1. HABERLER

  2. GÜNEY KIBRIS

  3. “Müzakereleri ben terk etmedim”
“Müzakereleri  ben terk etmedim”

“Müzakereleri ben terk etmedim”

Cumartesi gecesi düzenlenen “anti işgal” etkinliğinde konuşan Anastasiades, Mağusa’ya geri dönülmesi için harcanan birçok çabadan ve görevi süresince Kıbrıs sorununu çözmek için harcadığı çabalardan söz etti, müzakerelerden kaçmadığını söyledi.

A+A-

Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, müzakerelerden kaçmadığını söyledi. Cumartesi gecesi düzenlenen “anti işgal” etkinliğinde konuşan Anastasiadis, Mağusa’ya geri dönülmesi için harcanan birçok çabadan ve görevi süresince Kıbrıs sorununu çözmek için harcadığı çabalardan söz etti.

“Anti işgal” etkinliğine Temsilciler Meclisi Başkanı, Başsavcı, Bakanlar, milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, Constantia Piskoposu, Mağusa ve yerel yönetim temsilcileri katıldı.

Konuşmasında, İsviçre, Crans-Montana’da Temmuz 2017’de düzenlenen Kıbrıs müzakerelerine değinen, konferanstan sonra Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri’nin yayımladığı rapordan bölümler okuyan Rum lider, müzakereleri kendisinin terk etmediğine açıklık getirdi; “anlaşmanın iç yönlerinin çözüldüğüne ve farklılıkların azaltıldığına” dikkat  çekti.

 Nikos Anastasiadis şöyle devam etti:
“Başarısızlığa götüren, Türkiye’nin garantörlüğünün ve müdahale hakkının devam etmesine yönelik uzlaşmaz görüşleri olmuştur.”
 “Garantilerin devam etmesini ve adada askerlerin sürekli kalmasını sağlayacak yabancı güçlerle ortak devlet olmayı kabul etmemi tavsiye edecek tek bir Kıbrıslı Rum var mı merak ediyorum.”
“Birleşmiş Milletler’in güçlü kararlarıyla korunan bir şehrin geri verilmesine ilişkin vazgeçilmez hakkını koruma çabalarımdan vazgeçmeyeceğim.”
“Türkiye’nin tehditlerine başarıyla bertaraf etmek için aramızda birlik olmamız gerekmektedir.”

“Türkiye’nin kışkırtmalarının sonu yok…”

Anastasiadis, etkinlikten önce de gazetecilere yaptığı açıklamada, “Türkiye’nin kışkırtmalarının sonunun olmayacak gibi göründüğünü” söyledi ve “bir kez daha bu kışkırtmaları karşılamak için birlik çağrısında” bulundu.
Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Varoşa’yla ilgili uluslararası bir konferans yapılması açıklamasını yorumlaması istenen Anastasiadis, “kışkırtmaların sonunun olmadığına” işaret ederek “Hepimiz birbirimizi suçlamak yerine Türkiye’nin yarattığı gerginliği durdurmada başarılı olmak için birlik içinde çalışmamız gerekir” şeklinde konuştu.

Etkinlikte konuşan Mağusa Belediye Başkanı Simos Ioannou, bu yılki anti işgal etkinliğinin öncekilerden farklı olduğunu, sinirli ve acı içinde olduklarını, Türk tarafının kapalı Mağusa’nın açılması için ilk adımları attığını, bunun 1974’te 47 yıldan beri devam eden sürekli suçun yerine geçen yeni bir suç olduğunu belirtti. 
Derinya Belediye Başkanı Andros Karayiannis, “darbenin, Türk istilasının ve işgalinin üzerinden hemen

hemen 50 yıl geçmesine rağmen anıların ortadan kalkmadığını” ifade etti.

Etkinlikte alınan karar:

 Etkinlikte Mağusa Belediye Konseyi tarafından “Türk ordusunun Mağusa’nın devam eden yasa dışı işgalinin 47’inci yıldönümü dolayısıyla bir karar” kabul edildi.
 Kararda, Kıbrıs’ta bir çözümün, Birleşmiş Milletler kararlarında tanımlanan siyasi eşitlikle, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon esasında olması gerektiği yeniden teyit edildi; Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm çerçevesinde Varoşa’ya geri dönme beklentilerine yönelik yeni oldubittiler yaratan Türkiye’nin ve onun adadaki temsilcilerinin son yasa dışı ve kışkırtıcı faaliyetleri kınandı.
Kararda, Türk hükümetine, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili 550 (1984) ve 789 (1992) sayılı kararlarına, Üst Düzey Anlaşmalara (1979), kararlara, raporlara ve Avrupa Parlamentosu’nun kararına uyulması ve Mağusa’nın yasal sakinlerine hemen geri verilmesi istendi. Kararda, BM Güvenlik Konseyi’nin 2587 sayılı kararı ve Varoşa’da Türkiye’nin girişimlerinin geri alınması çağrısı memnunlukla karşılandı.
 Kararda, Kıbrıslı Türklerin girişimleri ve kınama açıklamaları memnunlukla karşılandı; uluslararası topluma, Avrupa Birliği’nden (AB), BM’den ve özellikle Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinden, Türkiye’ye uzlaşmaz tutumunu değiştirmesi ve uluslararası hukuka uyması için yapılan baskı çabalarının yoğunlaştırılması istendi. 
Mağusa Belediye Meclisi kararında, hükümetin de bugüne kadar kendi içinde olan trajik durumdan sorumluluk duyduğunu, diplomatik düzeyde çeşitli girişimler yapılmasına rağmen sonuçta stratejinin, planları ve oldubittileri önlemede muktedir veya yeterli olmadığını veya yeterince iyi olmadığını ispatladığını kaydetti; siyasi güçlere vatanın nihai bölünmesi yönelik bir sonraki adımı önlemek için ortak çalışması gerektiği çağrısı yaptı.
 Öte yandan anti işgal etkinliğinde, Maraş’ın Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum sakinleri tarafından hazırlanan ‘Birlikteyiz’ başlıklı bir ortak karar okundu.
 Kararda, son gelişmelerin Kıbrıs’ın geleceğinin büyük ölçüde tellerle çevrili Varoşa’daki duruma bağlı olduğunu gösterdiğine dikkat çekildi. 
 Kararda, “Tellerle çevrili şehrin sakinlerinin yanında durmamız ve yasal taleplerini desteklememiz gerekmektedir. Dolayısıyla biz, bu adada yaşayan vatandaşlar, adanın yeniden birleşmesini, adadaki iki toplum arasında siyasi eşitlik sağlayacak, iki bölgeli, iki toplumlu BM’nin ilgili parametrelerine uygun yaşayabilir barışçı bir çözüm düşünebiliriz” dendi.
Vatanın yeniden birleşmesini talep edecek kişi ve kuruluşların toplumlar arası bir platform kurulması niyetinin de açıklandığı kararda, “Öncelliklerimizi belirlemek ve vatanımızın bölünmesine karşı her ay tellerle çevrili Varoşa’da vatandaşlar toplantısı düzenleyeceğiz” denildi.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.