Kıbrıs Türk toplumunun Kıbrıs'ta iki toplumun siyasal eşitliğine dayalı, iki kurucu devletli, iki kesimli federal  çözüm şeklini benimseyip bu amaçla büyük mücadeleler verdiği ortadayken UBP ve HP'nin bu çözüm şekli aleyhine başlattığı politik atakların topluma tuzak oluşturduğunu ileri süren TKP-YG Genel Sekreteri Davulcu, bunun topluma bedelinin ağır olabileceği uyarısında bulundu.

Ankara'da düzenlenen, "Kıbrıs'ta Son Söz" isimli paneli ve Başbakan Ersin Tatar'ın Ankara'da yaptığı açıklamaları da değerlendiren Mehmet Davulcu, Başbakan Tatar'ın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Kıbrıs'ta federal çözüm şeklini talep eden halk çoğunluğuna yönelik suçlamalarının kabul edilemeyeceğini söyledi.

UBP ve HP'nin Kıbrıs sorununda öngördüğü iki devletli çözüm şeklinin mevcut statükonun daha kötüleşerek devam anlamında olduğu görüşünü ortaya koyan Mehmet Davulcu, 1986'dan bu yana Kıbrıs'ta iki devlet olduğunu ancak birinin bir türlü tanınmadığını ifade etti.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) devletinin sadece Türkiye tarafından tanındığı söyleminin de gerçeği yansıtmadığını ileri süren Mehmet Davulcu, Türkiye tarafından düzenlenen tüm uluslararası organizasyonlara Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında "Kıbrıs Rum Yönetimi"nin davet edilmesini buna örnek gösterdi.

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıslı iki toplum liderini Newyork'a davet ettiği bir süreçte Ankara'da yapılan panelde verilen mesajlar yanı sıra, HP Genel Başkanı Kudret Özersay'ın KKTC Dışişleri Bakanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı Akıncı'dan ayrı olarak New York'a gidip orada Cumhurbaşkanından farklı mesajlar vermesinin Kıbrıslı Türk toplumuna kurulan en tehlikeli tuzak olduğunu ifade eden TKP-YG Genel Sekreteri Mehmet Davulcu, bu yanlış politikanın ağır bedeli olacağını ve sonuçta toplum olarak ödemek durumunda kalabileceğimizi söyledi.