Girne Belediyesi ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Arkeoloji Kültürel Miras ve Konservasyon Merkezi iş birliğinde restorasyonu tamamlanan Antik Liman’daki “Yıkık Kule” dün düzenlenen törenle açıldı.

Lüzinyanlar tarafından 11’inci yüzyılda inşa edilen Girne kent surlarının kulelerinden, Antik Limanda Atilla caddesi üzerinde bulunan kule, sağlamlaştırma çalışmalarının ardından ziyarete açıldı.

Yıkık Kule adı verilen ve yıkılma tehlikesi yaşayan kule üzerinde sağlamlaştırma çalışmaları, iki yıllık bir süreçte, 350 bin TL’lik bir harcamayla Girne Belediyesi ve UKÜ Arkeoloji, Kültürel Miras ve Konservasyon Merkezi işbirliğinde yapıldı.

Güngördü: Çalışmalarda 350 bin TL harcandı
Girne Belediye Başkanı Nidai Güngördü, yaptığı konuşmada, amaçlarının kentte bellek kazandırmak, Girne’deki kültürel ve tarihi miraslara sahip çıkmak ı olduğunu kaydetti.

Nidai Güngördü, 2016’ya kadar herhangi bir restorasyon çalışması yapılmayan kuleye yapılan çalışma ile bir dünya mirasına sahip çıkıldığına dikkat çekerek, çalışmalarda 350 bin TL üzerinde harcama yapıldığını belirtti.

Kulede çalışan elemanların taş yapı sağlamlaştırma eğitimine tabi tutulduğunu anlatan Güngördü, çalışanların kazandığı tecrübe ve aldığı eğitimle eski eser restorasyon çalışmalarında da görev alabileceğini söyledi.

Bölgenin çok önemli bir bölge olduğunu anlatan Güngördü, bölgenin çarşı ile antik limanı bağladığını, bölgede bulunan Bandabulya için de eylem planı hazırladıklarını kaydetti.

Törende çalışmalara katkı koyan Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi Arkeoloji Külütel Miras ve Konservasyon Müdürü Yrd. Doç. Dr. Müge Şevketoğlu, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Eski Müdürü ve İki Toplumlu Kültürel Miras Teknik Komite Üyesi İlkay Feridun, Geleneksel İnşaat Teknikleri Uzmanı İsmail Cemal ve yüksek mimar Ayşe Baysal'a plaket verildi.

YIKIK KULE NEDİR?

Girne Kalesi’nin doğusunda bulunan taş ocaklarından inşa edilen Girne kent surları iki kuleli giriş kapısına ve 8 gözetleme kulesine sahipti. Bu kulelerden sadece üçü ayakta kaldı. Koruma görevi yapan kent surlarına Osmanlı döneminde ihtiyaç kalmadığından, surlardaki taşlar sökülerek yapı taşı olarak kullanılmaya başlanmıştı.