Çelebis: Anlaşma oluyordu, son aşamada süreç çöktü
Çelebis, önerilen uygulama mekanizmasının bir Garanti Anlaşması’yla hiçbir alakası olmadığını iddia ederek, ancak sürecin bu aşamasına gelindiğinde her şeyin çöktüğünü savundu.
Politis gazetesi, AKEL Kıbrıs Sorunu Grubu başkanı Tumazos Çelebis’in dün “Politis” radyosuna yaptığı açıklamada, Crans Montana zirvesinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in gündeme getirdiği Guterres çerçevesinin, “garantilerin ve müdahale haklarının kaldırılmasını net bir biçimde öngördüğünü, akabinde ise uygulama mekanizmasının sunulduğunu” söylediğini yazdı.
Habere göre Çelebis, önerilen uygulama mekanizmasının bir Garanti Anlaşması’yla hiçbir alakası olmadığını iddia ederek, ancak sürecin bu aşamasına gelindiğinde her şeyin çöktüğünü savundu.
Guterres belgesinin, garantör ülkelere sadece danışmanlık ve yürütmeye ilişkin rol yüklediğini, yani garantör ülkelerin yalnızca, çözümün uygulanmasına ilişkin BM Genel Sekreterine tavsiyelerde bulunabileceklerini ve öneriler sunabileceklerini öne süren Çelebis, garantör ülkelerin uygulama mekanizmasına sadece bir tek düzeyde katılabildiklerini iddia etti.
Çelebis, geriye kalan unsurların, UNFICYP’in daha etkin rol üstlenmesi, BM Genel Sekreterinin gözetimi ve her üç ayda bir Güvenlik Konseyi’ne rapor sunması, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’a da bu toplantılara katılma imkanı verilmesi şeklinde olduğunu savundu.
Gazete, kendisinin veya Guterres belgesini ilk gören diğer destek grubu üyelerinin, belgeye ilişkin ne görüş belirttiklerinin sorulması üzerine ise, “dile getirilen tek görüşün, federal anayasanın korunması unsurunun, mekanizmanın bir parçası olmaması, uygulanmasının anayasanın bizzat kendi maddeleriyle güvenceye alınması gerektiği” yönünde olduğunu ifade etti.
“Sadece başbakanlara gitmek kalmıştı”
Gazete, Çelebis’in açıklamasının devamında, Crans Montana zirvesinde “geriye sadece başbakanlara gitmenin kaldığı” iddiasında bulunduğunu da yazdı.
Habere göre Çelebis, “Crans Montana’daki kazanımın sürdürülebilmesinin tek yolunun, başbakanların da katılımıyla müzakerelerin devam etmesiyle olabileceğini” belirterek “çözülmesi bağlamında geriye kalan tek şeyin, adada belirli bir süre kalacak olan 950 Türk askeri ve 650 Yunan askerinin bu süresinin, yeniden değerlendirileceği mi yoksa belirli bir bitiş tarihine mi sahip olacağı unsuru olduğunu” iddia etti.
Müzakerenin bu aşamaya varması ve Türkiye’nin yanıt vermemesi durumunda sorumluluğun Kıbrıs Rum tarafına değil Türkiye’ye yükleneceğini de öne süren Çelebis, “Guterres çerçevesinin, garantilere ve müdahale haklarına son verilmesini, askerin sayısının ilk günden büyük oranda azaltılmasını, çekilmenin kısa bir zaman zarfında- iki yıllık bir sürede- gerçekleştirilmesini öngördüğünü” savundu.
Çelebis, “Bize 650 Türk Askeri ve 950 Yunan askeri konusunu bıraktılar ve anlaşmazlık da buradaydı. Türkiye yeniden değerlendirme maddesi, biz ise bitiş maddesinden söz ediyorduk” şeklinde konuştu.
Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Türkiye’nin adada üs sahibi olma talebi olduğu yönündeki söylemlerinin sorulası üzerin ise Çelebis, “böyle bir şeyin BM Genel Sekreteri’nin aklında olduğunu zannetmediği” yanıtını verdi.
Toprak konusundaki bir soruya karşılık ise Çelebis, “uluslararası toplumun orada da Kıbrıs Rum tarafının tezlerine yakın olduğu, tarafların oranlarının yakın olduğu bölgelerin yanı sıra, Morfu’nun (Güzelyurt) da iadesinden söz ettiklerini ” belirtti.
Öte yandan gazete, Rum Hükümet Sözcüsü Vekili Viktoras Papadopulos’un dün yaptığı açıklamada Çelebis’in sözlerini yorumlamaktan kaçındığını, ziyadesiyle AKEL ve AKEL’in başkanlık seçimlerinde desteklediği aday olan Stavros Malas’a yanıt vermeyi tercih ettiğini yazdı.
Papadopulos, Türkiye’nin müzakere masasına oturtulması ve Kıbrıs Rum tarafının tezlerine uluslararası alanda destek bulunmasını, Anastasiadis’in başarısı olarak değerlendirdi.
Papadopulos, AKEL ve Malas’ın uluslar arası topluma, milli açıdan zararlı olacak mesajlar gönderdikleri suçlamasını da yöneltti.
Dujarric’in açıklaması
Gazete haberinin devamında ise, BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric’in, BM Genel Sekreteri Guterres’in Anastasiadis ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yla görüşmesi sonrasında olası bir gelişme yaşanıp yaşanmayacağı şeklindeki bir soruya “BM’nin düşüncelerini toparlama aşamasında olduğu” yanıtını verdiğini, bu yanıtın AKEL Basın Sözcüsü Stefanos Stefanu tarafından yorumlandığını yazdı.
Habere göre Stefanu, Guterres’in Anastasiadis ve Akıncı’yla yaptığı görüşmelerde, Kıbrıs sorununun çözümü konusunda yeni bir girişim başlatmaya ikna olmadığı görüşünü dile getirdi.
HABERE YORUM KAT