Hakkını Arayan Emekçilere Destek Olma Zamanı
Mağusa Limanı'nda emekçilerin yaşadığı ciddi sorunlar, sadece bu bölgedeki işçilerin değil, tüm toplumun dikkatini çekmesi gereken bir durumdur.
Maaşların ödenmemesi ve toplu iş sözleşmelerinin tanınmaması, çalışanların temel haklarına yapılan açık bir saldırıdır.
Emekçiler, yaşamlarını idame ettirmek ve haklarını savunmak için grev kararı aldıklarında, karşılaştıkları bu tür engellemeler, toplumsal adalet anlayışından ne kadar uzak olduğumuzu ortaya koymaktadır.
Söz konusu olan, sadece bir iş yeri ya da bir grev değil; insanların ekmek umutlarına, onurlu bir yaşam sürme haklarına yapılan bir saldırıdır.
Hükümetin toplu iş sözleşmelerini reddetmesi, çalışma hayatında yıllardır süregelen kuralsızlığın ve güvencesizliğin sadece bir yansımasıdır.
Bu tutum, emekçilerin adeta sömürüldüğü bir atmosferi beslemekte, işçilerin haklarını gaspetmekte ve sosyal huzursuzluğu artırmaktadır.
Türkiye’den yasa dışı olarak getirilen işçileri kullanmak, yerel iş gücüne ve emekçilere yapılan açık bir haksızlık ve saygısızlıktır.
Bu durum, tüketim toplumunu besleyen, her yeni gün biraz daha kanıksanmış bir çalışma sisteminin sürdürücüsü olmaktadır.
Hükümetin, çalışma koşullarını düzeltmek ve emekçilerin taleplerine saygı göstermek yerine, bunu engellemeye yönelik politikalar geliştirmesi, toplumsal bir adalet arayışının karşısında durmaktadır.
Unutulmamalıdır ki her bir emekçi, hak ettiği yaşam standardına ulaşmak için mücadele etmekte ve bu mücadele, sadece kendi geleceğini değil, tüm toplumun geleceğini etkilemektedir.
Halka ait olan kaynakların, emekçilerin sendikal haklarının gasp edilmesi, sürdürülemez bir durum yaratmakta ve bu durum uzun vadede toplumun tüm kesimlerine zarar vermektedir.
Bu noktada, emekçilere destek vermek ve birlikte hareket etmek büyük bir önem taşımaktadır.
Herkesin hayat standartlarını yükseltmek, adaletli bir çalışma ortamı sağlamak ve hak eşitliğini tesis etmek adına sesimizi yükseltmeliyiz.
Yeter artık!
Hükümetin bu tutumuna karşı durmak, haklarımızı savunmak ve emeğimize sahip çıkmak için harekete geçmeliyiz.
Birlikte daha güçlü olabiliriz.
Emeğe saygının ön planda olduğu, adaletin tesis edildiği bir toplum için mücadele etmeliyiz.
Kuşkusuz ki bu mücadele, sadece günümüzde değil, gelecekte kuracağımız adil bir toplumun temel taşlarını da oluşturacaktır.
YAZIYA YORUM KAT