1. HABERLER

  2. EĞİTİM

  3. Perçinci, “Kadın ve Beslenme” konusu üzerine önerilerde bulundu
Perçinci, “Kadın ve Beslenme” konusu üzerine önerilerde bulundu

Perçinci, “Kadın ve Beslenme” konusu üzerine önerilerde bulundu

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazal Bardak Perçinci, “Kadın ve Beslenme” konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu.

A+A-

LAÜ Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazal Bardak Perçinci, “Kadın ve Beslenme” konusu üzerine önerilerde bulundu

Lefke Avrupa Üniversitesi (LAÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazal Bardak Perçinci, “Kadın ve Beslenme” konusu üzerine bilgilendirmelerde bulundu.

“Kadın sağlığı açısından beslenmenin önemi, gebelik, emziklilik, menstrüasyon ve menopoz gibi özel durumlarda daha da artmaktadır. Yaşın da artışıyla kadınlarda beslenme ile ilintili sağlık sorunlarının görülme sıklığı artmaktadır” diyen Perçinci, ergenlik, gebelik, doğum sayısı, emzirme süresi, menopozal dönem ve emeklilik gibi yaşam dönemlerinin kadın için önemli riskli dönemler olarak kabul edilmekte olduğunu ifade etti. Perçinci sözlerine şöyle devam etti;  Adölesan dönemin başlangıcında kadınlarda ayrıca fizyolojik olarak, östrojen hormonunun etkisi ile vücut yağ dokusu, kas kütlesine oranla artar. Bu ağırlık artışına gebelik ve menopoz gibi bir dizi olay da katkıda bulunur. Menopoza geçişin vücut yağ dağılımı üzerine etkisi açık olmamakla birlikte bazı çalışmalar merkezi ve yağ birikiminin özellikle karın içi yağların menopoza geçiş ile ilişkili olduğunu göstermektedir.

“Mevcut bilgiler, dünya genelinde, çok sayıda sosyo-kültürel dinamiklerin, cinsiyetler arasındaki kilo alma nedenlerini arttırmaktadır. Örneğin; kadınlar genelde daha sağlıklı gıda tükettiklerini belirtmelerine rağmen, şekerli yiyecekleri erkeklerden daha fazla tüketmektedirler” diyen Perçinci, obezitenin artık dünyada bir salgın olduğunu ve toplumun tüm yaş ve sosyal gruplarını ve özellikle de kadın cinsiyetini daha fazla etkilemekte olduğunu belirtti.  Perçinci sözlerine şöyle devam etti: Obezite, özellikle kadının yaşam süresini ve kalitesini olumsuz yönde etkiler. Ayrıca, pek çok organik, sistemik, hormonal, metabolik, estetik, ruhsal ve toplumsal sorunları da beraberinde getirir.

“Kadın ve Beslenme” konusu üzerine bilgilendirmeler yapan Perçinci, açıklamalarının devamında şu önerilerde bulundu;

Hamilelik Döneminde Beslenme

-Yemeklerinde ve salatalarda kullandıkları zeytinyağını diğer yağlarla karıştırarak kullanmalıdır.

-Yiyeceklerinde tuz oranını azaltmalı ve özellikle iyotlu tuz kullanmalıdır.

-Hazır gıda ürünleri tüketmemelidir.

-Yiyeceklerinde haftada 2 gün kırmızı ete, 2 gün balık çeşitlerine ve diğer günlerde beyaz ete yer vermeleri gerekir.

-Sebze ve meyveler iyi yıkanarak ve mevsiminde taze olarak tüketilmelidir.

-Katkı maddesi içeren sucuk, sosis, salam gibi yiyecekler dikkatlice az miktarlarda tüketilmelidir.

Emziklilik Döneminde Beslenme

-Yeterli düzeyde anne sütü üretimi için yeterli miktarda sıvı almaya özen gösterilmelidir. Günde en az 8-12 bardak sıvı alınması gerekmektedir.

-Emziklilik döneminde suyun yanı sıra besin değeri yüksek süt ve taze sıkılmış meyve suyu gibi içecekler tercih edilebilir. Süt ve meyve suyu aynı zamanda diğer besin ögelerinin tüketimini de sağlayacağından, anne sütü verimliliğini de etkileyecektir.

-Soğan, sarımsak, brokoli, kabak, karnabahar, acı baharatlar veya kuru baklagiller, anne sütünün tadını değiştirebilir. Bu durum bazı bebeklerde huzursuzluk (gaz oluşturması, emmeyi reddetme gibi) yaratırken, bazıları hiç fark etmeyebilir.

-Anneler eski kilolarına dönmek için acele etmemelidir. Bu süreç diyetisyen kontrolünde gerçekleştirilmelidir.

-Doğumdan sonra bebek emzirilirken gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı besin alınmalıdır.

-Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren besinlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.

Menepoz Döneminde Beslenme

Mutlaka diyet programına eklenmesi gereken besinleri şu şekilde sıralamak mümkündür ancak porsiyon kontrolünün kişinin fizyolojik ihtiyaçlarına göre tasarlanması önem taşımaktadır.

-Yumurta, kurubaklagiller, kırmızı et, balık çeşitleri, yoğurt, kefir gibi kaliteli protein kaynakları;

-tam tahıllı ekmek, kinoa, bulgur gibi karbonhidrat çeşitleri;

-Mevsim meyve ve sebzeleri tercih edilebilir.

-Östrojene benzeyen; kuru fasulye, bezelye,soğan, sarımsak, soya, brokoli, havuç, keten tohumu gibi fitoöstrojen olarak da adlandırılan besinler daha sık tüketilebilir.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.