1. YAZARLAR

  2. Psikolog Gökçe Çakır

  3. Kadına Yonelik Şiddet
Psikolog Gökçe Çakır

Psikolog Gökçe Çakır

Psikolog
Yazarın Tüm Yazıları >

Kadına Yonelik Şiddet

A+A-

Toplumsal kurallar olmasına rağmen insanlar arasındaki rekabet ve catismalar psikolojik durumlarla birlesip şiddetin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Şiddetten en çok etkilenen kişiler kadınlar ve çocuklar olmaktadır. Günümüzde hem Türkiye’de hem de Dünya’da şiddet ve kadına yönelik şiddet en çok yaşanan sosyal sorunların başında gelmektedir.

Bireyler arası ilişkilerin yapısı veya bireylerin soruna yönelik çözüm arayışları önemli ölçüde sosyo-kültürel dinamikler tarafından belirlenmektedir. Bireylerin sorunları algılama biçimleri ve çözme yönünde geliştirdikleri stratejiler toplumun sosyo-kültürel faktörlerinden bağımsız düşünülemez. Bu çerçevede, bireylerin deneyimlediği kültürel yapı, sosyalleşme biçimi ve aile yapısı gibi faktörler bireylerin şiddete eğilimli olmalarında veya şiddet davranışı sergilemelerinde etkili olmaktadır.

Freud’a göre insanın iki temel içgüdüsü vardır: Biri cinsellik, diğeri saldırganlıktır. İnsan tabiatındaki bu temel içgüdülerin kullanılma biçim ve niteliği insanın gördüğü eğitime bağlı olarak değişir.

Kisi kendini sözlü olarak ifade edemiyorsa, o zaman ortaya şiddet çıkar. Kadın, duygu ve düşüncelerini sözle ifade etmeye daha yatkındır. Bir sorun yaşadığında hislerini kolayca anlatabilir. Fakat erkeğin bu konudaki eğilimi, çok gelişkin değildir. Böyle olunca da, erkek öfke birikimini şiddet şeklinde ifade etme yoluna başvurur.

Türkiye’de kadınlar özellikle aile içi şiddete maruz kalmakta, uğradıkları bu şiddeti de genellikle utandıkları için gizli tutmaktadırlar. Çoğu zaman şiddetin nedeni olarak kendilerini görmekte, bunu başkalarına anlatırlarsa onların da bu şekilde düşüneceğine inandıkları için de susmaktadırlar. Bir çok kadın, töre namus cinayetine maruz kalmakta, eşlerinden ve diğer aile fertlerinden şiddet görmektedir. Bunda Türk toplumunun erkek egemen bir toplum olması ve kadının, kendisine biçilen rolün dışına çıkmasının ayıp algılanıp, kınanmasının da önemli bir rolü vardır.

Kadına yönelik şiddetin önlenebilmesi ya da en aza indirgenebilmesi için yapilcak cozum onerileri: 

Kadına yönelik şiddet bir toplumsal yapı problemidir. Bu problemin engellenmesi ya da çözüme kavuşabilmesi için toplumsal kurumlar iş birliği içerisinde çalışmalıdır.  “Kadın erkek eşitliği” sağlanmadan kadına yönelik şiddetle mücadelede başarılı olunamaz. Kadına yönelik şiddet toplumda yaşayan bütün insanların sorunudur.  Kadının eğitim, ekonomi ve siyasal katılım alanlarında güçlendirilmesi gerektiğine ve bu alanlarda yaşadığı ayrımcılığın ortadan kaldırılmasının kadına yönelik şiddetin önlenmesinde çok önemli bir rolü bulunmaktadır. Kadının çalışma hayatına katılması ve ekonomik anlamda bir gelirinin olması şiddetle mücadelede önemli bir unsurdur. Türkiye’de halen hizmet veren sığınma evi ve kadın danışma merkezleri sayısının ve niteliğinin yetersiz olduğuna ve bu sayının acilen artırılması gerekmektedir. Şiddet konusunda farkındalık yaratabilmek adına eğitim programları düzenlenmeli, görsel ve yazılı medyada kadına yönelik şiddetle ilgili programlara yer verilmelidir. Toplumsal cinsiyet rolleri aktarılırken kadını özel alana dâhil edecek geleneksel rollere yönelik söylemlerden kaçınılmalıdır. Yerel yönetimler tarafından kadınlara istihdam olanaklarının yaratılmasına, ders kitaplarında kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı konusunda bilgilerin verilmelidir ve toplumsal cinsiyet rollerini ve kadına yönelik şiddeti pekiştiren unsurların kitaplardan çıkarılmalıdır.  Cinsiyet ayrımcılığını engellemeye yönelik gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ayrımcılığı caydırıcı bir takım tedbirler alınmalıdır.

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.