
“İcra ve Tebliğ bölümü güçlendirilmeli”
Vergi Uzmanı ve Ekonomist Göksel Saydam, yeni hükümetin öncelikli icraatları arasında yer alan Faiz Yasasının önemli olduğunu vurguladı.
Eniz ORAKCIOĞLU
Vergi Uzmanı ve Ekonomist Göksel Saydam, Hükümetin öncelikli icraatları içerisinde bulunan Faiz Yasasını Yeni Bakış’a değerlendirdi. 1980’li yıllara kadar İngiliz döneminden kalma Faiz Yasasının kullanıldığını hatırlatan Saydam, bu yasadaki maddeler dolayısıyla bankaların zor durumda kaldığını ve Türk Lirasına geçildikten sonra enflasyonun hızla yükselmesi sebebi ile Merkez bankası yasasının yapıldığını söyledi. Yasaya göre, faizleri Merkez Bankasının düzenlemesi gerektiğini belirten Saydam, bu nedenle de faizleri serbest bıraktığını vurguladı.
“Merkez Bankası Faizleri serbest bıraktı”
Saydam, Faiz yasası bir vatandaşın veyahut bir işletmenin kredi alırken, alınan kredi miktarının faizinin nasıl hesaplanacağına ilişkin kuralları belirlediğini anlatarak, “ Kısacası faiz yasası, kişilerin hakkını korur. Ülkemizde 1980’li yıllara kadar İngiliz döneminden kalan faiz yasası kullanılmaktaydı. Geçmişte kullanılan faiz yasasında faizleri sınırlandırılmıştı ve faiz yüzde 9’u geçemezdi veyahut 1 katını aşamazdı. Ama Türk Lirasına geçildikten sonra ve enflasyonun hızlanması nedeniyle bankalar sıkıntı yaşamaya başladı. Bilindiği üzere geçmiş yıllarda enflasyon yüzde 90’lara kadar çıkmaktaydı. Akşam yattığımızda sterlin 1 Lira iken sabah uyandığımızda 1 buçuk 2 liraya kadar çıktığı olurdu. Bu sefer de herkes bankalardan mevduatlarına daha fazla faiz talep etti. Böyle olunca da bankalar faizi yükseltmek zorunda kaldı. Ama yeni Merkez Bankası yasası yapılırken faizi Merkez Bankası düzenler diye bir madde getirdiler. Halböyle olunca Merkez Bankası da faizi serbest bıraktı” dedi
“Hep faiz yasası geçirilecek dendi ama geçmedi”
Dar gelirli vatandaşların zorunluluktan kaynaklanan ve aldıkları paranın sözleşmesini düşünmeden borç aldıklarının altını çizen Saydam, “Daha sonra vatandaş, borç hesaplandığında alınan borcun yüksek faizlerden dolayı katlandığını gördü. Özetle Yüksek Anayasa mahkemesi de bu yetkinin Merkez Bankasına değil Yasayla düzenlenmesini yani Parlamentonun yapacağı bir yasaya bağlanması konusunda söylemde bulundu. O gün bugündür de gelen giden iktidarlar Faiz yasasını yapıp geçireceğiz diyerek bu güne kadar geldik. 4-5 sene önce Bankalarla birlikte geçici tedbir alınarak faizler bağışlandı ve eski borçlar yapılandırıldı. Ama bu yeterli değildir” şeklinde konuştu.
“Biriken borçlar da yeniden yapılandırılsın”
Faiz yasası çıkarıldığı takdirde mahkemelerinde rahatlayacağına dikkat çeken Göksel Saydam, “Mahkemede hakimlerde önlerine gelen alacak-verecek davalarında alınan borcun 10 katı çoğaldığını görmektedir. Buna bağlı olarak davalarda kademeli olarak azalacaktır. Bu yasa geçmeden önce bu güne kadar biriken borçların da bir defaya mahsus yeniden yapılandırılması gerekmektedir ki mahkemedeki o yoğunluk bir miktarda olsa azalsın” diye konuştu.
“İcra ve tebliğ bölümü de güçlendirilmeli”
Mahkemelere bu konuda yargıç ve tebligat bakımından takviye yapılması gerektiğini anlatan Saydam, “Açılan davaların mahkemelerin icra ve tebliğ bölümü personel yönünden yetersiz olduğu için davalar kişilere tebliğ edilememektedir.
Bu sebeple olaya 2 taraflı bakılmalı ve sadece Faiz Yasasının yapılması değil, diğer taraftan tebliğ ve icra müessesesi de güçlendirilmelidir.
Bankaların hakkının da korunması gerekir, çünkü bankaların kredi verdiği paralar, mudilerin paralarıdır. Bu nedenle her iki konuda önlem alınmalıdır ve Faiz yasası ile birlikte İcra ve Tebliğ bölümü güçlendirilmelidir” dedi.
“İstismar edilmemesi için çerçeve çizilmeli”
Saydam, sözlerine şu şekilde devam etti; “Kredi alanların hepsi ben faiz hesaplamasını bilmezdim diyerek bunun arkasına sığınmamalıdırlar, çünkü bazı kişiler aldıkları kredileri kumarda, seyahatlerde müsrifçe harcamakta ve lüks yaşamak için harcamaktadır. Sonra da taksitlerini ödeyemez duruma gelmektedirler. Bu kişilere de bunu istismar etmemeleri için çerçeve çizilmelidir. Yani kötü niyetle kredi alanların bankaların sermaye durumlarını etkilememesi gerekir.”
“İmzalar aceleye getiriliyor”
Türkiye de faizlerle ilgili birçok detay olduğuna vurgu yapan Göksel Saydam, “Yasada imzalanacak borç senedindeki yazıların puntosunun 14’ten aşağı olmaması gerektiğini ve aynı zamanda kullanılan kelimelerin kredi alanın anlaması için açık lisanla yazılması gerektiğini söyler.
Ama bizim burada yapılan borç senetlerinin 4’te 3’ü Arapça kökenli birçok anlama gelen kelimelerden oluşmaktadır. Türkiye bu yasayı yaparken kişilere bir gün sözleşmeyi okuma fırsatı ve avukatına danışma fırsatı verilmesi gerektiğini söyler, ama bizde bir bankaya gittiğinizde hemen imzaları alır ve aceleye getirilen ayaküstü attığın imza ile sözleşmenin bir kelimesini bile okuma fırsatın olmaz” diye konuştu.
“Ciddi adımlar atmalı”
Faiz Yasası bu ülkede birçok kişinin beklediği bir şey olduğunun altını çizen Saydam, “Hükümet artık ciddi adımlar atmayı göze almalı, Popülizme şans vermemeli ki bunu kendileri de vurgulamıştır. Bunun yanında halkın yararına olacak her türlü yasayı yapmakta tereddüt etmesinler” şeklinde konuştu.




fdfd.gif)


HABERE YORUM KAT