1. YAZARLAR

  2. Muhammet Gözay

  3. Açlık ve Sefalet 
Muhammet Gözay

Muhammet Gözay

Yazarın Tüm Yazıları >

Açlık ve Sefalet 

A+A-

Son yıllarda ülkemizde giderek derinleşen açlık ve sefalet, yalnızca ekonomik bir sorun olmanın ötesinde, sosyal ve psikolojik dengeleri de etkileyerek sorunları arttırmıştır. Bu durumun en önemli nedeni, elbette ki hükümetin izlediği ya da aslında izlemediği politikalar ve yönetim eksikliğidir. Vatandaşların temel ihtiyaçlarının karşılanamadığı bir ortamda, toplumun huzur ve refah içinde yaşamasını beklemek hayalperestlik olur. 

Hükümetin uyguladığı ekonomik politikaların sonuçları ortadadır. 

Yüksek enflasyon karşısında amaçsızca maaş zamları, serbest piyasa ekonomisinin hakimiyeti ve sermaye yanlısı politikalar vatandaşların yaşam standartlarını her geçen gün daha da ayaklar altına almaktadır. 

Temel gıda ürünlerindeki fiyat artışları, kişisel sağlık ürünlerindeki vergiler, dar gelirli ailelerin yoksulluk sınırının altında kalmasını tetiklemiş, ülkede iki tip sınıfın oluşmasını daha da kalıcı hale getirmiştir. Orta sınıf tamamen yok olmuş, zenginler ve alt sınıf olarak iki tip insan modeli yaratılmıştır. Zenginler zenginliklerini arttırırken, orta sınıf daha aşağılara çekilmiş, işçi sınıfı yok olmanın eşiğinde mücadele vermektedir. Bu ekonomik daralma, sadece günlük yaşamı değil, aynı zamanda hem hane içi hem de toplumsal refahı olumsuz etkilemekte ve gelinen noktada yok etmektedir. 

Sefalet içinde yaşayan bireyler, yalnızca maddi kayıplar yaşamıyor; aynı zamanda sosyal ve psikolojik sorunlarla da başa çıkmak zorunda kalıyorlar. 

Sorunlar sistematiksizleşiyor, toplumun sosyo-psikolojik durumu tedavisi güç kronikleşmiş bir durum haline getiriliyor. Eğitim, sağlık gibi temel sosyal haklarının erişimi imkansızlaşırken, suç oranlarının artmasına ve toplum güvenliğinin tehlikeye girmesine neden olmaktadır. Bu durum, hükümet olduğunu iddia edenlerin vurdumduymazlığını açıkça göstermektedir. Hükümet iddiasındaki sözde yetkililerin vatandaşlarını ya da ülke refahını düşünme gibi bir gailesi yoktur. 

Toplumsal adaleti sağlamak veya insani yaşam standartlarını oluşturmalarını beklemek ölü gözünden yaş gelmesini beklemekten ötede değildir. Onlar kendi koltuk ve menfaatlerinin derdinde, yapıştıkları yerlerde bizden çaldıklarıyla kan emici pozisyonlarıyla sadece ceplerini doldurmak peşindedirler. 

Mevcut düzeni değiştirmek, sırtımızdaki kan emicileri kafamızdan atmadan, adil ekonomik politikalar üretecek idari anlayışı oluşturmazsak her geçen gün yok olmaya devam edeceğiz. Tabii ki KKTC yapısını iyileştirmek pek de mümkün ve kalıcı bir çözüm değildir. 

Toplumumuzun kurtuluşu federal çözümden geçtiğini unutmamalı, federal çözüme kadar insanca yaşayabileceğimiz bir idari sistemin oluşması için mücadele etmeliyiz. Aksi takdirde, çaresizliğin ve çözümsüzlüğün gölgesinde yaşayan bir toplum olarak, geleceğimizi karartmaya, gençlerimizin göç etmesini seyredurmaya ve her gün yok olmaya devam edeceğiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.