1. HABERLER

  2. KÜLTÜR & SANAT

  3. Sükan: “Sanat toplumun kalbidir”
Sükan: “Sanat toplumun kalbidir”

Sükan: “Sanat toplumun kalbidir”

​Haberatör Gazetesi, Kıbrıs’ta resim sanatı denince ilk akla gelen ve başarılı isimlerden birisi olan Feryal Sükan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.

A+A-

Haberatör Gazetesi, Kıbrıs’ta resim sanatı denince ilk akla gelen ve başarılı isimlerden birisi olan Feryal Sükan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi.Bugüne kadar 12 kişisel sergisi olan ve 13’sünü açmak için çalışmalarına tüm hızla devam Feryal Sükan ile ülkemizde sanata ve sanatçıya olan ilginin toplumumuzda ne boyutlarda olduğunu konuştuk.

Ülkemizde sanatçı olmanın çok kolay olmadığını vurgu yapan Sükan, “ Ülkemizin bayağı sorunlu olduğunu düşünüyorum. Son zamanlarda, bu sorunların içerisinde insanların dönüp sanata bakmaya daha çok ihtiyaçları oldu. Geçmişte de bununla debelenip duran bir sürü sanatçımız oldu ama uzun boylu bir destek görmeyi ne onlar bekledi ne de öyle bir destek olabildi. Herkes kendi yolunda devam etti. Ama son zamanlarda bir çaba görmeye başladım.  Sanki sanatçıya karşı daha sahiplenilir oldu, özellikle de özel kuruluşlar. Sanat bir toplumun ruhudur, orda kalbi atıyor sanki. Sürekli olarak fiziksel sorunlar insanı yoruyor. Sanat onların ötesinde insanın iç dünyasını okşuyor, uyarıyor, harekete geçiriyor. Sanat toplumun kalbi gibi, hissetmesini sağlıyor” açıklamasında bulundu.

Haber: Tuğçe Özbahadır

Haberatör Gazetesi, Kıbrıs’ta resim sanatı denince ilk akla gelen ve başarılı isimlerden birisi olan Feryal Sükan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdi. Bugüne kadar 12 kişisel sergisi olan ve 13’sünü açmak için çalışmalarına tüm hızla devam Feryal Sükan ile ülkemizde sanata ve sanatçıya olan ilginin toplumumuzda ne boyutlarda olduğunu konuştuk.

T.Ö.: Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Feryal Sükan: 1994’ten beri aktif olarak resim sanatıyla uğraşıyorum.  Esas olarak algılarımın geliştiği ve hayata bakış açımın değiştiği nokta, tamı tamına resmin gizine bulaştığım bu  zamanlara rastlar. Daha öncesinde bir Feryal vardı, aşağı yukarı belki diğer insanların hayatları gibi bir hayat yaşamıştır ama benim esas Feryal’i ve hayatı tanımam ve tanımlamam resimle başlamıştır ve bu benim için önemli bir dönüm noktasıydı, hayatımın yarısından çoğunu resim yaparak geçirdim. Benim için resim, kendi yaşamımın çok büyük bir parçası hatta tümü bile diyebilirim. Sanki resim yapmadan duramazmışım gibi hissediyorum. Seyahate bile giderken eskiz kitaplarımı yanıma alma ihtiyacı duyarım. Sürekli gördüğüm şeyleri çizerim. Sanki onlar olmazsa ben olmazmışım gibi hissediyorum ve bu aslında bütün sanatçılarda olan bir duygudur. Esas üretken olduğumuz nokta da sanırım budur, böyle hissettiğimiz zaman üretkenliğe geçiyoruz, hayatımızın bir parçası olduğu zaman.

T.Ö.: Bu güne kadar neler yaptınız ve ileride gerçekleştirmek istediğiniz bir hayaliniz var mı?

Feryal Sükan:Bugüne kadar 12 sergi açtım, 1994 yılından beri aktif olarak resim sanatıyla uğraşıyorum. Ne yaptım, ne yapmadım, ne kadar yapabildim bilmiyorum. Bunu ancak tarih söyleyebilir diye düşünüyorum. Aslında bu yalnız benim için değil, herkes için geçerli. Ama genel olarak Kıbrıs’ta resim sanatı denildiğinde, özellikle adım geçiyor. En azından bir tadım olduğunu biliyorum. Özellikle yaptığım kadın figürleri ve portreler, insanların hafızalarında kalıyor. Çünkü insan, duygularını en fazla ele veren beden dili ve yüz ifadeleridir. İnsana dair olan da beni çok ilgilendiiryor.  Hiçbir zaman kendimi kısıtlamadım, engellemedim. Tuvalimin önünde hep kendimi ve fırçamı özgür bıraktım.

Bence sanatçı, ilerisi için hayal kurmaz, sadece yapar. Kendi yolunda gider, yapması gerekeni yapar, söylemesi gerekeni söyler. Toplumda ne varsa, sanatçının kendi tuvalinde var, şiirinde var. Tabi bunları kendi duygularıyla, anlayışlarıyla, algılayışlarıyla yorumlar. Eğer şairse, yazarsa kitabı basılsın ister, birilerine ulaşsın ister. Eğer ressamsa resimlerinin insanlara ulaşmasını ister. Çünkü sanat paylaştıkça yayılan bir şeydir. Büyük sanatçıların herhalde hedefi bu. Benimde en büyük isteğim kalıcı bir katalog. Hayatım boyunca sayısını hatırlayamayacağım kadar çok resim yaptım. Birçoğu emaneten sanatsevere ulaşırken bana resimleri kalmıştır. O yüzden herekese ulaşabilmek için ve kalıcı olabilmek için her ressam iyi bir katalogu hak eder. Çünkü katalog kalıcıdır, gelecek nesillere taşınır. Benim de en büyük isteğim birkaç tabloyla geleceğe kalabilmek.

T.Ö.: Hayatınızda resim yaparken örnek aldığınız biri var mı?

Feryal Sükan: Örnek almak demeyelim de resim yapmayı öğrenirken inceleyip araştırdığım sanatçılardan hayranlık duyduğun, etkilendiğim olmuştur. Ancak bunları bilgi dağarcığıma atıp yoluma öyle devam ettim. Çünkü biri gibi olmak sanatçı için var olmamak demektir. Kendi gibi olmak ve sanatına kendi tatlarını koymak... Feryal Sükan olarak bir birey olduğumu düşünüyorum ve o bireyi düşünceleriyle, hayata bakış açısıyla, yaşam felsefesiyle ve toplumdaki duruşuyla tuvallerime  yansıttığımı düşünüyorum.

dsc_0001.jpg

T.Ö.: Sizi diğer ressamlardan farklı kılan özellik var mı?

Feryal Sükan:Her ressamın kendi tadı ve tarzı vardır. Önemli olan o tadı ve tarzı koyabilmektir. Ve imzalamadan o resmi imzalamaktır. Yani bir insan bir resme baktığı zaman bu resim şu kişiye aittir diyebilmeli. O noktaya gelmek çok onur verici bir duygu, başka bir ressamla karıştırılmamak, tuvalinizin önünde bu resim şunun mu acaba diye bir soru işareti yaşatmamak, bir sanatçı için en güzel duygudur.  Buna uslüp diyoruz. Bir ressam bunu yakalayabildiyse farkı ordadır.

T.Ö.: Kıbrıs’ta ressam olmak sizin için ne ifade ediyor?

Feryal Sükan:Bizim toplumumuzda sanatçı olmak çok kolay değil. Çünkü toplum zaten türlü problemlerle debelenip duran bir toplum. Bunlardan bahsetmeme gerek yok, hepimiz gerçekleri, yaşamın gerçeklerini, ekonomik durumumuzu, bugün gelinen noktada barışın nasıl tıkanıklığa uğradığını biliyoruz. Bizim ülkemizin bayağı sorunlu olduğunu düşünüyorum. Son zamanlarda, bu sorunların içerisinde insanların dönüp sanata bakmaya daha çok ihtiyaçları oldu. Geçmişte de bununla debelenip duran bir sürü sanatçımız oldu ama uzun boylu bir destek görmeyi ne onlar bekledi ne de öyle bir destek olabildi. Herkes kendi yolunda devam etti. Ama son zamanlarda bir çaba görmeye başladım.  Sanki sanatçıya karşı daha sahiplenilir oldu, özellikle de özel kuruluşlar. Sanat bir toplumun ruhudur, orda kalbi atıyor sanki. Sürekli olarak fiziksel sorunlar insanı yoruyor. Sanat onların ötesinde insanın iç dünyasını okşuyor, uyarıyor, harekete geçiriyor. Sanat toplumun kalbi gibi, hissetmesini sağlıyor.

Toplumumuzda  zorluklar olmasına rağmen güzel tarafları da vardır.  Adalı insanın sıcaklığını yaşıyoruz her zaman. O yüzden bazı şeyleri daha çok kucaklamaya hazırız. Koşullar sunulduğunda da kucaklıyoruz. Küçücük bir toplum olduğu için burada ressam olmak, daha bilindik olmayı ve daha göz önünde olmayı da getiriyor. Sanatçı olarak bunun sorumlulukları da var. İnsanlar sizi tanıdığı zaman beklentiler çoğalıyor. Beklentiler çoğaldıkça sorumluluklar da artıyor. Sanatçı bohem yaşıyor diyorlar ama bence sanatçı, çok sorumluluk sahibi olan biridir ve olması gereken de odur. Yüksek beklentiler, yüksek mutsuzluklar getirir. Onları aşağıya çekersek, olaylara daha olumlu bakarsak, sanatçı olarak daha çok üretmeye gidebiliriz ama sürekli olarak o eksiklikleri göz önüne koyarsak sadece onlarla meşgul oluruz. Bu da bizim üretkenliğimizi azaltır. Bence yolumuzda yürüyebilmemizin en önemli noktası bazı şeyleri kabullenmek ve iyileştirmeye çalışmak veya yeri geldiğinde söylemek, eğer yapabileceksek katkı koymak, olabilecekse insanları uyarmak, farkındalık yaratmak ve gerekirse yardım edebilmek.

T.Ö.: Sizce Kıbrıs’tasanatçıya destek ne durumda?

Feryal Sükan:Farkındalık yaratmak devlet eliyle her zaman olabilecek bir şey değil. Çünkü devlette nasıl bir durumda olduğumuz belli. Bütçe zaten hiçbir zaman fazla ayrılmamıştır. Ayrılan bütçede bazen öyle yerlere gidiyor ki, hiçbir yere ulaşmıyor. Geçmişte çok örneğini de gördük.  O yüzden yapmaya çalıştıkları destek çok fazla sanatçıya ulaşmıyor. Bence bu konu hakkında objektif değerlendiren sanat komisyonları oluşturulmalı. İstenilenlerin yerine ulaşması için ciddi organizasyonlar gerekiyor. Biraz zor gibi gözüküyor ama umarım ilerde organizasyonlar kurulur. İnsanlar herşeye ezberden bakıyor, o yüzden de ezberleri artık bozmak gerekiyor. Her zaman söylüyorum. Bu topumda sanatçı kendi yağıyla kendi ciğerini kavuruyor. Mesela 20 yıldır tiyatro yıkık durumda. Halen daha bir tiyatro yok. Bize boya ve tuval alın da demiyoruz. Bu konularda örgütler oluşturulmalı.

Son zamanlarda sanata karşı daha bir duyarlılık varmış gibi görünüyor. Temennim bu duyarlılığın sözde kalmaması...

Etiketler : , ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.