Cumhurbaşkanı Tufan Erhürman, enerji projeleri ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ilişkin dikkat çeken bir açıklama yaptı. Seçim öncesinden beri Great Sea Interconnector projesine yönelik itirazlarını hatırlatan Erhürman, Kıbrıslı Türklerin adadaki iki eşit kurucu ortak olduğunu ve enerji ile deniz yetki alanları gibi egemenlik konularında Kıbrıs Türk tarafının iradesi olmaksızın adım atılamayacağını vurguladı.

Erhürman, seçim sonrasında kapsamlı çözüm sürecine gölge düşürmemek adına güneyden gelen açıklamalara yanıt vermeme kararını koruduğunu belirtti. Ancak Güney Kıbrıs lideri Nikos Hristodulidis’in kapsamlı çözüm çağrısı yaparken, aynı zamanda Kıbrıslı Türkleri dışlayarak İsrail doğal gazının deniz altından Kıbrıs’a taşınması girişimlerine destek vermesini “samimiyet testi” olarak değerlendirdi.

“Kıbrıs’ta çözüm için öncelikle çözüm atmosferine ihtiyacımız var. Bu atmosfer, Kıbrıs Türk halkı yok sayılarak kurulamaz. Bu tür girişimlerin, bölgede kalıcı barış arayışlarını olumsuz etkileme riski açıktır.”

Erhürman, kapsamlı çözüm sürecine katkı koymaya devam edeceklerinin altını çizerken, Kıbrıs Türk tarafının iradesini by-pass eden girişimlere karşı sessiz kalmayacaklarının da altını çizdi.

“Çözüm atmosferinin oluşması için tüm gayreti göstereceğiz ancak bu atmosferi zedeleyen hamleleri görmezden gelmeyeceğiz.”

Erhürman'ın açıklaması şöyle:
Seçim döneminin çok öncesinden beri “Great Sea Interconnector” projesi ile ilgili olarak ortaya koyduğumuz tepkiler hafızalardadır veya öyle olması gerekir. Söylediğimiz şey nettir. Kıbrıslı Türkler bu adadaki iki eşit kurucu ortaktan biridir ve enerji, deniz yetki alanları gibi konularda Kıbrıslı Türklerin egemenlik hakları yok sayılarak, bizim irademiz olmaksızın karar alınması mümkün değildir. Bilindiği gibi seçim sonrasında yaptığım açıklamalarda Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü ile ilgili konularda güneyden gelen (Liderlik kaynaklı olsun olmasın) yorumlara yanıt vermeyeceğimi, daha görüşmeye başlamadan suçlama oyunlarına girmeyeceğimi söyledim. Bu sözüme sadık kalma kararlılığındayım. Bununla birlikte, Sn. Hristodulidis’in bir yandan bir an önce kapsamlı çözüm için görüşmeye başlayalım çağrısı yaparken, diğer yandan, yine aynı şekilde Kıbrıslı Türkler görmezden gelinerek, bu kez de İsrail doğal gazının deniz altından Kıbrıs’a ulaştırılması konusundaki girişimlere ortak olmasını samimiyet testi açısından olumlu bir işaret olarak değerlendirmediğimin altını çizmek zorundayım. Kıbrıs’ta çözüm için öncelikle bir çözüm atmosferine ihtiyacımız var. Bu atmosferin, özellikle de bölgede kalıcı istikrar ve barış arayışlarını olumsuz etkileme potansiyeli yüksek girişimlerin Kıbrıs Türk halkı görmezden gelinerek yapılmasıyla sağlanamayacağı açıktır. Bu vesileyle, adada çözüm atmosferinin oluşması için her türlü gayreti göstermeye devam edeceğimizi ama bu atmosferi zedeleyen hamleleri de asla görmezden gelmeyeceğimizi bir kez daha en açık şekilde ifade etmek istiyorum.