  

KKTC’de 593 tonken, Güney’de 5 bin ton

Dünyanın en pahalı balıkları arasında yer alan Orkinoks, Tombik Hamsi, Sardalya gibi balıklar bakımından oldukça zengin olmasına rağmen, 593 ton gibi çok düşük bir pazara sahip olan KKTC’deki balıkçılık, Güney’de 5 bin 993 tonu bulurken, aynı zamanda da Güney’e milyon Euro’luk da gelir kapısı açıyor. 

Milyon Euro’luk kaynağa sırt çevriliyor 

Ekonomik bunalımla boğuşan KKTC’de milyon Euro’luk gelir kaynağı olabilecek balıkçılık sektörüne sırt çevrilmesi de eleştirilirken, Güney ise, 2010 yılında balık avlama ve balık işlemeden 94 milyon Euro gelir elde etti. Deniz ürünleri bakımından oldukça zengin olan KKTC’nin ise bu oranın 2 katı olan 200 milyon Euro’ya yakın gelir elde edebileceği savunuluyor. 

KKTC Balıkçılar Birliği Başkanı Atakan: “Hükümetler ilgi göstermiyor, balıkçılık kaderine terk edildi”

KKTC Balıkçılar Birliği Başkanı Kemal Atakan, konu ile ilgili Yeni Bakış’a yaptığı açıklamada, ülkenin hem besin açısından zengin kaynağı hem de lokomotif ekonomik gelir kaynağı olabilecek olan balıkçılık sektörüne hükümetler tarafından gerekli ilginin gösterilmediğini dile getirerek, balıkçıların kendi ayakları üzerinde durmaya mecbur bırakıldığını kaydetti. 

“İstikrarlı bir siyasetin olmaması sektörü geriye götürüyor”

İstikrarlı bir siyasetin olmaması nedeni ile de tüm sektörlerde olduğu gibi balıkçılıkta da olumsuz yansımaları olduğuna dikkat çeken Atakan, “Her hükümet döneminde belli bir seviyeye getirdiğimiz projeler aniden değişikliğe uğrayan hükümet nedeni ile silbaştan başlıyor. Sadece farklı partiler değil, aynı partideki değişiklikte de maalesef işleyiş bu şekilde oluyor. Durum böyle olunca da bir adım ileriye gidemiyoruz” şeklinde konuştu.

“2016 teşviklerinin yüzde 30’u daha ödenmedi”

Balıkçılığı teşvik kapsamında verilen mazot desteğinin 2016 yılının yüzde 70’ini alabildiklerini anlatan Atakan, geriye kalan yüzde 30’unun ise hala ödenmediğini dile getirdi. 2016 yılındaki alacakların 2017’ye sarkmasına rağmen, 2017’de sektöre çok kısıtlı bir bütçe ayrıldığına dikkat çeken Atakan, “Bazı balıkçılara da 20 gün süre tanındı, insanlar banka değil ya, cebinde anında nakit istenilen para olsun. Bunda da mağduriyet yaşandı” dedi. 

“Derdimizi anlatana kadar hükümet değişiyor”

Sektörde yaşanan tüm olumsuzlukların üstüne bir de hükümetin değişiklikleri nedeniyle yaşadıkları mağduriyetin altını çizen Atakan, yeni hükümetin sektörün sorunlarına eğilerek, dertlerini dinlemeleri temennisinde de bulundu. Atakan, “Şimdi biz yeni hükümete derdimizi anlacağız sonra hükümetin yine değişecek olmasından korkuyoruz” dedi. 

“Alınan kaynak nereye gidiyor?” 

Balıkçılık sektöründeki teşviklerin çok geç ödendiği ya da hiç ödenmediği gerçeğinin de ortada olduğuna dikkat çeken Atakan, “Ödemeleri sorduğumuz zaman aldığımız yanıt hep aynı, ‘Kaynak yok’. Neden kaynak yok?” dedi. 

“Neden her yere kaynak var da balıkçılığa yok?”

Atakan şöyle konuştu: “Bu kaynak ya da teşvikler Elçilik’ten alınmıyor mu? Neden her yere kaynak var da balıkçılığa yok?”.  Atakan, ülke kaynaklarının nereye gittiğini de merak ettiklerini kaydetti. 

Her gelen “Kaynak yok” diyor

Her gelen yeni hükümetin bir önceki hükümeti suçladığına dikkat çeken Atakan, “Her gelen hükümet bir önceki hükümeti, proje yapmadıkları bütçe ayırmadıkları için suçluyor ancak yeni gelenler de yine hep kaynağı bahane ediyor. Sektörü ileriye götüremeyen bu kaynak sorununa bir çözüm bulunmalı” şeklinde konuştu.

Balıkçılık KKTC’de hak ettiği değeri görmüyor

Dünyanın en değerli besin kaynağı olan balık ve balıkçılığın KKTC’de hak ettiği değeri görmediğine işaret eden Atakan, “KKTC’de hala balıkçılık için bir katkı, girişim yok. Sebep de basit. Kaynak yok. Dünya ülkelerinde balıkçılık desteklenen bir alan iken, KKTC’de maalesef hükümet bütçesinden para artarsa bu yardım yapılıyor” ifadelerini kullandı.

“İlerlemiş balıkçılığımız var ama katkı yok”

KKTC balıkçılığının teknolojik olarak ilerlediğine de değinen Atakan, ilerlemiş balıkçılık olmasına rağmen maddi katkı yapılmaması nedeniyle yeterli verimin alınamadığını ifade etti. Atakan, “Malzeme yardımı da yapılmıyor” diye konuştu.

 Malzemeler çok pahalı 

Malzeme yardımının balıkçılık için çok önemli olduğunu anlatan Atakan, “Her balığın avlanma takımı birbirinden ayrıdır. Tek bir takımla bir balık çeşidini tutabilirsiniz, diğer çeşitler için hep farklı balık takımları bulundurmanız gerekmektedir. Takım demek ek külfet demektir ve çok da ucuz değildir” şeklinde konuştu. Malzeme desteğinin de aslında en önemli sorunlardan biri olduğunu ifade eden Atakan, “Paraları olmadığını söylüyor ve destek vermiyorlar” dedi. 

Balıkçılığın acil desteğe ihtiyacı olduğunu yineleyen Atakan, “Balıkçının mazotu, av takımı, makinelerin bakımı, telsizlerin bakımı ve daha birçok şekilde gideri vardır. Bunların hepsi için de ciddi anlamda bir katkıya ihtiyaç duymaktadır” ifadelerini kullandı. 

Sektörün geliştirilmesi için ortada somut proje yok  

Balıkçı barınaklarının da iyileştirme yerine daha büyük ve sıralı bir şekilde barınak yapılmasının gerektiğinin de altını çizen Atakan, “Barınaklarımız yetersiz değildir ancak hep iyileştirme yapılmaktadır. Kimse elini taşın altına koyarak, bir proje geliştirme derdinde değil. Örneğin Gemikonağı problemli, Girne deseniz turizm limanı oldu, Yenierenköy iyileştirildi ancak ufak olduğu için yeterli randımanı sağlayamamaktadır. Mağusa Limanı ise ticari bir liman olduğu için sığıntı gibi görülmektedir balıkçılar” dedi.

Döviz üzerinden olan yakıt, sektöre darbe vuruyor 

Balıkçıların sübvansiyeli mazot alamadığını da dile getiren Atakan, mazot desteği sağlanması durumunda daha uzak ve ulaşılmayan yerlere ulaşma şansına sahip olunacağını ve hangi balık çeşidinin nerede olduğunun tespitinin yapılabileceğinin altını çizdi. Atakan mazot ve girdi maliyetlerinin dolar ve euro üzerinden olduğu için oldukça pahalı olduğuna değinerek, sektörün en büyük probleminin mazot olduğunun altını çizdi. 

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.