
"Polis ölüm tehdidi içeren iletiler dışında soruşturma açamıyor"
Ülkemizde yaşanan son gerilimli günlerin sosyal medya ayağı konusunda DAÜ İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aysu Arsoy, sosyal medyada ölüm tehdidi dışında polisin yasal olarak yapacak bir şeyi olmayışına dikkat çekti
Afrika Gazetesi’nin, Afrin’de düzenlenen “Zeytin Dalı Harekatı”na yönelik, “Türkiye’den bir işgal daha” şeklindeki manşeti sonrası Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gazeteyi işaret ederek gerçekleştirdiği “Kuzey Kıbrıs’ta bir pespaye gazete ahlaksızca başlık atmış. Ben KKTC’deki kardeşlerimi tavır almaya davet ediyorum” şeklindeki açıklaması sonrası sosyal medyada yayın yapan satış içerikli grup ve sayfalardaki bazı üyeler tarafından nefret içerikli gönderiler paylaşılmaya başlandı.
Paylaşımlarda ise Afrika Gazetesi’nin bahsi geçen manşetini içeren kupürler ve nefret içerikli söylemler kullanan gurup veya sayfa üyeleri, gazete önünde eyleme gidileceğine ilişkin örgütlenmeyi sosyal medya üzerinden gerçekleştiriyor. Daha sonra ise bir grubun provokasyonlar etrafında örgütlenmesiyle birlikte, geçtiğimiz hafta gerçekleşen ve halk tarafından ‘kara gün’ olarak nitelendirilen Afrika Gazetesi ve Cumhuriyet Meclisi’nde yaşanan olaylar patlak veriyor.
Yaşananlar sonrası akıllara gelen ‘Sosyal medyanın ülkede daha fazla denetim altına alınması’ konusunda Kıbrıs Postası'ndan Ertuğrul Senova'ya konuşan Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Barış İçin Araştırma ve İletişim Merkezi (BAİM) Yönetim Kurulu Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aysu Arsoy, konuya ilişkin yasanın yetersizliğine ve ülkedeki tartışma kültürünün eksikliğine vurgu yaptı.
ARSOY: "YASA YAPICILAR VATANDAŞI CEZALANDIRACAK DEĞİL KORUYACAK YASALAR ÜRETMELİ"
Polisin, yasalar uyarınca ölüm tehdidi içeren iletiler dışında soruşturma açamadığını belirten Arsoy, yaşanan süreçte, alım-satım içerikli gruplarda paylaşılan provokasyon içerikli gönderilere ilişkin, sosyal medya kullanıcılarının daha bilinçli ve farkında olması gerektiğini ifade etti.
Yasa yapıcıların vatandaşı cezalandıracak değil koruyacak yasalar üretmesi gerektiğine dikkat çeken Arsoy, toplumun tartışma kültüründe var olan eksikliğe de değindi.
Tartışma kültürüne yönelik zemin hazırlanması gerektiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr Arsoy, toplumun her türlü fikre karşı saygı duyması gerektiğini söyleyerek, toplumun “Ben fikrimi söylemekte özgürüm ama başkasının söylediği fikrime uygun değilse, özgür olamaz” şeklinde tavır takındığına dikkat çekti.
“RESMİ HESAPLARDAN PAYLAŞILAN İÇERİKLERİ DERLİYOR FAKAT...”
Sosyal medyada yayılan provokasyon içerikli gönderilerin yavaşlatılması veya durdurulması konusunda Facebook’un uzun süredir sahte haberleri önlemek adına çalışmalar yaptığını belirten Arsoy, yeni uygulamanın geçen yaz denemelerine başlandığını ve resmi hesaplardan paylaşılan içerikli derlediğini belirtiyor.
Facebook’taki çalışmanın eksikliğine değinen Yrd. Doç. Dr. Arsoy, “Resmi hesaplardan paylaşılan içerikleri derliyor, fakat bu sefer de resmi olmayan hesaplarda bilgi akışı devam ettiğinden, dağılması veya çoğaltılması engellenemiyor” diyerek, güvenilir bir bilginin, doğrulanabilir resmi bir kimlikle örtüşmesi gereğine dikkat çekiyor.
Sosyal medyada yayılan provokasyon içerikli gönderilerin, alım-satım içerikli guruplarda paylaşılması konusunda da konuşan Arsoy, “Bu bahsettiğimiz ticari içerikli sosyal medya gruplarında yöneticiler denetimsiz. Paylaşımlara izin vererek, üyelerin içerik oluşturmasından menfaat sağlamaktadırlar. Burada site veya sayfa yöneticileri için ne kadar paylaşım o kadar takip veya aktif kalmak demek oluyor. Böylece gelir elde etmek hedeflenmekte” değerlendirmesinde bulunuyor.
"YASA YOKKEN BAŞKA DENETİM DE MÜMKÜN OLMAYACAK"
Yaşananların engellenmesi noktasında Medya Etik Kurulu’nun, grup ve paylaşımları denetlemesinin yardımcı olabileceğine dikkat çeken Arsoy, “Yasa yokken başka bir denetim de mümkün olmayacak” değerlendirmesinde bulunuyor.
Alım-satım gruplarının hatırı sayılır nüfuslara sahip olduğunu ve çoğunluğunun üniversite öğrencilerinden oluştuğunu belirten Arsoy, “Dolaysıyla böylesi denetimsiz ortamlarda provokasyon ve kışkırtma gibi yalan haberler ile hedef göstererek, çatışma yaratma hedeflenmekte” yorumunda bulunuyor.
Son olarak Kıbrıs’ta yerleşmiş hoşgörü kültürüne karşı, çatışma kültürünün boy gösterdiğini belirten Arsoy, çatışma kültürünün ötekileştirmeyi, siz biz diye ayırıp hedef göstermeyi kullandığını vurguluyor.




fdfd.gif)


HABERE YORUM KAT