
“Hayatı durduracağız"
Toplumsal Varoluş Platformu, TC ile KKTC arasında imzalanan “2022 Yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü” hakkında bugün KTAMS 50’nci Yıl Salonu’nda basın toplantısı düzenledi.
Toplumsal Varoluş Platformu, TC ile KKTC arasında imzalanan “2022 Yılı İktisadi ve Mali İş Birliği Protokolü” hakkında bugün KTAMS 50’nci Yıl Salonu’nda basın toplantısı düzenledi.
Protokolün “teslimiyet protokolü” olduğunu savunan sendika yetkilileri, ülkeye birlikte sahip çıkma zamanının geldiğini belirterek, halka mücadele çağrısı yaptı.
-Bengihan
KTAMS Başkanı Güven Bengihan, protokolün, “teslimiyet protokolü” olduğunu savunarak, Kıbrıslı Türklerin toplumsal var oluşunun tehlikeye düştüğünü ileri sürdü.
Protokolde, toplum mühendisliğine yol açacak düzenlemeler olduğunu öne süren Bengihan, mali protokolün içeriğini eleştirdi.
Kıbrıslı Türklerin 1920’li yıllardan beridir var oluş mücadelesi verdiğini dile getiren Bengihan, bundan sonra da mücadelenin devam edeceğini kaydetti. Halkın bilinçli bir şekilde yoksullaştırılarak, göç ettirilmek istendiğini savunan Bengihan, ülkenin geleceğinin teslim edilmek istendiğini iddia etti.
Bengihan, “Buna geçit vermeyeceğiz. Herkes haddini bilecek, hodri meydan” dedi. Toplumsal kimlik ve kültürü, canları pahasına koruyacaklarını ifade eden Güven Bengihan, tüm kesimleri ve halkı da yanlarına alarak mücadeleyi genişleteceklerini söyledi.
“Şu an bir dönüm noktasındayız” diyen Bengihan, bu ülkeyi yurt bilen herkesin ülkenin geleceği için mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Bengihan, “Bizlerin TC halklarıyla, emekçileriyle hiçbir sorunu olamaz, bizim verdiğimiz mücadele toplumsal var oluş, emek mücadelesidir” diye konuştu.
KTAMS Başkanı Bengihan, protokolü, uluslararası alana, Türkiye’ye taşıyacaklarını da belirterek, “Kıbrıslı Türkleri asla yok edemeyeceksiniz” dedi.
-Bıçaklı
Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı da, “hükümetin memur görevi yaptığını” iddia ederek, “Toplumu yok etmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar, yeter ki o koltuklarda otursunlar” şeklinde konuştu.
Dünyada ülkeler arasında protokoller imzalanabileceğini ifade eden Bıçaklı, bir ülkenin emeklilik yaşının kaç olacağını başka ülkeden teknisyenlerin anlatmasının doğru olmadığını anlattı.
“Toplumu yok edecek kararlar almaktan vazgeçin, yetkiniz yoktur. Zorlarsanız bunun siyasi bedelini çok erken zamanda ödeyeceksiniz” diye konuşan Bıçaklı, toplumla birlikte ülkeye sahip çıkma zamanının geldiğini kaydetti. Bıçaklı, “Ya var olacağız ya da yok olacağız” dedi.
-Aşam
Dev-İş Başkanı Koral Aşam da, protokol metninin içerisinde para, ekonomi ve kalkınma olmadığını savunarak, protokolün “istibdat projesi” olduğunu öne sürdü.
Protokolde, “millet iradesinin önündeki engellerin kaldırılması konusunda gerekli tedbirler alınacaktır” maddesi yer aldığını belirten Aşam, bu maadeyi eleştirdi.
Toplu iş sözleşmesi ve Sendikalar Yasası ile ilgili maddelere de dikkat çeken Aşam, toplu yürüyüş ve gösteri hakkına da halel getirecek noktalar olduğunu öne sürdü.
Toplumun elinin, kolunun bağlanacağını iddia eden Aşam, bu maddelerin kabul edilmesinin baskıların artarak devam etmesi anlamına geldiğini savundu.
Reform adı altında belediyelerin kapatılmasına çanak tutacak maddeler olduğunu ifade eden Aşam, protokolün kabul edilemez olduğunu belirtti.
-Güröz
Koop-Sen Başkanı Mehmet Ali Güröz de, “protokolün Kıbrıslı Türklerin kültürüne ve kimliğine müdahale olduğunu” iddia etti.
Yabancıların KKTC’ye yatırım yapmasıyla ilgili maddeye işaret eden Güröz, amacın, büyük şirketlerin Kıbrıslı Türk ortak almadan KKTC’ye yatırım yapması olduğunu kaydederek, bu konuda endişelerini belirtti.
Kıbrıslı Türk özel sektörünün bu yasayla batırılacağına inandıklarını ifade eden Güröz, birlikte mücadele çağrısı yaptı. Yabancıların mülk edinmesinde kısıtlamaların kaldırılması konusuna da değinen Güröz, Kıbrıslı Türklerin “topraksızlaştırılması vatansızlaştırılması” kaygısı taşıdıklarını söyledi.
Türkiye Ödeme Yöntemi olan TROY’un ülkeye getirilmek istendiğini de savunan Güröz, “Bizim bu sisteme ihtiyacımız yok” dedi.
-Özkıraç
El-Sen Başkanı Kubilay Özkıraç da, protokolün, “imha, asimilasyon, ilhak protokolü” olduğunu ileri sürdü. Protokolü eleştiren Özkıraç, direneceklerini kaydetti.
Özellikle Türkiye’de ve dünyada özelleştirme furyası olduğunu belirten Özkıraç, toplumun büyük bir kısmının özelleştirmeden sonra yoksullaştırıldığını kaydetti.
Kıbrıslı Türklerin üretimden koparıldığını ifade eden Özkıraç, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’nun üretiminin özelleştirilmek istendiğini öne sürdü.
Topluma, “Bu duyarsızlık kalksın artık” diye seslenen Özkıraç, bürokrasi, kültürün darmadağın edildiğini iddia etti.
Direnişin çıtasının yukarı çekilmesi gerektiğini ifade eden Özkıraç, “Ya var olacağız, ya yok olacağız” dedi. Özkıraç, tüm toplumun ve emekçilerin, direnişe katkı koymasını beklediklerini söyledi.
-Uzun
Vergi-Sen Genel Sekreteri Ediz Uzun da, protokolde, “Vergi sistemi gözden geçirilecek, gelir artırıcı düzenlemelerin yapılması için çalışmalar yapılacak” ifadesinin yer aldığını belirterek, “Vergi sisteminde bir arıza yoktur, vergi sistemi çalıştırılmadığı için bir sıkıntı vardır” dedi.
Uzun, bunun yerine protokolde, “Vergi dairelerinin parti örgüt binaları gibi kullanılmasından vazgeçilecek yazılmasını beklerdik” şeklinde konuştu.
-Maviş
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş ise, “laik yaşam biçiminden vazgeçmemiz mümkün değildir” diyerek, gidecek başka ülkeleri olmadığını ifade etti.
“Milli irade” eleştirisinde bulunan Maviş, milli iradenin otoriteyi ifade ettiğini ileri sürdü. Millet iradesinden kastın, bağımsız kurumlar yani yargı, Anayasa Mahkemesi, Kamu Hizmeti Komisyonu olduğunu savunan Maviş, bağımsız kurum istenmediğini öne sürdü.
“Laik duruşumuzu hazmedemiyorlar” diyen Maviş, laikliğin, din ve vicdan özgürlüğünün temeli olduğunu kaydetti. Maviş, “protokolün satın alma belgesi olduğunu” öne sürerek, imza atanlara hesabını soracaklarını belirtti.
“Kültürleme ve sosyalleşme” sürecinde okulda öğrenciyi etkileyen en önemli unsurun öğretmen olduğunu ifade eden Maviş, protokolde, eğitim programlarının milli şuura uygun şekilde değiştirilmek istendiğini savundu. Öğretmenin laik duruşundan rahatsız olunduğunu öne süren Maviş, öğretmenin niteliğinin değiştirilmek istendiğini iddia etti.
Atatürk Öğretmen Akademisi’nin tasfiye edileceği iddiasında bulunan Maviş, “Teslimiyet protokolüne kabul etmiyoruz” diyerek, buna karşı durulması gerektiğini söyledi.
-Işık
KTOEÖS Eğitim Sekreteri Ali Yaman Işık da, protokolün “Kıbrıslı Türklerin kalkınmasıyla ilgili değil, yok edilmesiyle ilgili bir plan olduğunu” ileri sürdü.
Orta öğretim seviyesinde uygulanan eğitim programları ile ders kitaplarının ortak değerleri güçlendirmeye yönelik olarak güncelleneceğinin ifade edildiğini dile getiren Işık, ortak değeri güçlendirmeye yönelik değişimin ne olduğunu sordu.
“Bizlere dayatılması planlanan programlar ile kara zihniyeti aşılamamızı mı amaçlıyorlar?” sorusunu soran Işık, aile danışmanlığı ile ilgili maddeyi de eleştirdi.
“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen bir zihniyetin aile yapısı hakkında Kıbrıslı Türklere öğreteceği herhangi bir şey olabilir mi?” diye soran Işık, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Meclis binası, Din İşleri ve Evkaf’a ayrılan kaynağa karşılık meslek liselerinin geliştirilmesine yönelik ayrılan kaynağı eleştirdi.
Ali Yaman Işık, Girne Öğretmen Evi’ne 4.5 Milyon TL gibi para ayrılırken, okullara hiçbir bütçe ayrılmamasına da tepki gösterdi.
-Taşçıoğlu
Tıp-iş Başkanı Mustafa Taşçıoğlu ise, protokolde yer alan her iki ülkenin sağlık sisteminin uyumlaştırılması maddesini eleştirerek, TC ve KKTC’nin ayrı devletler olduğunu söyledi ve bunun “ilhak” anlamına geldiğini öne sürdü.
Türkiye’deki sağlık sistemi hakkında değerlendirmelerde bulunan Taşçıoğlu, şehir hastaneleri modeliyle ülkenin mali yükümlülükler altına sokulmasını istemediklerini söyledi.
Ülkede yeni hastanelere ihtiyaç olduğunu ancak bu hastanelerin kamuya ait olması gerektiğini ifade eden Taşçıoğlu, sosyal güvenlik sistemlerinin birleştirilmesiyle ilgili maddeye dikkat çekerek, “Bizim yeni bir sisteme ihtiyacımız yok, yeter ki biz sistemimizi çalıştıralım” dedi.
Lefkoşa’ya yapılması düşünülen yeni hastanenin ihalesinin Türkiye’de açılmasını da eleştiren Taşçıoğlu, “Biz kendi imkânlarımızla hastanemizi yapamayacak mıyız” diye sordu.
-Atan
Kamu-Sen Başkanı Metin Atan ise, ülkenin yönetiliş biçiminde bir sıkıntı olduğunu savunarak, “Siz yönetemezseniz, birileri gelir sizi yönetir, bu bir kuraldır” dedi ve hükümeti eleştirdi.
Yok oluşa doğru gidildiğini dile getiren Atan, TC’nin bazı konularda olsa da, esas sorumlunun ülkedeki yöneticiler olduğunu iddia etti.
Sosyal Sigortalar'ın kendini idame ettirebileceğini ifade eden Atan, bir taraftan teşvik primleri verilirken, küçük esnaf ve küçük işletmelerin iflas ettiğini belirtti.
“Hodri meydan diyoruz” diyen Atan, geri adım atmayacaklarını söyledi.
-Arpalıklı
BES Genel Sekreteri Ulus Arpalıklı da, “Yok oluşa karşı toplum olarak "hayır" demenin zamanı geldi de geçiyor bile… Herkesin taşın altına elini koyması lazım” diye konuştu.
Belediyelerin yüzölçümüne, nüfusuna göre düzenlenmek istendiğine değinen Arpalıklı, “Belediyelerin yasası vardır. Siz mevcut olan yasaları düzenleyin” dedi.
Arpalıklı, Meclis’e de seslenerek, lüks hayattan vazgeçilmesini istedi. Ulus Arpalıklı, “Meclis’teki arkadaşlarımız da, çalışan arkadaşlarımız gibi asgari ücret alsın, geçinsinler de görelim” şeklinde konuştu.
-Kişmir
Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir ise, sosyal medya başta olmak üzere tüm iletişim araçlarından dezenformasyona yönelik sınırlandırma yapılması maddesini eleştirdi. Kişmir, “Bir ülke düşünün IMF ile anlaşma yapacak, IMF de kendisinden bunu isteyecek bu mümkün mü” diye sordu.
Düşünceleri yüzünden Türkiye’ye girişi yasak olan birçok kişi olduğunu belirten Kişmir, bugün düşünceleri yüzünden kendilerine dava açılan parti başkanları, sendika başkanları ve gazeteciler olduğunu söyledi. Türkiye ile KKTC arasındaki protokolün “teslimiyet” olduğunu öne süren Kişmir, buna karşı direneceklerini ve düşüncelerini özgürce ifade etmeye devam edeceklerini kaydetti.
-Sorular
Konuşmaların ardından basın mensuplarının soruları da yanıtlandı. “Eylem veya miting yapılacak mı?” sorusu üzerine KTAMS Başkanı Güven Bengihan, mücadeleyi genişleterek, daha etkili, daha sert, ezber bozan tepki ortaya koyacaklarını ifade etti.
-Haftaya zamlara karşı tepki
Haftaya sürpriz bir şekilde zamlara karşı tepki vereceklerini belirten Bengihan, protokolle ilgili bir maddenin Meclis’e gitmesi durumunda ise süresiz grev dahil her türlü eylemi yapacaklarını söyledi. Bengihan, “Toplumsal mücadele, toplumun geneliyle birlikte verilmelidir. Süreç en kısa sürede başlayacak” dedi.
Asgari ücret hakkındaki soru üzerine ise Türk-Sen Başkanı Arslan Bıçaklı, asgari ücretin açlık sınırının altında olduğunu belirterek, asgari ücretin yeniden ve süratle günün koşullarına göre belirlenmesi gerektiğini söyledi. Bıçaklı, hayat pahalılığı için de 6 ayın beklenemeyeceğini ifade etti.




fdfd.gif)


HABERE YORUM KAT