1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. “Sadece ürünlerimizi değil aynı zamanda kültürümüzü de paylaşıyoruz”
“Sadece ürünlerimizi değil aynı zamanda kültürümüzü de paylaşıyoruz”

“Sadece ürünlerimizi değil aynı zamanda kültürümüzü de paylaşıyoruz”

Haberatör olarak İlke Davulcu ile “Davulcu Olive Oil”i konuştuk. Biz sorduk o cevapladı.

A+A-

Bir genç adam... Adı, İlke Özgür Davulcu... Gazeteci. Gazeteciliğin alaylılarından. Kendi alanında çok da başarılı. Aslında öğretmen. Kıbrıs’ta birçok iyi yetişmiş insan gibi kendi mesleklerinde iş bulamamış. Çocuk yaşta Ortam Gazetesi’nde başlayan gazetecilik yolculuğunda birçok gazetede çalışmış. Bir meslektaşı ile evlenip aile kurmuş. 5 yaşında, biri kız diğeri erkek ikizleri var. Eşiyle ele vermiş üretip paylaşarak hayat yolunda yürüyor.

Haberatör olarak İlke Davulcu ile “Davulcu Olive Oil”i konuştuk. Biz sorduk o cevapladı.

Bize, “Davulcu Olive Oil” girişiminizde bahseder misiniz? Gazeteci bir aile olarak nasıl böyle bir girişim başlattınız?

İlke Davulcu: Ben ve eşim gazeteciyiz. Hayatımızı kazandığımız mesleğimiz gazeteciliktir. Ancak zeytin üretimi Davulcu ailesinin çok köklü bir geleneğidir.

Ailemizin kökü Kalavaç köyüne dayanmaktadır. Atalarımız köyümüzü oluştururken o yörede çok az sayıda zeytin varmış. Öyle ki, zeytin isimleri ile anılan bölgeler var. Zeytin üretimine önem vermişler. Günümüzde Kalavaç arazilerinde 10 bini aşkın zeytin ağacı var.

Bize tüketiciyle buluşturduğunuz zeytin ürünlerini temin ettiğiniz ağaçlarınızdan da söz eder misiniz?

İ.D.: İki yıl önce babam kendisine ait zeytin ağaçlarını bize, yani 3 çocuğuna paylaştırdı. Babamın bize verdiği ağaçların bir yarısı ona da dedemden kalan ağaçlardı. Bu ağaçların ortalama yaşı 80- 90 arasındadır. Bundan anlaşılacağı üzere dedeme de büyük dedemden kalan ağaçlar vardır.

Benim babam da gazetecidir. Adı, Mehmet Davulcu... Gazeteciliği yanında sendikacı ve siyasetçi olarak da bilinir. Az bilinen bir yönü daha vardır. Çevrecidir. Doğa aşığıdır. Uzun yıllardan beridir KEMA Vakfında Mütevelli Heyeti Üyesi olarak çalışmaktadır. Bu sebeple bizi çocuk yaştan bir doğasever olarak yetiştirdi.

Dedemden kendisine kalan 13 kök zeytin ağacı sayısını 100 kökün üzerine çıkarıp tümünü bize hibe etti. Bana kalan ağaç sayısını artırarak 300 civarına çıkardım. Ağaçlarımız tamamen Kıbrıs yerli zeytindir. Geçen kış 50 fidan daha diktim. Hazırlıklarım devam ediyor bu kış da dikeceğiz. Kendime bir hedef koydum o hedefe ulaşmak için her fırsatta zeytin ekiyorum.

ilke-(3)-(1).jpg

Hedefiniz nedir?

İ.D: Amacımız, insanımıza kimyasal zehirlerden arınmış sağlıklı zeytin ürünleri sunmaktır. Piyasada olan ürünleri halk iyi araştırmalı. Sağlıklı beslendiğini düşünen insanımız salataya koyduğu ucuz zeytin yağıyla her gün kansere yakalanma riskin artırıyor. Halkımızı kanser etmemek için sıfır ilaç, sıfır kimyasal ile üretim yapıyoruz.

Davulcu Olive Oil bir butik işletmedir. Ağaçlarımızın dikimi, bakımı ve ürünlerin toplanmasına kadar olan süreçte tüm emek bize aittir. Çok kazanç peşinde değiliz. Bu sebeple sistemi reddederek toplu satış yapmıyoruz. Herkesin kaliteli zeytin ürünün sofrasına koymak istiyoruz.

ilke-(4).jpg

Yeşil zeytin dağıtımı yaptığınızı görüyoruz. Fiyatlarınızı nasıl belirliyorsunuz?

İ. D. : Şu an yeşil zeytin dönemindeyiz. Yeşil zeytini bütün ve kırılmış olarak müşterilerimize sunuyoruz. Biz Kıbrıslılar yeşil zeytine Çakısdez diyoruz. Fiyatlarımız üretim maliyeti ve ağaçlarımızın idame ettirecek bakım ücretine göre belirliyoruz. Bugün yeşil zeytinin kilosu 15 TL’den, Çakısdez’in kilosun 20 TL’den müşterilerimize ulaştırıyoruz. Bunun yanında müşterilerimizden sofralık zeytin ve yeni zeytinyağı siparişleri de alıyoruz. Zamanı gelip hazır ettiğimizde teslimini yapacağız. Sofralık zeytini kilosu 25 TL, zeytinyağını ise litresi 50TL’den sipariş alıyoruz. Çakısdez satışlarımızın kış aylarında ve özellikle bahar dönemine kadar devam edeceğini söyleyebilirim.

ilke-(2).jpg

İlerisiyle ilgili projeleriniz ya da hedefleriniz var mı, varsa nelerdir?

İ. D. : Hayal etmek proje yapmanın temelidir. Zeytin, toplum olarak bizim kültürümüzün temel öğelerinden biri olarak görüyorum. Öyle ki “nazar değmesin” diye kurutulmuş zeytin yaprağı yakan bir kültüre sahibiz.

Benim hayalim Kıbrıs zeytinini ilaçsız ve tamamen doğal olarak üretmek ve insanımıza sunmaktı. Bunun ilk adımlarını bu yıl başardık. Ve pazarda büyük bir ilgi gördük. Hayalimin bir sonraki evresi bu ürünümüzü dünya pazarına ulaştırmaktır. Bunun için şimdiden bazı adımları atık bile. Zeytin ürünlerimiz aslında dünyada ve Akdeniz coğrafyasında hak ettiği değeri bulduğuna inanmıyorum. Bunun bir markalaşma eksiği olarak tanımlaya biliriz. Bence bizim butik ürünlerimiz sadece Kıbrıs değil, Akdeniz bölgesinin en iyi ürünü olmaya adaydır. Bunu kanıtlamak için dünyanın en prestijli markalarının katıldığı her yıl New York’ta düzenlenen “World Olive Oil Competition” başvuru yapmak üzere yazışmalar yapıyoruz.

Bu platformda yarışmaya katılmak bile bize prestij kazandıracaktır. Dünyanın en iyi zeytin yağlarının yarıştığı bir platformda bugüne kadar bizim dışımızda Kıbrıs’tan başvuru yapıldığını sanmıyorum. Geçtiğimiz yıl Türkiye genelinde sadece iki şirket ödüle layık görülmüş. Bunların hiçbiri bildiğiniz büyük markalar değil. Bizim gibi butik işletmeler. Bizim de bunu süreç içerisinde başaracağımıza inanıyorum.

ilke-(1)-(1).jpg

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.