Sadece vatandaşların değil, döviz kullanan şirketlerin de zorluklar yaşadığını anlatan Özmerter, “Kazandığınız para cinsi üzerinden borçlanın. Yok, döviz faizi düşük, ancak ödeyebilirim derseniz, TL borç karşılığını ödeyemiyorsanız zaten borçlanırken hata yapıyorsunuz” ifadesini kullandı.

Özmerter’ in açıklaması şöyle:

Döviz kurlarındaki ani artış ne bir ilk, ne de son olacak. Sorun bireysel olarak döviz borçlanan vatandaşın sorunu olduğu kadar, geliri döviz olmadığı halde döviz cinsinden borçlanan şirketlerin de sorunudur, hatta miktarsal olarak şirketlerin sorunu miktarsal olarak daha da büyüktür diyebiliriz.

Geliri döviz olmadığı halde döviz borçlanmak aslında bir piyangodur. Kurların çıkmadığı zamanlar kazanır, fırladığı zamanlar kaybedersiniz. Geliri Türk Lirası iken döviz cinsinden borçlanmak kişisel bir tercihtir, rakamına göre de çok tehlikeli sonuçlar doğurur. Doğurabilir demiyorum, doğurur, sadece zaman meselesidir. Döviz kurları fırladığı zaman, özellikle zamanında bundan faydalanan kesim devlet çözüm üretsin diye bağırır. Yani başkasının ensesinden benim kumarımın bedelini ödeyin demek ister. Şu örneği severim. Milli Piyango bileti aldım, kazanmadım, mağdurum, Devlet ödesin.

Peki kazandıkların ne oldu be sör? Kanayan bir yaradır falan gibi hikayeleler ile siyasete konuyu malzeme etmemekte fayda var. Kişisel tercihtir, tavsiyemiz yukarıdadır, herkes kendi riskini ve kazancını cebine göre ayarlamalıdır.

Devlet yani (sıradan vatandaşımın kasası ve cebi) hangi birini ödeyecek? Ocak ayı döviz kurlar yönünden yeni sürprizlere gebe olabilir. Kurların daha düşük olduğu dönemlerde eğer varsa döviz borçları Türk Lirası’na çevirmek sağlıklı bir sigorta olur. Bu arada… dövizde taksitler çok düşük gelir, TL borçlanamam diyorsanız, o kredi sizin bütçenize uygun değil, almamak gerekir. Yine de şansım yok durum zor diyorsanız, zaten zor bir durum ancak zorlaşmış olur.