Fransa'da Ruanda soykırımına ilişkin arşivlere erişime engel
Fransa Anayasa Mahkemesi, Ruanda soykırımı hakkında çalışmalar yapan bir araştırmacının, soykırım dönemine ilişkin cumhurbaşkanlığı arşivlerine erişim talebini reddetti.
Mahkemenin aldığı kararda, "Kamu yararı açısından haklı sınırlamalar olabileceği" gerekçe gösterilerek, araştırmacı François Graner'in Ruanda soykırımı dönemine ait Fransa cumhurbaşkanlığı arşivlerinin açılması talebi reddedildi.
Graner'in de üyesi olduğu Fransa'nın Afrika politikaları ve Ruanda soykırımındaki rolü hakkında akademik çalışmalar yapan Survie Derneği, kararın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) götürüleceğini açıkladı. Dernek, verilen kararın hukuki olmaktan ziyade siyasi bir özellik taşıdığını, bunun soykırım dönemine ait 10 bin sayfadan fazla belgenin 50 yıl boyunca erişime kapalı tutulması anlamına geldiğini belirtti.
Fransa'da 2015'te, eski Cumhurbaşkanı François Hollande tarafından, soykırım dönemine dair Elysee Sarayı'ndaki bazı arşivlerin açılması kararlaştırılmıştı.
Ruanda soykırımı dönemine dair arşivler üzerindeki "devlet sırrı" yasağının kaldırılmasına rağmen, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı François Mitterrand tarafından ikinci bir yasağın konulduğu ve bu nedenle arşivlere erişilemediği belirtiliyor.
Ruanda'da 1994 yılında 800 binden fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan soykırımda Fransa'nın oynadığı rol uzun süre tartışılmış, Fransa yönetiminin taraflara silah temin ettiği ve soykırım uygulayan Hutuları eğittiği iddia edilmişti.
Ruanda'da dönemin Fransa Genelkurmay Başkanı Jacques Lanxade ile emekli generaller Christian Quesnot, Jean-Pierre Huchon ve Jean-Claude Lafourcade'nin de aralarında bulunduğu 20 üst düzey komutan hakkında soruşturma başlatılmıştı.
Haziran ayında da, gazeteci Patrick de Saint-Exupery, soykırım sırasında "Turkuaz Operasyonu" adı altında 2 bin 500 Fransız askerinin soykırımın önüne geçmek için bölgeye gönderildiğini belirterek, bu askerlere verilen gizli emirle soykırım yapan Hutuları yeniden silahlandırmalarının istendiğini kaydetmişti.
1994'te çoğunluğu Tutsilerden olmak üzere bir kısım ılımlı Hutuların da içinde bulunduğu 1 milyona yakın insan, 100 gün içinde vahşice katledildi. Ruanda’da askeri kuvvetlerini konuşlandıran Birleşmiş Milletler (BM) de, mevcut kadrolarını bölgeden çekerek insanları ölüme terk etmekle suçlandı.
Katolik Kilisesi, soykırımda oynadığı rol nedeniyle Ruandalılardan özür dilemişti.
HABERE YORUM KAT