Yen Bakış gazetesinde yer alan habere göre Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP)-Yeni Güçler Güzelyurt Milletvekili Adayı İpek Özsoy, Yeni Bakış gazetesine röportaj verdi. Özsoy, siyasete olan ilgisinin küçük yaşlara dayandığını belirterek, “Aile olarak hiçbir zaman şu anda içinde bulunduğumuz torpil ve adam kayırmacı düzenin bir parçası olmadığımız için elde ettiğimiz her şeyi dişimizle, tırnağımızla ezilerek elde ettik. Biz hep mücadele içerisindeyken, düzenin parçası olanların kolay yollardan hiçbir emek sarf etmeden bir yerlere gelmelerini görmek oldum olası beni rahatsız etmiştir. Özellikle ergenlik döneminin getirdiği kimlik sorgulama, kimlik arayışı zamanlarında yavaş yavaş Marks, Lenin, Che Guevara, Deniz Gezmiş gibi kişilerin öğretilerini de keşfetmeye başladım ve siyasi görüş bağlamında bu öğretilerde kendimi bulduğumu da zaman içerisinde gördüm. Eğitim ve ideolojik anlamda yeterli donanıma geldiğimi düşündüğüm şimdilerde ise içerisinde bulunduğumuz bu sistemsizliğin sistem olduğu düzeni değiştirmekte katkımın olması için milletvekili adayı oldum” dedi.

“Sosyal demokrat ve hümanistim”

Siyasi görüşünü Yeni Bakış ve okuyucuları ile paylaşan Özsoy, şunları söyledi; “Kendimi tam bir sosyal demokrat ve hümanist olarak tanımlayabilirim. Herkesin adil şartlarda, eşitlik içerisinde, demokratik ve insan ayrımı yapmayan, her canlının refah içerisinde olan bir düzende yaşaması gerektiği inancındayım. Bir klinik psikolog olarak da bu yaklaşımda olmak sanırım ayrıca bir avantaj sağlıyor. Hem siyasi olarak hem de mesleki olarak her bireyin biricik ve özel kabul edilmesi gerektiği inancındayım.”

“KKTC komple sorunlar zinciri halinde”

Sizce KKTC’nin şu an itibarı ile en büyük sorunları nelerdir? Sorusuna  Özsoy, “KKTC’nin komple bir sorunlar zinciri içinde olduğunu vurgulayarak, “Ancak bunu biraz sınırlandıracak olursak insanların eşitlik içerisinde ve adil koşullarda yaşamaması en büyük sorun. Siyasi partilere göre kişilerin kayırılması veya dışlanması, ideolojisi olmayan futbol takımı tutar gibi parti tutanlar bir yerlere gelirken gerçekten vatanına hizmet verebilecek nitelikte olan kişilerin önünün kesilmesi de başka bir sorun. İşsizlik, göç, psikoaktif madde kullanımının artması, trafikteki sorunlar, vergi eşitsizliği, devletteki altyapısızlıktan kaynaklı insan haklarına aykırı yasal düzenlemelerin olması ve tüm bu olumsuzluklardan dolayı halkımızın geleceği için kaygılanması ve umutsuzluğa düşmesi, inançlarının kalmaması da en önemli sorunlardan sayılabilir” diye konuştu.

“Güvensizliğin sebebi verilen ve yerine getirilmeyen vaatler”

Siyasete ve siyasilere olan güvensizliğe de vurgu yapan Uzman Klinik Psikolog Özsoy, “Her seferinde halkımıza çok büyük vaatler verip hükümete geçince var olan sistemsizliğin bir parçası olan siyasi partilerin bunun sebebi olduğunu düşünüyorum. TKP-Yeni Güçler temiz ve denenmemiş bir parti, bu sistemsizliği de ancak daha önce sistemin içerisinde yer almayan bir parti değiştirebilir” şeklinde konuştu.

“Kendi çıkarları doğrultusunda hareket ediyorlar”

Meclisteki vekillerle ilgili değerlendirmelerde de bulunan   Özsoy, şunları söyledi; “KKTC’de sistemsizlik sistem olduğunu yukarda da vurgulamıştım, şu anda mecliste görev yapan vekillerin bazıları vatandaşın beklentileri doğrultusunda değil, kendi çıkarları ve yandaşlarının beklentileri doğrultusunda hareket etmektedirler. Meclisin yenilenmesine gereklimi sorusuna gelince de; Bir şeylerin gerçekten değişmesini istiyorsak halk olarak buna meclisten başlamamız gerekir.”

“Daha fazla kadın seçilmeli”

Meclisteki kadın vekil sayısının yetersizliğine de  vurgu yapan  Özsoy, “Toplum olarak ataerkil bir yapıya sahip olduğumuzdan her alanda olduğu gibi mecliste de erkek egemen bir yapının hâkim olduğunu görüyoruz. Cinsiyet kotasını kadın kotası olarak anlayan bir zihniyet hâkim. Ataerkil yapılarda erkek güç ile ilişkilendirilir, siyaset de bildiğiniz gibi gücü temsil eden bir kavramdır. Bunun sonucunda siyaset yapmak toplumca erkeklere daha uygun görülüyor. Bu son derece yanlış bir düşüncedir. Siyaset beyinle yapılır dolayısıyla eşit hakların olduğu yeni bir sistem istiyorsak toplumun temsiliyeti olan mecliste de gerçekten toplumun temsiliyetinin sağlanabilmesi için daha fazla kadın vekili halkımızın seçmesi gerekmektedir” dedi.

“Barış ve çözüm için aktif politika sürdüreceğiz”

Kıbrıs’ta bir çözüm için iki toplum arasında yapılan görüşmelere ve müzakere süreciyle ilgili görüşlerini de Yeni Bakış okurlarıyla paylaşan  Özsoy, Kıbrıs konusunun hala çözüme ulaşılamadığını dikkat çekerek , “Bu konuda mücadeleye devam edilmektedir. Gerek Rum kesiminde olan, gerekse Türk kesiminde olan çözümsüzlüğü destekleyenlerin yavaşlayan müzakere sürecini fırsat bilip halkımızı umutsuzluğa sürüklemeleri iki toplumun birbirinden uzaklaşmasına neden olsa da, TKP-Yeni Güçler olarak bizler barış ve çözüm için aktif politika sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

“Kendi ayakları üzerinde duran bir sistem yaratmayı hedefliyoruz”

KKTC Meclisinin bağımsızlığı ve milletvekili dokunulmazlığı ile ilgili düşüncelerini  de paylaşan  Özsoy, şunları söyledi; “Nasıl ki ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde duramayan bir birey kendi bağımsızlığını kazanamayıp bağımsız hareket edemiyor, bizim ülkemiz de özellikle ekonomik anlamda bağımsızlığını kazanamadığı için tam bağımsız hareket edemiyor. TKP-Yeni Güçler vergi reformunun yapılmasını sağlayarak ekonomik olarak kendi ayakları üzerinde duran bir sistem yaratmayı hedeflemektedir. Bunun yanında milletvekili dokunulmazlığının gereksiz olduğunu düşünüyorum. Milletvekilleri adı üzerinde milletin vekilleridir yani halkı temsil eden, halka vekalet eden şahsiyetlerdir. Bu bağlamda halk gibi yaşamaları gerekmekte, yükümlülükleri halk gibi olmalıdır. Dokunulmazlıklarına güvenip birçok yolsuzluğa, rüşvete, çirkefe bulaşmış siyasilerin yönettiği bu sistemi halkımız hak etmiyor.”

“Hedefimiz faiz yasasını geçirmek”

KKTC mahkemelerindeki davaların çok büyük bir kısmı alacak – verecek davasıdır. Sizce ülkedeki banka faiz oranlarının düzenlenmesi gerekiyor mu? Neden? Şeklindeki soruya ise İpek  Özsoy; “Gerekiyor tabi ki. TKP-Yeni Güçler olarak bir diğer hedefimiz faiz yasasının geçirilmesinin sağlayarak, borç faizlerinin dövizde iki katını geçmeyecek şekilde düzenlenmesidir. Çünkü şu anki haliyle, faize faiz uygulanmasıyla anaparanın 50-100 katı gibi uçuk rakamlara ulaşmasıyla borçlu insanımızın beli bükülmüştür” diye konuştu.

“Madde kullanımı ülkemizin kanayan yarasıdır”

Ülkenin en büyük sorunları arasında yer alan içki, sigara ve uyuşturucu kullanımlarının ilkokul seviyelerine kadar inmesi, yine bu madde kullanımlarındaki artış ile ilgili düşüncelerini de paylaşan  Özsoy, “Prof. Dr. Mehmet Çakıcı önderliğinde yapılan bu alandaki araştırmalarda yer aldığını anımsatarak , “Araştırmacı olarak üzülerek söylemeliyim ki madde kullanım yaşı ilkokula kadar düşmüştür ve bu sorun ülkemizin kanayan yarasıdır. Sadece uyuşturucu bağımlılığı değil, ayrıca kumar bağımlılığı, çocuk istismarı, kadına yönelik şiddet, toplumsal şiddet gibi konularda da etkin bir mücadelenin sürdürülemediği ortadadır. Bunlar gibi sosyal sorunlarla bilimsel olarak mücadele edilmeli, etkin hukuki, güvenlik ve eğitim önlemleri alınmalıdır. TKP-Yeni Güçler olarak bunu sağlayacak donanımlı ekibimiz mevcuttur” dedi.

“Önceliğim vergi reformudur”

Vekil seçildiği takdirde meclisteki ilk düzenlemenin vergi reformu olması için çalışacağını vurgulayan İpek  Özsoy, “Ekonomik olarak kendi ayaklarımız üzerinde durabilmemiz için en öncelikli olarak vergi reformunun yapılması bana göre gerekliliktir. Bu sayede ekonomi güçlenecek dar ve orta gelirli halkın ekonomik düzeyi yükselecek ve ekonomik refah yaşanacak. Daha sonra da diğer reformların yapılması kolaylıkla sağlanacak. Bunların dışında ivediliği alınmış ancak bir türlü yasaya çevrilemeyen Psikologlar Meslek Yasası gibi raflarda bekleyen konularla da ilgilenmeyi hedeflemekteyim” şeklinde konuştu.