"Kişiselleştirilmiş tedavi, metastatik meme kanserinde yaşam kalitesini arttırıyor"
"Kişiselleştirilmiş tedavi, metastatik meme kanserinde yaşam kalitesini arttırıyor"
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Eralp, meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 70-80'inin erken tanınabildiğini ve şifa olasılığı bulunduğunu belirterek, "Fakat geri kalan yüzde 20'lik grupta ileri evre, yani metastatik meme kanseri daha sık görülebiliyor. Kişiselleştirilmiş tedavi burada çok önemli bir rol oynuyor. Çünkü bu tür tedaviler sayesinde, bugün ileri evreye gelmiş hastalarımızda da uzun süreli yaşam süreleri elde edebiliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Eralp, Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, tüm meme kanseri hastalarının yaklaşık dörtte birinin metastatik, yani ileri evrede olduğunu, metastatik evrenin, erken evre meme kanserlerinden farklı tedavi ve bakım yaklaşımları gerektirdiğini belirtti.
Tedavi olanaklarının gelişmesinin hastalar ve doktorlar açısından umut verici olduğunu vurgulayan Eralp, şunları kaydetti:
"Meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 70-80'i erken tanınabiliyor ve şifa olasılığı var. Fakat geri kalan yüzde 20'lik grupta, ileri evre, yani metastatik meme kanseri daha sık görülebiliyor. Kişiselleştirilmiş tedavi burada çok önemli bir rol oynuyor. Çünkü bu tür tedaviler sayesinde, bugün ileri evreye gelmiş hastalarımızda da uzun süreli yaşam süreleri elde edebiliyoruz.
Metastazı ile beraber hastalığı kontrolde tutularak ya da metastazı kaybolarak, toplumda 5 yıldan daha uzun süre yaşayan hastalarımız olabildiğini görüyoruz. Meme kanseri hastalarının 5 yıl hayatta kalma ihtimali bugün yüzde 90'lara yaklaşmış durumda. Bu durum, onkolojik tedavilerin geldiği noktayı ortaya koyması açısından çok önemli."
Meme kanserinde uygulanan kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin, meme kanseri tedavisinde başarı oranını yükselttiğine işaret eden Eralp, "Artık patolojik olarak aynı tipte görünen iki meme kanserinin aslında genetik olarak farklı davranışlar sergileyebildiğini biliyoruz. İşte bu farklı genetik davranışları hedefleyerek her hasta için ayrı ayrı planlanarak uygulanan tedavilere, 'hedefe yönelik tedavi' veya 'kişiselleştirilmiş tedavi' diyoruz.
Meme kanseri bu konuda en çok araştırmanın yürütüldüğü habis hastalıklar arasında yer almaktadır. Çok şanslıyız ki meme kanserinde hem erken evrelerde hem de ileri evrelerde hastalarımızın daha sağlıklı olarak yaşamlarına devam etmelerini sağlayan, hatta yaşam kurtaran kişiye özel tedaviler bulunmaktadır. Devam eden çalışmalar sayesinde bu tür tedavi seçeneklerinin giderek artacağını öngörüyoruz." ifadelerini kullandı.
"TEDAVİDE BAŞARIYI EN ÇOK ETKİLEYEN FAKTÖRLERDEN BİRİ EKİP ÇALIŞMASI
Eralp, ileri evre meme kanseri hastalarında hastalık yayılımının ve kanserin genetik davranışının çok iyi belirlenmesi gerektiğinin altını çizerek, "Hasta ileri evre ile başvurduğunda alınacak parçada özel genetik değişikliklerin belirlenmesi, hastalığın yayılım bölgelerinin ve biyolojik davranışının ortaya konması gerekli. Bunun için de tabii ki patoloğu, genetikçisi, onkoloğu cerrahı ve radyoterapisti ile bir ekip çalışması önemli. Meme kanseri, birbirleriyle aynı dili konuşan deneyimli bir ekip tarafından tedavi edilmesi gereken hastalıktır. Tedavide başarıyı en çok etkileyen faktörlerden biri kanımca bu ekip çalışmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
HABERE YORUM KAT