Ayak üstü beslenme çocukları obez yapıyor.
Eğitim yılının başlamasıyla günlük öğünlerden birini okulda geçirecek çocukların "ayaküstü beslenme" olarak tanımlanan ekmek arası döner, hamburger, patates kızartması, tost, pizza gibi yiyecekleri tercih etmesinin obezite riskini artırdığı belirtildi.
EĞİTİM YILININ BAŞLAMASIYLA GÜNLÜK ÖĞÜNLERDEN BİRİNİ OKULDA YİYECEK ÇOCUKLARIN "AYAKÜSTÜ BESLENME" OLARAK TANIMLANAN EKMEK ARASI DÖNER, HAMBURGER, PATATES KIZARTMASI, TOST, PİZZA GİBİ YİYECEKLERİ TERCİH ETMESİNİN OBEZİTE RİSKİNİ ARTIRACAĞI BELİRTİLDİ
İstanbul, 16 Eylül 17 (T.A.K.): Eğitim yılının başlamasıyla günlük öğünlerden birini okulda geçirecek çocukların "ayaküstü beslenme" olarak tanımlanan ekmek arası döner, hamburger, patates kızartması, tost, pizza gibi yiyecekleri tercih etmesinin obezite riskini artırdığı belirtildi.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) sağlığı, "insanın fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik halinde olması" şeklinde tanımladığını hatırlattı.
Beslenmenin bireyin sağlığını etkileyen en önemli faktörlerden biri olduğunu vurgulayan Aydoğan, sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin maddelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda alması gerektiğini vurguladı.
Aydoğan, beslenme alışkanlıklarının yaşam süreci içerisinde zamanla değişikliğe uğradığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Erken çocukluk ve okul döneminde çocuğumuzun edinmesini istediğimiz davranışlardan biri de sağlıklı beslenme alışkanlığının kazanılması ve geliştirilmesidir. Unutulmamalıdır ki, yetişkin çağda dengesiz ve kötü beslenme ile ilgili alışkanlıkları değiştirmek daha zor olduğundan çocukluk ve okul dönemi bu anlamda kritik öneme sahiptir. Çocukluk döneminde sağlıklı beslenme alışkanlıklarının edinilmesi, yetişkin dönemdeki yaşam alışkanlıkları açısından son derece önemlidir. Çocuğun fiziksel, duygusal gelişimini ve sosyal davranışlarını etkileyen en önemli faktör yaşına, cinsiyetine ve fiziksel aktivitesine uygun olarak yeterli ve dengeli beslenmesidir."
Çocukluk döneminin, büyüme ve gelişmenin hızlı, öğrenme ve kavrama işlevlerinin önemli, beslenme ile ilgili alışkanlıkların yaşam boyu sürebilecek davranış şeklinde kazanıldığı bir dönem olduğunu belirten Aydoğan, çocukluk döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin, büyüme çağındaki çocukların hem sağlıklarının geliştirilmesi ve korunmasında hem de ilerleyen süreçte kronik hastalıkların önlenmesinde oldukça önemli bir rolü olduğunu vurguladı.
Ümit Aydoğan, çocukların yağ ve karbonhidrattan zengin besinleri fazla miktarda tüketmesinin, fiziksel aktiviteden uzaklaşmasının, televizyon ve bilgisayar oyunlarına yönelmelerinin obezite başta olmak üzere pek çok sağlık sorununun erken yaşta görülmesine neden olduğunu anlatarak, şu bilgileri verdi:
"Okul öncesi ailenin kontrolünde olan çocuk, okul döneminin başlamasıyla arkadaşları ve çevresindekilerin etkisinde daha fazla kalmaktadır. Ayrıca okulda beslenme ile ilgili kontrolün yeterli olmaması çocukların yanlış beslenme alışkanlıkları edinmelerine neden olabilmektedir. Ayaküstü beslenme çocukları obez yapıyor. Özellikle, son yıllarda ülkemizde kentsel bölgelerde çocukların enerji yönünden yüksek, doymuş yağ asitleri ve tuz içeriği açısından zengin, posa yani lif içeriği, A, C ve E vitaminleri ve demir, çinko, kalsiyum ve potasyum yönünden yetersiz nitelikte 'ayaküstü beslenme' dediğimiz ekmek arası döner, hamburger, patates kızartması, tost, pizza gibi 'fast-food' alışkanlığını tercih etmesi sağlık sorunlarının oluşma riskini daha da artırmaktadır. Yüksek enerji içerikli ve düşük besin değeri olan atıştırmalıkların artan oranda tüketimi ve ev yemeklerinin tüketimindeki azalma modernleşmenin getirdiği birey ve toplum sağlığını olumsuz etkileyen başlıca temel iki faktördür. Bu riski artıran en önemli bir diğer faktör ise çocuğun toplum yaşamına ilk kez bilinçli olarak girdiği, dış dünyayla daha fazla ilişki kurduğu okul dönemidir. Okulda beslenme ile ilgili kontrolün yetersizliği ve özellikle annelerin günümüzün gerektirdiği şartlar nedeniyle çalışması yanlış beslenme alışkanlıkları edinmelerine neden olabilmektedir. Aşırı ve dengesiz beslenme sonucunda, çocukların büyüme ve gelişmeleri doğrudan etkilenmekte ve sonuç olarak gelişme geriliği yaratmaktadır. Okul çağı döneminde şişman bir çocuğun yaşam boyu devam edecek sağlık sorunları olacaktır."
Aydoğan, 2016'da yapılan Türkiye Sağlık Araştırması'na göre, 15 yaş ve üstü şişman bireylerin oranının yüzde 19,6 olarak tespit edildiğini anımsatarak, aynı araştırmada 7-14 yaş gurubundaki çocuklar arasındaki hastalık/sağlık sorunlarına bakıldığında, beslenme ile ilişkili hastalıkların ilk beş içerisinde yer aldığını söyledi.
"OKULLAR ÖNEMLİ RÖLE SAHİP"
Ümit Aydoğan, çocukların sağlık yönünden olumlu davranışlar kazanmasında okullara büyük sorumluluklar düştüğünü vurgulayarak, çocukların sağlıklı olmalarında en önemli temel yapı taşları arasında okullarda beslenme şekilleri ve fiziksel aktiviteleri geldiğini söyledi.
Sağlıklı beslenme ve yeterli fiziksel aktiviteye sahip çocukların gün içindeki zindelik ve yaşam kalitesinin artacağını dile getiren Aydoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geleceğimiz olan çocuklarımızın sağlıklı olmalarını sağlamak için dengeli ve yeterli beslenme konusunda toplumsal bir farkındalık yaratmak son derece önemlidir. Bilgi almaya ve alışkanlık kazanmaya en elverişli dönemin okul olduğu hiçbir zaman akıllardan çıkarılmamalıdır.
Bulundukları sınıflara göre dengeli ve yeterli beslenme konusunda sağlık profesyonelleri tarafından gerekli kurumların iş birliği ile müfredata uygun eğitimler verilmelidir. Her alanda olduğu gibi çocukluk döneminde atılan sağlıklı temeller, bireyin ve toplumun güncel ve gelecek sağlığı için kaçırılmaması gereken fırsatları değerlendirmek açısından önem arz etmektedir."
Aydoğan, sağlıklı beslenme alışkanlığı için şu önerilerde bulundu:
"Çocuk öncelikle aile içerisinde gördüğü ve tanıdığı besinlerle yaşama adım atar. Beslenme şekli kazanılan bir alışkanlıktır ve genelde topluma bakıldığında obez ailelerin çocuklarının da obez olduğu görülmektedir. Ebeveynler, burada mevcut durumun her ne kadar genetik faktörlerden kaynaklandığı görüşünün arkasına sığınsa da çalışmalar, bu durumun beslenme alışkanlığından kaynaklandığını ortaya koymaktadır. Ebeveynler olarak çocuklarımız için alınacak önlemlerin başında ekran karşısında geçirilen sürenin kısıtlanması, mümkün olduğunca ailece düzenli fiziksel aktivite yapılması, sağlıklı içecek ve atıştırmalıkların tercih edilmesi gelmektedir. Ebeveynlerin, öğretmenlerin farkındalığının artırılması, özellikle aile ve çocuk hekimlerinin koruyucu hekimlik açısından hizmet vermeleri, sağlıklı beslenme konusunda sağlık profesyonellerinin okullarda eğitim verme imkanlarının ilgili kurum ve kuruluşlarca sağlanması, okullarda hizmet veren kantin, yemekhane, kafeterya, büfe ve çay ocağı gibi yerlerin sağlıklı beslenme konusunda Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan yasal mevzuatlarda belirtilen 'Eğitim Kurumlarında Satışı Uygun Olmayan Gıda ve İçecekler'i bulundurmamasının sağlanması ve belirli sürelerle kontrol edilmeleri önem taşımaktadır."
HABERE YORUM KAT