1. HABERLER

  2. GÜNDEM

  3. Polise seyirci kalma emri verilmiş olabilir
Polise seyirci kalma emri verilmiş olabilir

Polise seyirci kalma emri verilmiş olabilir

Avukat Barış Mamalı: “Polis Örgütü’nün T.C Hükümeti tarafından atanan bir generalin emri altında olması nedeniyle polis mensupları sinema seyircisi gibi olayları izlemek zorunda kalmıştır.

A+A-

Avukat Barış Mamalı, Polis Yasası gereği can ve mal güvenliğini korumakla görevli olan polis örgütü tam tersi bir hareket tarzıyla neredeyse suç işleyenlere yol ve cesaret veren bir pozisyon yüklendiğini belirterek, “İhmalleriyle adeta suça iştirak ettiler. Yurttaşlarımıza hakaret edip, onlara ait binalara ve meclise vandalca saldıranlara göz yumulmuştur” şeklinde konuştu

Polisin Gözleri önünde çeşit çeşit çatır çatır suç işlenirken hiçbir tutuklama yapmadığının altını çizen Mamalı, “Önceleri eylemlerde yasadışı hiçbir davranışta bulunmayan insanlara kanunsuzca müdahalelerde bulunabilen polis örgütü bu vahim olaylarda sessiz kalarak gerçekte bize değil denizaşırı hükümete hizmet ettiğini ispatlamıştır. Kısacası polislik onuru yerle bir edilmiştir” dedi

Mamalı, bu ülkede Anayasa ve yasalar yokmuş gibi davranarak meclis çatısına çıkanları ve şov yapanları korkakça izleyen polis örgütünün bu haliyle kendisi bizzat hukuku bertaraf ettiğini belirterek, “Yasalara itaat edeceğine dair yapılan polis yemini tamir edilemeyecek şekilde bozulmuştur

Mamalı; “Bu olaylarda insanımızı korumak yerine saldırganlara göz yumulmasının müsebbibi olan Polis Genel Müdürü ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanı başta olmak üzere sorumlu kişiler derhal istifa etmeli, aksi taktirde görevlerinden alınmalıdır. Tabi bu görevden almayı yapabilecek cesarette bir hükümet varsa”

Eniz ORAKCIOĞLU

Avukat Barış Mamalı Yeni Bakış’a son yaşanan olaylar nedeniyle bir kez daha gündeme gelen polisin görev ve sorumluluklarını değerlendirdi.

“Polis tarafsız olmalıdır”

Mamalı, Demokratik Hukuk Devleti ilkelerine uygun ve insan haklarına saygılı olarak görev yapması öngörülen Polis Örgütünün, görevlerini ve yetkilerini bu ilkelere uygun olarak yerine getirmesinin Anayasal bir zorunluluk olduğunu anımsatarak, “Kaldı ki devletin bir parçası olan polis örgütünün de demokratik temeller üzerine kurulu bir teşkilat altında yer alması gerekmektedir. Devletin seçilmişler eliyle yönetilmesi demokrasinin en önemli özelliğidir. Demokratik toplumlarda Polis, kişisel hak ve özgürlüklerin önünde bir engel değil, bu özgürlüklerin savunucusu ve güvencesi olarak, yurttaşa huzur ve güven temin etme misyonunu üstlenmiştir. Polisin, görevini demokratik, çağdaş ve profesyonel bir şekilde yerine getirebilmesi için hukukun ve demokrasinin egemen olduğu bir işlevselliğe sahip olması kaçınılmazdır. Polislik uygulamalarında tarafsızlık ve hizmet sunulan yurttaşlara eşit davranmak bu mesleğin ön koşuludur” dedi.

“Polisin askere bağlı olması anti-demokratik bir durumdur”

Polis örgütünün yıllardır askeri vesayet, emir ve denetim altında bulunduğuna dikkat çeken Barış Mamalı, “Hiçbir medeni, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye dayalı ülkede polisin bizdeki gibi bir yapılanması bulunmamaktadır. Askeri mantık düzen mantığıdır, farklılıkların kabul görmediği, astın üste tartışmasız itaat etmesi gereken tek bir kalıp içinde kişiliklerin geri plana itildiği, sıkı bir disiplin anlayışının hakim olduğu, dolayısıyla içerisinde demokrasinin yaşayamayacağı bir statükosu vardır. İşte bu nedenle polisin askere bağlı olması anti-demokratik bir durumdur” şeklinde konuştu.

“Sinema seyircisi gibi olayları izlediler”

Polisin sivilleşirken siyasallaşmaması veya siyasi iktidarın oyuncağı olmayacak bir yapılanmaya kavuşturulması gerektiğini vurgulayan Mamalı, “En azından ülke siyasetinde kökleşmiş olan partizanlık ve nepotizm ortadan kaldırılıncaya kadar polis örgütünün direkt siyasetin kucağına atılmaması gerekir. 22 Ocak günü yaşananların ana kaynağında ülkedeki bazı kurumların yönetiminin bizde olmamasıdır. Polis Örgütü’nin T.C Hükümeti tarafından atanan bir generalin emri altında olması nedeniyle polis mensupları sinema seyircisi gibi olayları izlemek zorunda kalmıştır” diye konuştu.

“Görevini getirmeyen polis amaçlarından sapmış demektir”

Mamalı, sözlerine şu şekilde devam etti; “Demokratik sistemlerde Polis, kişisel hak ve özgürlüklerin önünde bir engel değil, bu özgürlüklerin savunucusu ve güvencesi olarak, yurttaşa huzur ve güven temin etme misyonunu üstlenmiştir. Hukuk devletinin geçerli olduğu demokratik bir toplumda polisin ana amaçları; toplumda huzuru, kamu düzenini ve hukukun üstünlüğünü sağlamak, özellikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde de yer alan kişilerin temel hak ve özgürlüklerini korumak, saygı göstermek, suçu önlemek, suçla mücadele etmek, halka yardım etmek ve halkın hizmetinde olmaktır. Bunları yerine getiremeyen polis örgütü ana amaçlarını ifa edememiş ya da amaçlarından sapmış demektir.”

“Polislere sadece seyirci kalma emri vermiştir”

Polisin yetkilerini düzenleyen Polis Yasası’nın 8’inci ve 85’inci maddelerinde polisin protesto amaçlı ve barışçıl eylemler nedeniyle bulunan topluluğa müdahalede bulunma yetkisi ancak suç teşkil eden bir eylemin varlığı halinde söz konusu olduğunu anlatan Mamalı, “Yani polisin gözü önünde işlenmekte olan bir suç olmadığı taktirde polisin topluluğa müdahale etme yetkisi yoktur. 22 Ocak günü gazete ve meclis önünde toplanan kişiler, insanların anayasal hak ve özgürlüklerini hiçbir tereddüt göstermeksizin çiğnemiş ve vahşice saldırıda bulunarak tüm kamuoyu önünde açıkça suç işlemekten kaçınmamıştır. Bu güruh suçüstü halinde iken polisler tarafından herhangi bir müdahaleye uğramamıştır. Oysa her polis mensubunun, önünde suç işlenmesi halinde buna anında müdahalede bulunması yasal görev ve yükümlülüğüdür. Ancak belli ki genel müdürlük bu noktada polislere sadece seyirci kalma emri vermiştir” dedi.

“Polis, vandalca saldıranlara göz yummuştur”

Mamalı; sözlerine şu şekilde devam etti; “22 Ocak günü yaşananlara baktığımızda şunları net olarak görmekteyiz: Polis Yasası gereği can ve mal güvenliğini korumakla görevli olan polis örgütü tam tersi bir hareket tarzıyla neredeyse suç işleyenlere yol ve cesaret veren bir pozisyon yüklenmiş, ihmalleriyle adeta suça iştirak etmiştir. Yurttaşlarımıza hakaret edip, onlara ait binalara ve meclise vandalca saldıranlara göz yumulmuştur. 

“Polislik onuru yerle bir edilmiştir”

Polisin Gözleri önünde çeşit çeşit çatır çatır suç işlenirken hiçbir tutuklama yapmadığının altını çizen Mamalı, “Gördüğü bir suçun işlenmesini önlememek veya suçlunun yakalanması için gerekli girişimde bulunmamak bir polisin meslekten çıkarılmasını gerektiren önemli bir disiplin suçudur. Canını ve malını korumakla görevli olduğunuz halkın, canına ve malına kastedenleri örtülü şekilde koruyarak polise olan güven duygusunu yok ettiler. Önceleri eylemlerde yasadışı hiçbir davranışta bulunmayan insanlara kanunsuzca müdahalelerde bulunabilen polis örgütü bu vahim olaylarda sessiz kalarak gerçekte bize değil denizaşırı hükümete hizmet ettiğini ispatlamıştır. Kısacası polislik onuru yerle bir edilmiştir” şeklinde konuştu.

“Polis yemini bozulmuştur”

Mamalı, bu ülkede Anayasa ve yasalar yokmuş gibi davranarak meclis çatısına çıkanları ve şov yapanları korkakça izleyen polis örgütünün bu haliyle kendisi bizzat hukuku bertaraf ettiğine dikkat çekerek, “Yasalara itaat edeceğine dair yapılan polis yemini tamir edilemeyecek şekilde bozulmuştur. Bu suçu işleyenler arasında birçok T.C uyruklu veya vatandaş olmayan kişi vardı. Daha önce İngiliz ve Alman uyruklu yabancıların protesto amaçlı toplanmasına dahi izin vermeyen makamlar şimdi bunlara neden izin verdi? Yoksa denizaşırı bir emir herşeyi kesiyor mu?” diye konuştu.

“Görevden alınmalıdırlar”

Mamalı, sözlerine şu şekilde son verdi; “Hukukun üstünlüğüne dayalı bir ülkede kanunsuzların korunması söz konusu olamaz. Ancak bu Vandalların neredeyse polis tarafından bir başlarının okşanmadığı kalmıştır. Bu görünüm altında bu tip kişilerin benzeri faaliyetlerde bulunması için kendilerine cesaret verilmiştir. Polis Örgütü derhal olaylara katılan kişileri tespit edip haklarında soruşturma açıp en kısa sürede onları yargıya taşımalıdır. Bunlar yargı önünde hesap vermeye zorlanmalı, suçlu olduklarına karar verildikten sonra yabancı olanlar zaman kaybedilmeden “ihraç” edilmeli, keza KKTC vatandaşlığı almış olanlar var ise onların da vatandaşlıkları gözden geçirilmelidir. Bu çirkin ve halkı korkutan olaylara sebebiyet verenlere gerekli karşılık gösterilmelidir. Toplumumuzu bu tür vahşilerden korumalıyız. Bu olaylarda insanımızı korumak yerine saldırganlara göz yumulmasının müsebbibi olan Polis Genel Müdürü ile Güvenlik Kuvvetleri Komutanı başta olmak üzere sorumlu kişiler derhal istifa etmeli, aksi taktirde görevlerinden alınmalıdır. Tabi bu görevden almayı yapabilecek cesarette bir hükümet varsa.”

 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.